Ankara Devlet Opera ve Balesi (ADOB), Pyotr İlyiç Çaykovski’nin ölümsüz eseri “Fındıkkıran”ın bale gösterisini izlemek isteyen ancak bilet bulamayan Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı ve Başkent Anadolu Lisesi öğrencilerinin talebini genel provaya davet jestiyle karşıladı.
ADOB, “Fındıkkıran” balesi temsilini izlemek için toplu bilet almak isteyen okul yöneticilerinin taleplerini yoğunluk nedeniyle karşılayamayınca, eserin genel provasına öğrencileri davet ederek jest yaptı.
Eserin genel provasında, “Fındıkkıran” rolünü Kadir Okurer, “Prens”i İlhan Durgut, “Clara”yı Sultan Menteşe, “Drosselmayer”i Hakan Odabaşı ve “Fritz”i Ömer Mert Matur canlandırdı.
Biletleri satışa sunulduğu an tükenen “Fındıkkıran” balesi temsilinin genel provasını izleyen öğrenciler, sonrasında eseri sahneleyen sanatçılar ile söyleşi yaptı.
“Biletleri çok zor bulunan bir bale eseri”
Söyleşi sonrasında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Ankara Devlet Opera ve Balesi Sanat Yönetmeni ve Müdürü Volkan Kıran, “Fındıkkıran” balesinin çok ilgi gören bir eser olduğunu vurgulayarak, “Biletleri çok zor bulunan bir bale eseri ve biletleri satışa çıktıktan 10 dakika sonra tükeniyor. İnsanlar sabah erken saatlerden kuyruğa giriyorlar. Dolayısıyla bilete erişim kolay olmuyor.” diye konuştu.
Kıran, okul yöneticilerinin toplu bilet alabilmek için kendilerine başvuruda bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Birçok okul toplu bilet almak için başvuruda bulunuyor. Biz de dedik ki, ‘Siz temsile gelmeyin, gelin bizim genel provalarımızda bulunun, sonrasında da hem bize soru sorun hem de fikirlerinizi bizimle paylaşın biz de bir sonraki eser için sizden aldığımız veriye göre varsa eksikliklerimiz onları giderelim. Onları düzeltelim, üzerine bir şeyler ekleyerek daha iyisine ulaşalım.’ Çünkü gençlerden bize gelen eleştiri aslında en doğal ve en temiz eleştiri. Dolayısıyla bunu alarak hareket etmek istedik. Böyle bir şeye başladık, benim de izlediğim kadarıyla oldukça da verimli geçti.”
“Sahnede yapılanlar onlar için çok ilginç olabiliyor”
Eser sonrasında düzenlenen söyleşi kısmında gençlerden gelen soruları çok büyük bir memnuniyetle karşıladıklarını belirten Kıran, “Bizim sahne üzerinde alıştığımız, otomatik olarak yaptığımız bazı şeyler onlar için çok ilginç olabiliyor. Mesela, ‘Dekoru nereye saklıyorsunuz, bir sürü malzeme girdi çıktı, onlar nerede?’ diye soruyorlar. Bir başkası, ‘Nasıl bu kadar hızlı fon değiştiriyorsunuz?’ diye soruyor. Bunların hepsi çok güzel sorular.” diye konuştu.
Kıran, “Fındıkkıran” ile başlayan sürecin daha sonra “Madama Butterfly” eserinde de uygulanabileceğine dikkati çekerek, “Yine soru-cevap yapacağız ve sanatçılar sahnede olacaklar. Eminim ki orada da gençlerden gelecek farklı sorular vardır. Bugün Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı ve Başkent Anadolu Lisesi öğrencilerini ağırladık. Bir sonrakinde belki okul sayısını da artırırız. Çünkü gençlerden harika sorular geliyor. Bunu da çoğaltmamız lazım. Dolayısıyla okul sayısını artırırsak daha zengin bir soru-cevap kısmı da yapabiliriz.” ifadelerini kullandı.
“Operanın kapısından içeri girmek bir seçenek”
Provayı seyreden öğrencilerden küçük bir kısmının bile gerçek opera bale izleyicisi olmasının çok önemli olduğuna vurgu yapan Kıran, şöyle devam etti:
“Operanın kapısından içeri girmek, bir bale eseri seyretmek bir seçenek. Mesela gençlerden biri, ‘Ben 18 yaşındayım hayatımda ilk kez bir bale eseri seyrettim’ dedi. Bence o çocuk tekrar bir bale eseri izlemeye gelecektir. Ayrıca canlı orkestra tarafından 2 saat boyunca Çaykovski eserini dinlediler. Burası büyülü bir dünya gibi ve buranın kapısından içeri girmek lazım. Dolayısıyla bunu sağlamayı da amaçlıyoruz.”
Ankaralı sanatseverleri çok zengin bir repertuvarın beklediğini belirten Kıran, 2024-2025 sezonunda yeni eserlerle, daha zengin içerikle izleyiciyle buluşacaklarını belirtti.
“İyi bir eser olduğu zaman kapıda kuyruklar oluşuyor”
Kıran, yoğun bir talep olduğunu belirterek, “Biz beklentinin ne olduğunu biliyoruz. Ankaralı sanatseverler çok bilinçli. Biz doğru repertuvarı oluşturursak, gerçekten iyi bir eser olduğu zaman kapıda kuyruklar oluşuyor.” ifadesini kullandı.
Bilete yoğun talep olmasından çok mutlu olduklarını belirten Kıran, bu talebi karşılamak için de yoğun bir çaba içerisinde olduklarını vurgulayarak, “Ankara Operası yurt dışındaki emsalleri ile rekabet edebilecek sanatçılardan oluşuyor. Aynı şekilde yaratıcı kadromuzda koreograflarımız, rejisörlerimiz, orkestra şeflerimiz ile aynı şekilde dünya çapında sanatçılara sahibiz. Ankaralı sanatseverler buraya bir opera bale izlemeye geldikleri zaman bilsinler ki, onun aynısını Avrupa’nın büyük başkentlerinde, büyük sanat şehirlerinde izleyebilirler. Hatta burada izlediğini oradaki izlediklerinden daha üstte bile değerlendirebilirler. Çünkü standardı yüksek tutmak için çok büyük bir çaba içerisindeyiz.” dedi.
Fındıkkıran bale eseri
Alexander Dumas’nın, Amadeus Hoffman’ın Fındıkkıran ve Fareler Kralı adlı masalından yola çıkarak yeniden yazdığı Fındıkkıran, dünyada en çok sahnelenen bale eserlerinden biri olarak biliniyor.
Yılbaşı partisinde 11 yaşındaki kız çocuğuna hediye edilen “Fındıkkıran” adlı bebeğin prense dönüşmesi sonrası gelişen olayların anlatıldığı eser, Çaykovski’nin 1891’de bestelediği son bale eseri olma özelliği de taşıyor.
Eserin koreografisi Mehmet Balkan, dekor tasarımı Tayfun Çebi ile Olaf Zombeck, kostüm tasarımı Sevtaç Demirer, ışık tasarımı ise Fuat Gök imzasını taşıyor.