İstanbul ve Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçı Birlikleri ile birlikte Fındık Tanıtım Grubunu kuran ve ilk başkanlığını yapan Ömer Faruk Doğan, AA muhabirine, fındık fiyatına ve ihracatına ilişkin değerlendirmede bulundu.
Türkiye’de istikrarlı fındık fiyatı yerine, “üreticiye her yıl daha yüksek fiyat” anlayışıyla son 20 yılda kilogramı ortalama 3,5 dolar olan birim fiyattan 6,5 dolar seviyesine gelindiğini belirten Doğan, yükselen fındık fiyatının sağladığı gelir açısından geleneksel üreticilerin yanı sıra birçok ülkeyi tahrik ettiğini, Çin, Arjantin, Şili, Kolombiya gibi ülkelerin de bu piyasada yer alabilmek için büyük bir mücadeleye girmesine yol açtığını söyledi. Doğan, tüm bu gayretin dünya fındık piyasası ve gelirinden pay alabilmek için gösterildiğini bildirdi.
Fındık Tanıtım Grubunun çalışmalarıyla dünyada yıllık yaklaşık 800 bin tondan 1 milyon 200 bin tona yükselen fındık tüketiminde ürünün yüzde 75-80’e yakın bölümünün çikolata endüstrisi ve buna bağlı sektörlerde kullanıldığını, geri kalan bölümünün ise taze kavrulmuş olarak yenildiğini ifade eden Doğan, bu rakamların ürünün hak ettiği seviyenin altında olduğunu dile getirdi.
Doğan, Türkiye’de yıllık ortalama 800 bin ton kabuklu fındık üretildiğini ve tüketimin de beklenen noktada olmadığını ifade etti.
“Ülkede fındık tüketimini yüzde 30-40’lar seviyesine yükseltmeliyiz”
Ülkede üretilen fındığın yüzde 25-30’unun dahi iç piyasada tüketilemediğine dikkati çeken Doğan, şöyle konuştu:
“Türkiye’de kendimiz yeteri kadar fındık tüketmediğimiz için piyasa ve istikrar oluşturma konusunda da hak ettiğimiz şekilde muvaffak olamıyoruz. Dünyanın halen en büyük üreticisi ve tedarikçisiyiz ama ihraç fiyatlarımızı doğrudan kendi iç piyasa dengelerimize göre belirleyebildiğimiz söylenemez. Fındıkta maalesef bir talep elastikiyeti söz konusu değil. Bu nedenle fiyat, arz ve talep dengesinin ötesinde diğer bazı faktörlere de bağlı. Fındık fiyatı daha ziyade Avrupa’daki çikolata sanayisinin ihtiyacına göre, büyük kesimi Almanya, Hollanda ve İngiltere’de yerleşik fındık brokerleri, yani sermaye imkanı olan aracı firmaların kendi konjonktürel durumlarına göre belirlenmektedir. Esas konu, tüketimin artırılmasıdır. Ülke içinde tüketim seviyemiz yüzde 30-40’lara yükseltilmediği sürece Türkiye’de kendi ürünümüzün piyasasına hakim olma gücümüz azalacaktır.”
Fındık ticaretinin nakit parayla yapıldığını belirten Doğan, genelde fındık piyasasında üreticinin zaruri nakit ihtiyacından kaynaklanan erken satışların söz konusu olduğunu dile getirdi.
Doğan, “Fındık fiyatının yüksek ilan edilmesi Türkiye’deki üreticiden çok İtalyan üreticisinin lehine olmaktadır. Bu durum, hem kalitesi daha düşük hem aflatoksin (fındık mantar atığı) oranı bize göre daha yüksek olabilen İtalyan fındığı tüketimini öncelikli hale dönüştürmektedir. Bu durum da üreticiyi ve ihracatçıyı sezon içinde zorlamaktadır.” dedi.
Ülkede iç tüketim belirli bir düzeye çıkarılıncaya kadar devletin bazı kurumları aracılığıyla fındık destekleme fiyat ilanı zorunda kalacağını söyleyen Doğan, şunları kaydetti:
“Fındık tüketimini artırmak suretiyle zincirin kırılacağını ve bu sürecin ülkemizi ihtiyati fındık tedarik deposu olmak durumundan kurtaracağını düşünüyorum. Bu nedenle bütün gayretimizle fındığın tüketimini artırmak ve Batı’nın bu zorlamasına da engel olmak durumundayız. Üretim miktarımızla doğru orantılı olarak ortaya konulacak birim fiyat seviyesi, diğer potansiyel üretici ülkeleri tahrik edecek düzeye getirilmemelidir. Tüm bu unsurların ve özellikle sektördeki Batılı fındık ticaretiyle geçinen menfaat gruplarının gelip düğümlendiği nokta Türkiye’nin ilan edeceği fındık destekleme alım fiyatıdır. Bunun çok düşük olması üreticiyi gerçekten mağdur edebilecekken suni olarak yüksekliği ise rakip fındık üreticilerinin lehine olacak ve İtalya bir an önce elindeki fındığı Avrupa çikolata sanayisine vererek, Türkiye’yi depo ülke konumuna itecektir.”
“İlan edilen alım fiyatı sezon başlangıcı için çok uygun”
Doğan, Giresun kalite fındık için ilan edilen 27 liralık alım fiyatının sezon başlangıcı için çok uygun olduğunu belirterek şöyle dedi:
“Üreticilerimiz asla paniğe kapılmamalı. Büyük rekolte yaşanan 2000 yılında olduğu gibi her kesimin fındığı sahiplenerek dışarıdaki alıcıların takdirine bırakmaması gerekiyor. Bu sezon Türkiye, Karadeniz Fındık İhracatçı Birlikleri tahminine göre 815 bin ton fındık rekolte edebilecek. Dünya tüketimi ise ortalama 1 milyon 200 bin ton seviyesine yükseldi. Uluslararası Kuru Meyveler Konseyi verilerine göre ise en büyük rakibimiz İtalya sezona 5 bin ton fındık stokuyla girerken ülkemizin sezona 95 bin-100 bin ton düzeyinde bir stokla girmesi bekleniyor. Eğer, Türkiye tanıtım kampanyalarıyla ülkemizde ve dünyada fındık tüketimini artırabilirse hem dünya fındık piyasasında daha etkin olabilecek hem de bu sezon 3 milyar doların üzerinde rekor bir ihracat geliri sağlayabilecektir.”