İşgal altındaki Barı Şeria’da başta Hamas’a bağlı isimler olmak üzere Filistinli yöneticilere yönelik gözaltı politikasıyla Filistin’de uzun bir aradan sonra yapılması beklenen seçimlere müdahale etmeye çalışan İsrail’in, cezaevlerindeki tutukluların seçimlere katılmasına izin verip vermeyeceği tartışılıyor.
İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutukluların, yaklaşan Filistin seçimlerine “kısmen” ve “oy kullanmaksızın” katılma hakkı bulunuyor.
Bu kısmi hak, ailelerinin veya yakınlarının tutukluları daha sonra (hapishaneden çıkınca) oy kullanabilmeleri için seçmen kütüğüne dahil ettirmesini içeren “vekaleten kayıt” süreciyle veya seçimlerde “vekaletle aday” olabilmekle sınırlı.
2006 yılındaki seçimlerde İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutuklular aday olabilmiş, hatta Fetih hareketinden Mervan el-Bergusi gibi Yasama Meclisinde sandalye kazananlar da olmuştu. İsrail hapishanesinde 19 yıldır tutuklu bulunan Filistin direnişinin sembol isimlerinden Bergusi, yaklaşan Filistin seçimlerinde yeniden aday olmaya hazırlanıyor.
Filistin Tutuklular ve İnsan Hakları Kurumu, İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutuklu sayısının Aralık 2020 sonu itibarıyla yaklaşık 4 bin 400’e ulaştığını belirtiyor.
Filistin’de yapılacak seçimlerde adaylara kazanmaları halinde İsrail tarafından tutuklanmayacaklarını garanti eden bir dokunulmazlık sağlanmıyor. Nitekim 2006 yılındaki seçimlerden sonra İsrail, Batı Şeria’da Hamas’ın Değişim ve Reform Listesi’ndeki onlarca milletvekilini tutuklamıştı.
Merkezi Gazze’de bulunan Filistin Tutukluları Araştırma Merkezi, yaklaşık 60 Filistinli milletvekilinin İsrail hapishanelerinde tutukluluk “tecrübesinden” geçtiğini, şu anda da hapishanelerde 11 milletvekili bulunduğunu aktardı.
Filistinli aktivistler de ister seçmen ister potansiyel aday olsun, seçim öncesi dönemde İsrail kovuşturmasına maruz kalıyor.
Gözlemcilere göre, İsrail, şu anda Batı Şeria’daki Hamas yöneticileri başta olmak üzere Filistinlilere yönelik gözaltı politikasıyla seçimlere doğrudan müdahale etmeye çalışıyor.
Tutuklular seçimlerde oy kullanamıyor
Merkez Seçim Komitesi Sözcüsü Ferid Tamullah, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tutukluların seçim sürecine katılımının “oy hakkının kullanılmasını” içermediğini söyledi.
Bu hakkın seçmenlerin sandıklara bizzat giderek oy kullanmasını gerektirdiğini ve bu durumun cezaevlerinde mümkün olmadığını kaydeden Tamullah, Filistin yönetimi ile İsrail arasında düzenlemelerin yapılması durumunda, tutuklular için cezaevlerinde sandıklar kurulabileceğini ancak halihazırda böyle bir düzenlemenin bulunmadığını ifade etti.
Filistin Kurtuluş Örgütüne bağlı Tutuklular ve Serbest Bırakılanlar Heyeti Sözcüsü Sair Şeritah, tutukluların seçimlerde aday olabilmelerinin, aileleri ya da avukatları tarafından resmi vekaletle yapılabileceğini belirtti.
Filistinli tutukluların daha önce hiçbir zaman oy kullanma sürecine katılmadığını ancak aday olma hakkının kendilerine sunulduğunu aktaran Şeritah, seçmen kütüğüne kaydın ebeveynler veya avukatlar aracılığıyla ya da özel yöntemlerle yapılabildiğini kaydetti.
İsrail’in imza attığı bir hak gaspı
Filistin İnsan Hakları Merkezinden hukukçu Muhammed Ebu Haşim, belirli bir grubun seçimlerde oy kullanmaktan mahrum bırakılmasının hak gaspı olduğunu vurgulayarak, bunun İsrail’in imza attığı ihlallerden biri olarak kayda geçtiğini ifade etti.
“Siyasi katılımın her vatandaşın hakkı” olduğunu öngören uluslararası insan hakları hukukunun da ihlal edildiğine işaret eden Ebu Haşim, bu durumun İsrail’in genel olarak Filistinlilere özel olarak da tutuklulara yönelik uyguladığı hak ihlallerinin bir parçası olduğunu söyledi.
Ebu Haşim, uluslararası toplumu İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutukluların serbest bırakılması ve oy kullanma dahil tüm haklarına saygı duyması için İsrail’e baskı yapma çağrısında bulundu.
Mücadele fırsatı
Filistinli yazar ve siyasi analist Mustafa İbrahim, “İsrail hapishanelerindeki tutukluların adaylık yoluyla seçimlere katılması, Filistin’in işgalle diplomatik mücadelesi için bir fırsat olur.” dedi.
Filistinli yöneticilerin seçimlerde aday olmasının, uluslararası arenada siyasi liderlerin aday olan kişileri serbest bırakması konusunda İsrail’e baskı yapması için bir fırsat olduğunu ifade eden İbrahim, bu konunun İsrail üzerinde, Arap ve uluslararası düzeyde bir baskı aracı haline gelmesi için ciddi bir tartışma başlatılması gerektiğine işaret etti.
İbrahim, “Filistinlilerin yasama ve yürütme temsilcileri cezaevlerinde görevlerini yerine getiriyorlar, bu cihetle seçimlerde tutukluların adaylığı, serbest bırakılmaları konusunda baskı unsuru olması açısından önemli bir konu.” ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliğine gidilerek İsrail ile bu konudaki mücadelenin hazırlıklarına bugünden başlanması gerektiğini vurgulayan İbrahim, bu adımın özellikle tutuklular bazında olmasından dolayı ulusal bir nitelik taşıdığı için Filistin mücadelesine itibar kazandıracağı görüşünü paylaştı.
Filistin’de 15 yıl sonra ilk kez seçim yapılacak
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 15 Ocak’ta, 15 yıl aradan sonra İsrail işgali ve ablukası altındaki Filistin topraklarında seçim yapılmasını öngören kararnameyi imzalamıştı.
Kararnamede 22 Mayıs’ta milletvekili, 31 Temmuz’da devlet başkanlığı ve 31 Ağustos’ta da Filistin Ulusal Konseyi seçimlerinin yapılması öngörülmüştü.
Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye de 20 Ocak’ta yaptığı açıklamada Fetih hareketinin seçimlerdeki adayının Abbas olacağını duyurmuştu.