Gazze’deki Birleşmiş Milletler (BM) Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) görevli eğitimci ve çalışanlar, UNRWA’nın “İsrail’in çeşitli baskılarına boyun eğerek”, tarafsızlık ilkesi adı altında gerek Gazze gerekse Batı Şeria’da ulusal ve İslami terminolojiyle ilgili baskı uyguladığını ifade ediyor.
Kısıtlamalar, okullardaki ders müfredatından,”cihat ve münafıklardan bahseden” Kur’an-ı Kerim ayetlerine, işgal edilen tarihi Filistin topraklarındaki Kudüs, Yafa, Hayfa ve Akka gibi kentlerin isimlerinin kullanımından birçok alana kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor.
İddialara karşı çıkarak özel bir tarafsızlık ilkesi benimsenmediğini savunan UNRWA yetkilileri ise kısıtlamalarla ilgili, BM bünyesinde hizmet veren kurumun, BM ilkelerine ters düşmeden hareket etmesi gerektiğinin altını çiziyor. Yetkililer, UNRWA’nın, tarafsız ve uluslararası hukuk ile insan hakları ilkelerine bağlı olduğunu ifade ediyor.
UNRWA bünyesindeki Arap Çalışanlar Birliğinden Muhammed Şuveydah, AA muhabirine yaptığı açıklamada, UNRWA tarafından ortaya konulan tarafsızlık ilkesinin açık ve net olmadığını belirterek, gerek Gazze gerekse Batı Şeria’da ulusal ve İslami terminolojinin hedef alındığını söyledi.
Ulusal ve İslami değerlere ters düşmemesi, açık ve net olması kaydıyla UNRWA’nın tarafsızlık ilkesini desteklediklerini ifade eden Şuveydah, “UNRWA, Filistinli mülteciler, Filistin davası ve geri dönüş hakkı ile ilgili konuları ‘tarafsızlığı ihlal’ olarak sınıflandırmaktadır. Mesele, ulusal ve İslami değerlere kadar uzandığında bunu kabul etmemiz mümkün değil.” diye konuştu.
İsrail baskıları sonucu uygulanan kısıtlamalara tepki
Şuveydah, UNRWA, İsrail’in baskısı neticesinde “cihat ve münafıklardan bahseden” bazı Kur’an-ı Kerim ayetlerinin zikredilmesine de kısıtlama getirdiğine dikkati çekti.
“İsrail baskılarına boyun eğen UNRWA’nın Filistin ulusal ve İslami değerlerine aykırı uygulamalarını” kınayan Şuveydah, “İsrail’in birtakım baskılarına olumlu yanıt verse de kuruluşundan bu yana Filistinli mültecilere yardım sunan bu köklü kurumun önemli rolü devam etmektedir.” ifadesini kullandı.
“UNRWA’nın kısıtlamaları kuruluş ilkesine ters düşmektedir”
BM kuruluşunun kısıtlamalarının okullarda işlenen ders müfredatlarına kadar uzandığına işaret eden Şuveydah, şöyle devam etti:
“Bizden Hayfa-Kudüs arası uzaklık hesaplamalarına ilişkin matematik sorusunu Gazze-Han Yunus olarak değiştirmemiz istendi. Hayfa ve Kudüs kentlerinin Filistin’e ait olmadığı gerekçe gösterilerek, bunların zikredilmesinin tarafsızlık ilkesine aykırı olduğu ifade ediliyor. UNRWA çalışanları ve eğitimciler, Hayfa, Akka ve Yafa şehirlerinde yerinden edilmiş yüz binlerce mülteciyi bünyesinde barındıran UNRWA’nın kuruluş ilkelerine ters düşen bu taleplerini reddetmektedir.”
Şuveydah, UNRWA’nın, faaliyet gösterdiği diğer Arap ülkelerindeki gibi Gazze ve Batı Şeria’da da müfredata müdahale etmeden eğitim faaliyetlerini sürdürmesi çağrısında bulunarak, “Ürdün, Lübnan, Suriye de olduğu gibi Filistin ulusal müfredatına da saygı duyulmalı ve ev sahibi ülkenin müfredatı değiştirilmemelidir.” diye konuştu.
UNRWA’nın Filistin müfredatını yansıtması beklenen ve öğretmenler tarafından hazırlanan “zenginleştirme konularını” değiştirdiğini ve iptal ettiğini aktaran Şuveydah, üçüncü sınıflar için hazırlanan bir kitapta “Hayfa ve En-Nevres” isimli bir bölüm bulunduğunu, burada Hayfa’nın bir kız ismi olarak kullanıldığını ancak buna rağmen UNRWA’nın bu bölümün kitaptan çıkarılmasını istediğini kaydetti.
Bu dersin müfredattaki resmi bir kitapta bulunduğuna, “zenginleştirme materyalinin” ise bu kitabın bir açıklaması olduğuna işaret eden Şuveydah, UNRWA’nın “duruma müdahale etmesinin” mümkün olmadığına dikkati çekti.
İsrail’in baskıları
“UNRWA’nın ulusal terminolojinin kullanılmasını engelleme konusundaki ısrarı, Siyonist ve uluslararası kuruluşların kendisine yönelttiği baskıların bir sonucudur.” diyen Şuveydah, UNRWA tarafsızlık konusunda bir girişimde bulunmadığını aksine Filistin müfredatını değiştirme ve öğretmenleri kovuşturma baskısı altında olduğunu aktardı.
Şuveydah, “İsrail’in UNRWA’ya yönelik bu tavrının, Filistinli mülteci meselesinin en güçlü tanığını ortadan kaldırma arzusu çerçevesinde geldiğine inanılıyor. İsrail 2018’de mülteci adını ve tanımını değiştirmeye ve bunu 1948’de yerinden edilen kişilerle sınırlamaya, yerinden edilme sürecini yaşamayan çocuk ve torunlarını bu tarife dahil etmemeye çalışmıştı.” dedi.
İsrail’in kurumun çalışmalarını büyük ülkelerden fonlamayı durdurup, yöntemlerini ve çalışanlarını takip etmeye çalışarak baltalamaya çalıştığını belirten Şuveydah, UNRWA’nın, uluslararası bir izleme kuruluşu tarafından “tarafsızlığı ihlal ettiğine” ilişkin rapor kapsamında devam eden soruşturmalar bitene kadar bazı çalışanlarını geçici olarak işten çıkarttığına işaret etti.
UNRWA’nın ve çalışanlarının performansını izleyen dış taraflar olduğuna dikkati çeken Şuveydah, UNRWA’nın tarafsız olması, doğruları yansıtmayan bu raporları kabul etmemesi ve soruşturmalarını klasik standartlar çerçevesinde yürütmesi gerektiğini söyledi.
UNRWA’ya okullarında eğitim görmüş Filistinli çocukları öldüren İsrail’i “tarafsızlık ve insanlık” değerlerini ihlal etmekten sorumlu tutması çağrısında bulunan Şuveydah, son olarak geçen ağustos ayının sonunda Gazze sınırındaki gösterilerde Hasan Ebu en-Nil (12) isimli bir çocuğun İsrail kurşunlarıyla öldürüldüğünü ifade etti.
ABD ile UNRWA arasındaki “şartlı anlaşma”
Washington ve UNRWA tarafından 15 Temmuz’da imzalanan ve kurumun faaliyetlerine ABD’nin “şartlı” bir şekilde destek vermesini içeren “çerçeve” anlaşmasını kınayan Şuveydah, anlaşmanın, Filistin müfredatının izlenmesini, “işgalci bakış açısına uymayan” içeriklerin silinmesini ve tüm UNRWA kurumlarının izlenmesini de şart koştuğunu aktardı.
Anlaşmanın ABD’nin UNRWA’ya yeniden destek vermek için tehlikeli şartlar içerdiğini söyleyen Şuveydah, bu koşulların “UNRWA hizmetini alanların tarafsız olma yükümlülüğünü” içerdiğini, yani hizmeti alan “Filistinli mültecinin” hiziplere mensup olmamasını gerektirdiğini vurguladı.
Şuveydah, Arap Çalışanlar Birliğinin UNRWA’nın Filistinlilere tarafsızlık ve hatta yoksulluk temelinde değil “yalnızca sığınma temelinde” hizmet verdiğine inandığını belirterek, “Hizmetin tarafsızlık temelinde sunulması, UNRWA’nın istihbarat çalışması ve saha araştırması yapması anlamına gelir.” dedi.
“UNRWA’nın tarafsızlık ilkesine ilişkin özel kriterleri bulunmuyor”
Gazze’deki UNRWA Sözcüsü Adnan Ebu Hasene ise UNRWA’da “tarafsızlık” ilkesine ilişkin özel kriterlerin bulunduğunu yalanladı.
Bunun BM’nin standartları ve değerleri olduğunu ve BM sisteminin bir parçası olan UNRWA’nın tarafsızlık ve adalet, uluslararası insan hakları ve nefret tohum ekmeme konusunda kararlı olduğunu vurgulayan Ebu Hasane, “UNRWA, sağlanan zenginleştirme materyallerini inceler, bunların BM değerleri ve uluslararası yasalarla çelişen konular içerip içermediğini kontrol eder.” ifadelerini kullandı.
UNRWA’nın “Filistin müfredatına” müdahalesiyle ilgili suçlamaları reddeden Ebu Hasene, “ev sahibi ülkenin ulusal yönetiminin müfredatına” bağlı olduklarını vurguladı.
“UNRWA İsrail veya ABD Kongresi tarafından şiddet ve terörü teşvik ettiği yönünde çeşitli suçlamalara maruz kalıyor.” diyen Ebu Hasene, UNRWA’nın “mültecilerin ortak hafızasını ve hizmet sunmadaki sürekliliğini korumada ve mülteciler için adil bir çözüm bulunana kadar meseleyi gündemde tutmada” önemli bir rol oynadığını söyledi.