İsrail askerlerinin, “İslami Cihad Hareketi’nin büyük bir saldırı hazırlığında olduğu yönünde istihbarat alındığı” iddiasıyla Cenin Mülteci Kampı’na düzenlediği ve 9 Filistinlinin öldüğü baskının Batı Şeria ile Gazze’deki yansımaları merak konusu oldu.
Filistinliler tarafından “katliam” olarak tanımlanan baskın, İkinci İntifada’nın patlak verdiği 2000 yılından bu yana Cenin’e düzenlenen en büyük askeri operasyon olarak kayda geçti.
AA muhabirine konuşan uzmanlar, yıllar sonra bu büyüklükteki bir operasyonun Batı Şeria ve Gazze’ye yansımaları hakkında değerlendirmede bulundu.
Filistinli akademisyen Cihad Harb, Cenin’deki silahlı mücadelenin ardında İsrail’in bu kente ve burada yaşayanlara yönelik ihlallerinin yattığını söyledi.
İkinci İntifada’dan bu yana kentin büyük saldırılara maruz kaldığını hatırlatan Harb, “2002 yılındaki Savunma Kalkanı Operasyonu geride bir kriz ve işgal karşıtlığı bıraktı. Bu nedenle bu kent ve mülteci kampı, diğer yerlerden daha fazla İsrail güçleriyle silahlı çatışma isteği duyuyor.” dedi.
Harb, “Kampın sükunete kavuşacağını sanmıyorum. Filistin toprakları geçen yıl mart ayından bu yana İsrail askerleriyle sürekli bir çatışma halinde ve bu da tansiyonun yükseleceğine işaret.” diye konuştu.
Siyasi analist Süleyman Bişarat da İsrail ile Filistinliler arasında ilerleyen günlerde gerilimin artacağını savundu.
İsrail’in peş peşe yaptığı baskın ve saldırıların Cenin Mülteci Kampı’ndaki Filistinli direniş gruplarını yok edemediğini vurgulayan Bişarat, “İsrail, Cenin’i ve mülteci kampını cezalandırmak istiyor ama her bir operasyonda çatışmalar daha da büyüyor.” ifadelerini kullandı.
Gerilimin Gazze’ye sıçraması düşük ihtimal
Gerginliğin Gazze’ye sıçrama ihtimalini değerlendiren Filistinli yazar Mustafa İbrahim ise kısa vadede bunun gerçekleşmeyeceği öngörüsünde bulundu.
İbrahim, “İsrail, Gazze’den atılan roketlere karşılık verecektir, böyle bir çatışmaya son derece hazırlıklıdır ancak Cenin ve Batı Şeria’daki olaylar nedeniyle Gazze’de askeri bir çatışma çıkacağını düşünmüyorum.” dedi.
Gazze’de istikrar olduğunu, herkesin bunu korumak için çalıştığını ve Filistinli direniş gruplarının Batı Şeria’ya odaklandığını kaydeden İbrahim ancak Gazze’deki Filistinli gruplar ile İsrail arasında birkaç saatlik sınırlı bir gerilimin yaşanabileceğine işaret etti.
Cenin Mülteci Kampı, direnişin beşiği
Son dönemde Cenin kentinde ve mülteci kampında art arda yaşanan çatışmalarla ilgili gözlemciler, Batı Şeria’daki “direnişin beşiği” şeklinde tanımlanan kampın, İsrail için her zaman bir “endişe kaynağı” olduğuna dikkati çekiyor.
Cenin Vali Yardımcısı Kemal Ebu er-Rabb İsrail ordusunu Cenin Mülteci Kampı’nda katliam yapmakla suçlayarak, Cenin’de yaşananların 2002’den bu yana gerçekleşen en büyük baskın olduğunu ifade etti.
Baskında meydana gelen yıkımı, 1948 yılında yaşanan ve Nekbe olarak isimlendirilen “Büyük Felaket”in bıraktığı yıkıma benzeten Ebu er-Rabb, İsrail’in, Cenin kenti ve mülteci kampındaki Filistin direnişini ortadan kaldırmaya çalıştığını söyledi.
Cenin sakinlerinden ismini vermek istemeyen bir Filistinli ise buradaki tüm Filistinli grupların İsrail ordusuna karşı koymak için birlikte hareket ettiğini ve bunun da Cenin Mülteci Kampı’nı diğerlerinden farklı kıldığını aktardı.
Cenin Mülteci Kampı, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) tarafından, Hayfa’nın Kermil bölgesinden gelen mültecileri barındırmak için 1953 yılında Cenin belediye sınırları içinde kuruldu.
Bir kilometrekareyi geçmeyen bir alanda kurulan kampta yaklaşık 26 bin Filistinli yaşıyor.
İsrail’in 2002’de Batı Şeria’da Filistin kontrolündeki kentlere düzenlediği ve İkinci İntifada’yı sona erdirmeyi amaçlayan Savunma Kalkanı Operasyonu, 1967’deki Altı Gün Savaşlarından sonra İsrail’in düzenlediği en geniş operasyon olmuştu. Operasyonda, 200’den fazla Filistinli ölmüştü.