İsrail’in 1976 yılında Filistinlilere ait binlerce dönüm araziye el koymasıyla başlayan olayların yıl dönümü, her sene Filistinlilerin topraklarına bağlılığı ve direnişinin sembolü olarak anılıyor.
- İsrail’in 176 gündür saldırılarını sürdürdüğü Gazze’de can kaybı 32 bin 705’e yükseldi
- GÖRÜŞ – Bir gaspın tarihi: Filistin toprakları
- Kudüs’ü ziyaret eden Müslümanlar, İsrail’in Gazze’deki saldırıları nedeniyle hüzün yaşıyor
- ABD’li Senatör Sanders, Biden yönetiminin İsrail’e silah satışını “gizli” onaylamasını eleştirdi
- İsrail saldırısında iki bebeğini ve eşini kaybeden Filistinli kadın: Bayramı onlarla geçirmek isterdim
- İsrail, 7 Ekim’den bu yana 27 bin dönüm Filistin toprağına el koydu
Dünyanın her yerindeki Filistinliler tarafından idrak edilen Filistin Toprak Günü, bu yıl İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’deki yoğun saldırısı ve karadan işgalin yanı sıra Batı Şeria ve Kudüs’te İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimcilerin artan şiddetinin gölgesinde geçiyor.
Filistin Toprak Günü, İsrail içerisindeki Filistinliler ve İsrail güçleri arasında yaşanan ilk çatışma olması sebebiyle Filistinliler için büyük bir önem taşıyor.
Toprak Günü olayları
Olaylar, Tel Aviv yönetiminin 29 Şubat 1976’da Filistinli nüfusa sahip Sahneyn, Araba, Deyr Hanna ve Arab es-Suveyd bölgelerinde 21 bin dönüm araziye el koyma kararıyla başladı.
Filistinlilerin topraklarına el koyarak Yahudi yerleşim birimleri inşa etmek yoluyla bölgeyi “Yahudileştirmeyi” planlayan İsrail, bu projesini “Celile’nin Kalkındırılması” şeklinde adlandırmıştı.
İsrail, Filistinlilerle çatışma yaşanacağını öngörerek, 29 Mart günü saat 17.00’de arazilerine el koyduğu köylerde sokağa çıkma yasağı ve her türlü gösteriyi yasa dışı ilan etti.
Filistinli göstericileri ateş açmakla tehdit eden İsrail, Filistinlilerin komiteleriyle talep ettiği bir günlük grev talebine sonraki gün olan 30 Mart için onay verdi.
Celile bölgesinde bulunan Deyr Hanna beldesinde yapılan gösteride, İsrail güçlerinin bir kişiyi öldürmesi ve çok sayıda kişiyi yaralaması Filistinliler arasındaki tepkiyi büyüttü.
Genişleyen protesto çemberi, Deyr Hanna’nın yanı sıra Sahneyn ve Araba beldelerinin yanı sıra Negev Çölü’ne kadar geniş bir alana yayıldı. İsrail güçleri ise olaylar sırasında 6 Filistinliyi öldürerek çok sayıda kişiyi yaraladı.
İsrail vatandaşı Filistinliler, İsrail güçleri tarafından öldürülmelerine rağmen, Tel Aviv yönetimi konuyla ilgili bir soruşturma yapmayı reddetti.
İsrail, aradan geçen yılların ardından Filistinlilerin topraklarına el koymaya devam ederken, Filistinliler ise toprakları için mücadele vermeyi sürdürüyor.
Filistinlilere ait arazilere el koyma
FKÖ’ye bağlı Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyinin raporuna göre, Batı Şeria’nın yüzde 42’si, “C” bölgesinin de yüzde 68,7’si İsrail’in kontrolü altında.
Batı Şeria’nın toplam alanının yüzde 17,6’sını “A” bölgesi, yüzde 18,4’ünü “B” bölgesi, yüzde 61’ini de “C” bölgesi oluşturuyor.
İsrail’in 1967’de Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ni işgalinden bu yana “devlet arazisi” ilan ettiği Filistin topraklarının toplam alanı yaklaşık 1700 kilometrekareye ulaştı.
Başka bir deyişle Batı Şeria’nın yüzde 29’u Yahudi yerleşim birimlerinin inşasına ya da yerleşimcilerin tasarrufuna bırakıldı yahut yerleşim birimlerinin artan ihtiyaçları için rezerve edildi.
Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimcilerin sayısı 740 bine ulaşırken, bu kişiler 184 yerleşim yeri, 90’ı tarım arazilerinde olan 194 kaçak yerleşim biriminde yaşıyor.
Çoğunluğu Ürdün Vadisi ve doğu yamaçlarında bulunan ve mevcut yerleşim alanlarının dört katına tekabül eden 410 bin dönümden fazla alana Filistinlilerin ulaşımı engelleniyor.
Sadece 2023 yılında ise 18 yeni kaçak yerleşim kuruldu. Ayrıca 94 askeri bölge ve 40 askeri birim de oluşturuldu.
Tel Aviv, yerleşim birimi inşası kapsamında geçen yıl 18 binden fazla yeni konut kurulması üzerinde çalıştı; bunların 8 binini onaylandı, 10 bini daha sonra onaylanmak üzere teslim edildi.
Öte yandan Yahudi yerleşimciler tarafından işlenen Filistinlilere ait toprakların alanı 120 bin dönüme ulaştı.
Sadece 2023 yılında İsrail güçleri “doğal rezerv, devlet arazisi” gibi bahanelerle Filistinlilere ait 48 bin dönümden fazla araziye el koydu.
Tel Aviv 2023 yılında Filistinlilere yıkım için 1330 uyarı gönderdi, bu uyarıların yüzde 60’ı El Halil, Beytüllahim ve Ramallah’ı kapsıyor.
İsrail, çoğu Kudüs, El Halil ve Eriha’da olmak üzere 659 yapıyı yıktı; İsrail güçleri de 619 dönüm araziye el konulmasını içeren 32 askeri talimat yayımladı.
Tel Aviv’in uygulamaları nedeniyle 22’si 7 Ekim sonrası olmak üzere 25 Filistinli bedevi topluluk ikamet yerlerinden zorla başka yerlere gönderildi. Bu tehcirle 1517 fertten oluşan 266 aile yerinden oldu.
İsrail’in uygulamaları ve Yahudi yerleşimcilerin saldırıları nedeniyle Filistinlilerin yarım milyon dönümden fazla tarım arazisine ulaşımı engellendi.
Ayrıca sadece geçen yılda yaklaşık 18 bin zeytin ağacı dahil olmak üzere 21 binden fazla Filistinlilere ait ağaç söküldü, kırıldı.
Filistin topraklarını bölen, ayıran daimi ve kalıcı kontrol noktaları, askeri bariyerler de Filistinlilerin hareketini ciddi şekilde kısıtlıyor. Bölgede kontrol noktaları, askeri noktalar, kontrol kapısı gibi 700 engel bulunurken, bunlardan 140’ı 7 Ekim’den sonra oluşturuldu.
İsrail’in 2002 yılında inşa ettiği Ayrım Duvarı da Filistinlilere ait toprakların 295 kilometrekaresini izole ediyor.
İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda en az 14 bin 280’i çocuk, 9 bin 340’ı kadın olmak üzere 32 bin 623 Filistinli öldürüldü, 75 bin 92 kişi yaralandı.
Bu sürede, işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te İsrail güçleri ile yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 455 Filistinli hayatını kaybederken 4 bin 750 kişi ise yaralandı.