FKÖ Ulusal Konseyi Başkanı Fettuh, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Göreve Başlama Töreni”ne katılmak için geldiği Ankara’da, Filistin’deki son durum ve ülkesinin Türkiye ile ilişkilerine yönelik AA muhabirlerinin sorularını yanıtladı.
Fettuh, Türkiye’de 14 ve 28 Mayıs’ta yapılan seçimlerin Filistin’de de yakından takip edildiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2009’da Davos’ta yaptığı ve tarihe “one minute” olarak geçen çıkışını anımsatan Fettuh, şunları kaydetti:
“Sayın Erdoğan’ın Filistin davasında unutulmaz gurur verici tutumları oldu. Halkımız, (eski İsrail Cumhurbaşkanı Şimon) Peres’in katıldığı toplantıdan Erdoğan’ın çekilmesini unutmadı. Halkımız Mavi Marmara gemisini ve Türkiye’nin çok sayıda Filistinliye kucak açmasını unutmadı. Kim bizimle durursa ona aşık oluruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’den vazgeçmeyen biri. Hepimiz bu seçimlerini sonucunu bekliyorduk. Erdoğan’a güven yenilendi, ona çok güveniyoruz.”
Fettuh, Filistin ile Türkiye arasında kadim ve tarihi derin ikili ilişkiler bulunduğunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan döneminde bu ilişkilerde sıçrama yaşandığını belirterek, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bize bölgesel, kıtasal ve uluslararası arenadaki tutumu ve desteğinden gurur duyuyoruz, bu bizim çok önemli. Erdoğan’ın Filistin meselesine desteğine itimat ediyoruz.” diye konuştu.
“Türkiye’nin Filistin meselesine destekte oynadığı rol çok önemli”
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki ilişkilerin kardeşçe olduğunu, iki ülke ilişkilerinin gelecek dönemde daha da gelişeceğini umduklarını dile getiren Fettuh, “Türkiye, uluslararası toplumda önemli ve öne çıkan bir ülke. Türkiye’nin Filistin meselesine destekte oynadığı rol çok önemli.” dedi.
Fettuh, Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Filistin’e verdiği desteğe dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Türkiye’nin Kudüs tutumu bizim için çok önemli. Kudüs, Filistin’in ebedi başkentidir. Kudüssüz bir Filistin devleti hiçbir şey ifade etmez. Erdoğan ve Türk halkının verdiği destek, mücadelemizde ve savaşımızda bize umut veriyor. Zafere ve devletimizi kurmaya yakınız. Türkiye, bu anlamda en büyük destekçimiz.”
Batı Şeria’da artan gerilim
Fettuh, Filistin’deki son durum ve İsrail güçlerinin baskınları nedeniyle Batı Şeria’da artan gerilime ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.
İsrail’in Batı Şeria’yı işgal etmesinden bu yana Filistinlilerin akan kanının durmadığını dile getiren Fettuh, “(Başbakan Binyamin) Netanyahu başkanlığındaki aşırı sağcı hükümetin döneminde bu durum daha kötü oldu. Bu, önceki hükümetlerin daha iyi olduğu anlamına gelmez. Filistinlilere karşı hepsi birbirinden daha kötüydü.” ifadesini kullandı.
Fettuh, Batı Şeria’daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinde ikamet eden Yahudi yerleşimcilerin bölgedeki tansiyonu daha da yükselttiğini vurgulayarak, “Her şeye rağmen halkımız sağlam, işgalciye karşı dimdik ayakta, mücadelesini kahramanca vermeye devam ediyor. Onlara teslim olmayacağız. Neredeyse her gün maruz kaldığımız saldırılara karşı koymaya devam ediyoruz. Ancak uluslararası toplum, desteğini Filistinlilerden esirgediği sürece İsrailliler bu saldırılarını sürdürmeye devam edecek.” şeklinde konuştu.
İsrail’de hükümette kim olursa olsun Filistinliler için durumun değişmediğine işaret eden Fettuh, şunları söyledi:
“İsrail hükümetleri birbirine benzer. Hepsi de Filistin kanı döktü. Saldırılar ve ölümler Netanyahu hükümeti gelmeden de vardı. Netanyahu hükümetinden önce (Yair) Lapid hükümeti iktidarda iken de saldırıları vardı. (İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar) Ben-Gvir’in varlığında bu yerleşimcilerin saldırganlığı arttı. İsrail hükümetleri, Filistinlilere karşı uygulamalarında birbirinden farklı değil. Mescid-i Aksa avlusunun hürmetine kastederek nasıl lekelediklerini hep gördük. Lapid döneminde de aynı şey oldu. İsrail tarafı, ister aşırı sağcı ister ılımlı olsun hepsi Filistin kanı akıttı. Ancak bu hükümetin saldırganlığı bir önceki hükümetlere göre zirve yaptı.”
“ABD, hayal satıyor, ciddi değil artık bunlara kanmıyoruz”
İsrail’in Batı Şeria’da inşa ettiği yasa dışı Yahudi yerleşim birimleri nedeniyle Filistin yönetiminin dile getirdiği 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin kurulmasını zora soktuğuna dikkati çeken Fettuh, şunları kaydetti:
“Filistinlilerin mülklerine el konulması ve yerleşim birimlerinin inşası yüzünden artık kurulacak Filistin devleti için geniş yer kalmadı. Tüm ABD yönetimleri de Filistinlilerin mallarına el konulmasının iki devletli çözüm fırsatını öldürüp zora soktuğunu hep söylüyor. ABD geri adım atmadığı ve İsrail’in 1967’de işgal ettiği topraklardan çekilmesi için baskı yapmadığı sürece bence iki devletli çözüm buharlaşmaya başladı. ABD hayal satıyor, ciddi değil artık bunlara kanmıyoruz.”
“ABD, İsrail’in Filistinlilere yönelik yaptıklarına sessiz kalıyor”
Fettuh, ABD yönetiminin Birleşmiş Milletlerin (BM) 2016’daki 2334 sayılı kararına uymadığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Bence iki devletli çözümü öldüren sadece İsraillin tek başına son uygulamaları değil, ABD yönetiminin tutumu da bunda rol oynadı. ABD yönetiminin tutumu sadece söylemde kalırken, uluslararası topluma iki devletli çözümden yana olduğu hayalini satıyor. Ancak iş uygulamaya gelince ABD, İsrail’in Filistinlilere yönelik yaptıklarına sessiz kalıyor, görmüyor.
ABD yönetimi, BM’nin 2016’daki 2334 sayılı kararına uysaydı, İsrail’in uygulamaları dururdu. İsrail’e ABD’den başka kimse baskı yapamaz. ABD, İsrail’i şımartıp yaptıklarına sessiz kaldığı sürece, İsrail saldırılarından vazgeçmeyecek. Şimdi uluslararası toplum, iki devletli çözüm için çağrı yapıyor ancak bunun gerçekleşmesi için uluslararası toplumun baskıları nerede?”
Fettuh, mevcut şartlar altında iki devletli çözüm olasılığına ilişkin değerlendirmelerini sürdürerek, “İki devletli çözümü ortadan kaldırmak için girişimler var. Bence, iki devletli çözüm daralmaya başladı. Nitekim uluslararası toplumun, iki devletli çözüme yönelik adımlardan vazgeçtiğini görüyoruz.” dedi.