İsrail’in Filistin işgalini çektiği kısa filmle dünyaya duyuran Ömer er-Rammal, yönetmen olması nedeniyle filmi işgale karşı bir direniş yöntemi olarak kullandığını belirtti.
Hem Filistin’de yaşayan hem yurtlarından sürülerek başka ülkelerde mülteci konumuna düşen milyonlarca Filistinli, İsrail’in topraklarını işgal ettiği 1948’den bu yana çeşitli protesto ve direniş yöntemleriyle mücadelesini sürdürüyor.
Ürdün’ün başkenti Amman’da ikamet eden Filistinli yönetmen Rammal da “Mekan” (Yer) adını verdiği kısa filmle İsrail’in Filistin ve halkına yönelik, ihlal, işgal ve tehcirini dünyaya duyurdu.
İsrail zulmüne dikkati çekmek için hazırlanan ve sosyal medyada kısa bir sürede paylaşım rekorları kıran 1 dakika 24 saniyelik film, İsrail’in Filistin topraklarını ve evlerini nasıl ele geçirdiğini gözler önüne seriyor.
Filistinlileri temsil eden 4 kişinin başrolde oynadığı filmde, yan rollerdeki 6 oyuncu da Filistinlilere ait evleri yağmalayan Yahudi yerleşimcileri temsil ediyor.
Rammal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kudüs’te başlayan son olayların ardından bir yönetmen olarak direnişe katkı sağlamak ve İsrail işgaline dikkati çekmek için üç gün içerisinde bu kısa filmi çektiklerini belirtti.
İsrail’in Kudüs’te evlerinden tehcir etmeye çalıştığı Şeyh Cerrah Mahallesi sakinlerinin direnişinin, sosyal medyada çok zeki bir şekilde kullanıldığına ve uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdığına işaret eden Rammal, bu başarının kendisine ilham olduğunu ve buradan hareketle böyle bir film çekmeye niyetlendiğini söyledi.
Rammal, “Her geçen gün üzerine bir yenisi eklenen Filistin hikayesini ve buna karşılık her geçen gün artan İsrail zulmünü elimizden gelen bir direniş yöntemiyle duyurmak şart oldu.” ifadesini kullandı.
Filistin davasıyla dayanışma için bu hikayeyi yayınlamaya çalıştıklarını vurgulayan Rammal, davalarının haklı bir dava olduğunu ve yaşamanın herkes gibi Filistinlilerin de hakkı olduğunu belirtti.
Filmin Filistin davasıyla ilgili içerdiği gerçekler nedeniyle geniş bir yankı bulmasını beklediğini ve sonucun kendisini şaşırtmadığını söyleyen Rammal, şöyle devam etti:
“Uluslararası filmler, her zaman Filistin karakterini yüzeysel bir şekilde yansıtıyor, İsrail sineması ise bize her zaman hissetmeyen, duyguları olmayan insanlar imajı çiziyor. Buna karşılık ben de Filistinlilerin gülümsemesini, kültürünü ve zarafetini vurgulayarak bu algıyla mücadele etmeye çalışıyorum.”
“Çalınmadan önce her şeyi belgelemeli ve yayınlamalıyız”
Filmin insani yön ve gerçek bilgi olmak üzere iki önemli noktaya odaklandığını aktaran Filistinli yönetmen, “Film dünyanın en güvenli yerleri olması gereken evlerimizde güvende olmadığımız mesajı taşıyor. Çünkü güpegündüz, dünyanın gözü önünde saldırılara, gasba ve ihlallere maruz kalıyoruz. Dolayısıyla, Filistin halkı için adaletin gerçekleşmesi amacıyla baskı yapma gücüne sahip olanları harekete geçirmenin zamanı geldi.” diye konuştu.
Filistinli yönetmen, “Mekan filmi bizim hikayemiz. Ecdadımız burada yaşadı. Mekanın detaylarını biz yaptık, çehresine biz şekil verdik. Ağaçlarla ve taşlarla birlikte büyüyen umutlar ve hayaller ektik.” ifadelerini kullandı.
Herkesin değişim gücüne sahip olduğu mesajını vermek istediğini aktaran Rammal, şunları kaydetti:
“Herkesin toplumsal rolünün gücüne güvenmesi gerekiyor. Ben bir film yapımcısıyım ve buradan sesimi aktarabileceğime inanıyorum. Sen de işin, sanatın, imajın, sesin ve sözünle Filistin hikayesini oluşturmanın bir parçası olabilirsin.”
Filistinli yönetmen, yazar İbrahim Nasrallah’ın “Anlatmadığımız hikayeler, düşmanlarımızın malı olur” sözlerine atıfta bulunarak, “Çalınmadan önce her şeyi belgelemeli ve yayınlamalıyız.” dedi.
Gazze ve Kudüs’teki olaylar
İsrail’in işgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’da ramazan ayında ibadet edenlere saldırması ve Şeyh Cerrah Mahallesi sakinlerini evlerinden zorla çıkarma planı bölgede gerginliği tırmandırmıştı.
Gazze Şeridi’ndeki Filistinli direniş grupları, İsrail polisinin işgal altındaki Doğu Kudüs’te yer alan Mescid-i Aksa ve Şeyh Cerrah Mahallesi’nden çekilmesi için 10 Mayıs Pazartesi günü yerel saatle 18.00’e kadar süre tanımıştı.
İsrail polisinin Mescid-i Aksa ve Şeyh Cerrah’tan çekilmemesi üzerine Filistinli direniş grupları İsrail’e çok sayıda roket fırlatmıştı.
Bunun üzerine İsrail ordusu, Gazze Şeridi’ne yönelik “Surların Muhafızı” adıyla askeri operasyon başlatıldığını bildirmişti.
İsrail ordusunun abluka altındaki Gazze Şeridi’ne 10 Mayıs’ta başlattığı ve Hamas ile varılan ateşkesle sona eren saldırıları nedeniyle 243 Filistinli hayatını kaybetmişti.