Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) Başkanı Timothy Adams, halihazırdaki büyüme hedeflerinin eskisi gibi olmayacağını belirterek, “Daha yavaş büyüme, daha yüksek fiyatlandırma olacak. Çin’de yavaş bir büyüme olacak ve bütün dünyayı etkileyecek.” dedi.
“2023’e Doğru, 2050 Ufku” temasıyla çevrim içi düzenlenen 21. Forum İstanbul konferansları kapsamında “Global Bakış: Dünya ve Türkiye” paneli gerçekleştirildi.
Panelde konuşan Uluslararası Finans Enstitüsü Başkanı Adams, son dönemlerdeki küresel gelişmelere değinerek, ekonomik büyüme beklentilerinde aşağı yönlü revizeler yapıldığını söyledi.
Adams, Çin’de Kovid-19 salgını nedeniyle yaşanan kapanmalar ve Rusya-Ukrayna savaşının tedarik zincirleri ile gıda, enerji ve emtia fiyatlarına yönelik olumsuz etkilerine işaret etti.
Başta ABD olmak üzere birçok ülkenin yüksek enflasyonla karşı karşıya kaldığını belirten Adams, “Merkez bankaları ise bu dönemi aşmaya çalışıyor. Dolayısıyla destekleyici parasal politikalar oluşturuyorlar. Ek birtakım hareketler bekleniyor.” dedi.
Adams, yaşanan olumsuz gelişmelerin büyüme, ciro ve karlılık gibi birçok alanı etkileyeceğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Enerji ve gıda fiyatlarında artış var. Hala tedarik zincirindeki birtakım problemler var. Çin’den dolayı üretim sıkıntıları bulunuyor. Karşımızda son derece sıkıntılı durumlar var. Şu anda öyle bir momentum içerisindeyiz ki bazı şeyler iyi görünse de birçok şey bizim için soru işareti olarak karşımıza çıkıyor. Halihazırdaki büyüme hedeflerimiz eskisi gibi olmayacak. Daha yavaş büyüme, daha yüksek fiyatlandırma olacak. Çin’de yavaş bir büyüme olacak ve bütün dünyayı etkileyecek.”
“Şu anda dünya üzerinde bir belirsizlik söz konusu”
Timothy Adams, savaş nedeniyle Ukrayna’dan tahıl ihracatı yapılamamasına değinerek, bu durumun gıda fiyatlarında artışı beraberinde getireceğini söyledi.
Özellikle gelişmekte olan ve finansal olarak zorluk çeken ülkelerin gıda için daha fazla para ödeyeceğini belirten Adams, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Şu anda dünya üzerinde bir belirsizlik söz konusu. Petrol Avrupa’da ne olacak? Avrupa topluluğu yaptırımları sürdürürse petrol fiyatları ne olacak? Enerji kaynakları nasıl yeniden yönlendirilecek tüketicilere ve kullanıcılara? Nihai satın alıcılar için bazı sıkıntılar olacak. Yüksek enerji, petrol ve gaz fiyatları olacak. Bu konu özellikle Doğu Avrupa’yı nasıl etkileyecek? Böyle çok sayıda sıkıntı var. Herkes birbiri ile bağlantılı ve büyüme momentumu Kovid-19 nedeniyle hasar gördü.”
Adams, bu gelişmelerin Türkiye’yi nasıl etkileyeceğine ilişkin, “Enerji ithal eden ülke olarak elbette yüksek fiyatlar bir dengesizliğe sebep olacak. Gıda fiyatları da aynı şekilde…” ifadelerini kullandı.
“1970’lerde yaşanan stagflasyon kavramı şu anda ciddi şekilde tartışılıyor”
Dünya Bankası Başekonomisti ve Beklentiler Grubu Direktörü Ayhan Köse de dünya ekonomisinin zor bir dönemden geçtiğini, aynı anda birçok şokun etkisi altında olunduğunu belirtti.
Ocak 2022’de dünya ekonomisinin 2021’e göre çok ciddi bir yavaşlama yaşayacağını düşündüklerini aktaran Köse, şu anda bu yavaşlamanın çok daha derin olacağını düşündüklerini söyledi.
Dünya ekonomisiyle alakalı iyi haberin, salgına karşı aşının hızlıca bulunması ve birçok ülkede aşı nedeniyle en azından salgının şu anda kontrol altına alınması olduğunu ifade eden Köse, “2021’de dünya ekonomisi çok büyük bir ivme kazandı. Şimdi salgının etkileri hala devam ediyor. Çin’e baktığımızda salgın büyükşehirlerde var. Ekonomiyi ciddi bir şekilde yavaşlatmış durumda. Son gelen veriler de bunu doğruluyor. Düşük gelirli ülkelere baktığınızda aşı oranının yüzde 30’un altında olduğunu görüyoruz. Bu da yeni salgınların ortaya çıkması durumunda bu ülkelerde ciddi krizlerin olabileceği konusunda bizi düşündürüyor.” diye konuştu.
Köse, dünya ekonomisiyle alakalı kötü haberin ise birçok ülkede salgın nedeniyle hem parasal hem de maliye politikalarında çok ciddi bir genişleme görülmesi olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Salgından önce borç seviyeleri birçok ülkede rekor düzeydeydi. İç borç, dış borç, yabancı para cinsinden borç… Geçtiğimiz 10 yıl boyunca bütün bu borç kategorilerinde rekor seviyelere ulaştık. Neden? Çünkü faizler dünyada genel olarak çok düşüktü. Paranın maliyeti çok ucuzdu. Şimdi geldiğimiz noktada, bir yavaşlama döneminden geçiyoruz. Bu yavaşlama tabii ki daha da derinleşiyor. Mali politika uygulamak için gerekli olan gelir-gider dengesi ne yazık ki birçok ülkede tersine dönmüş durumda. Mali politikayı uygulamak için gerekli olan bütçe dengesi, borç seviyesi birçok ülkede istenilen durumda değil. Bu ne demek? Birçok ülkede mali politika sıkılaştırılıyor. Yani bir yandan ekonomi yavaşlıyor bir yandan da mali politikanın sıkılaştırıldığını görüyoruz. Bu gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan ülkeler için doğru.”
ABD Merkez Bankası’nın faizleri artırmaya başladığını, Avrupa Merkez Bankası’nın faizleri artıracağının sinyalini verdiğini anımsatan Köse, borç stoku yüksek olan, yabancı para cinsinden borcu yüksek olan ülkeler için borç maliyetlerinin bir şekilde artacağını vurguladı.
Köse, 1970’lerde yaşanan stagflasyon kavramının şu anda ciddi şekilde tartışıldığını belirterek, “Dünya ekonomisinde çok yüksek enflasyon oranları görüyoruz. Şu anda yüzde 7-8 arasında. Fakat büyüme düşük seviyede. 1970’lerin sonunda enflasyonun önüne geçmek için ABD Merkez Bankası’nın hızlı bir şekilde faizleri artırdığı dönemde ortaya çıkan krizler gibi krizlerle karşılaşma durumumuz var. Bütün mesele, böyle bir kriz olması olasılığını nasıl azaltabiliriz? Bu stagflasyon çemberinden dünya ekonomisi krizler olmadan nasıl çıkabilir?” şeklinde konuştu.
“Önümüzdeki 15 ayda 170 milyar dolarlık bir paketi masanın üzerine koyuyoruz”
Ayhan Köse, dünya ekonomisiyle ilgili çirkin olanın ise Rusya-Ukrayna savaşı ve onun etkileri olduğuna işaret ederek, Ukrayna ekonomisinde yüzde 50, Rusya ekonomisinde yüzde 10 civarında daralma olacağını düşündüklerini kaydetti.
Genel olarak tarım emtia maddelerindeki artışların rekor seviyelere ulaşmış durumda olduğuna dikkati çeken Köse, “Bugünlerde birçok ülkede bir açlık krizi olabileceği tehlikesi üzerinde duruyoruz. Buğday ve diğer tarımsal ürünlerin alımında birçok ülke Rusya ve Ukrayna’ya bağlı ve bu iki ülke önemli rol oynuyorlar.” dedi.
Köse, Dünya Bankası için gelecek 15 ayda 170 milyar dolarlık bir paketi masanın üzerine koyduklarını belirterek, “Bu paketi çok hızlı bir şekilde, ihtiyacı olan ülkelere yardım şeklinde, düşük faizli borç şeklinde vereceğiz. Birçok ülkede açlık problemi ve borç problemi var. Birçok ülkede iklim krizi nedeniyle ortaya çıkan problemler var. Bütün bunların çözümleri, dünya ekonomisinde önemli rol oynayan büyük ülkelerin ciddi bir şekilde düşünüp bazı evrensel politikaları masanın üzerine koymasıyla mümkün.” diye konuştu.