Başkent Paris’te dün gazetecilerin sorularını yanıtlayan Macron, İsrail’in Gazze’ye saldırıları sonrası Kızıldeniz’de yükselen tansiyona ilişkin değerlendirmede bulundu.
Washington yönetimi, geçen hafta ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun Yemen’e yönelik ilk saldırılarını duyurduğu açıklamada, koalisyonda yer alan 10’a yakın ülkenin ismini sıralamıştı.
Bir gazetecinin Fransa’nın neden bu listede yer almadığına ilişkin sorusuna Cumhurbaşkanı Macron, bölgesel gerilimi “tırmandırmaktan” kaçındıkları için Kızıldeniz’deki uluslararası koalisyonun Yemen’e yönelik saldırılarına katılmadıklarını belirtti.
Macron, “Çünkü herhangi bir tırmandırmadan kaçınmak gibi bir tutumumuz var.” ifadesini kullanarak konunun askeri değil, diplomatik açıdan ele alınması gerektiğine işaret etti.
İsrail’in Gazze’ye yönelik ayrım gözetmeyen saldırılarına ilişkin de Macron, bu saldırıların uzun vadede güvenlik açısından İsrail’in aleyhine olabileceği değerlendirmesinde bulundu.
Macron, Gazze’de ateşkes sağlanması için diplomatik çalışmaları sürdüreceklerini söyledi.
Kızıldeniz’de yaşananlar
Son dönemlerde Yemen’de Husilerin, İsrail’in Gazze’ye saldırılarına karşılık ticari gemilere yönelik eylemlerinin ardından çok sayıda gemicilik şirketi Kızıldeniz’deki seferlerini durdurma kararı almıştı.
Pentagon, 6 Aralık 2023’te Yemen’deki Husi güçlerinin Kızıldeniz’deki ticari gemilere yönelik saldırılarına karşı uluslararası “Deniz Görev Gücü” kurulması için görüşmeler yaptıklarını bildirmiş, 18 Aralık’ta da “Refah Muhafızı Operasyonu” adında çok uluslu misyon oluşturulduğunu duyurmuştu.
Husilerin saldırıları, Akdeniz’i Kızıldeniz’e bağlayarak Avrupa ile Asya arasındaki en kısa rotayı sunan ve küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12’sinin yapıldığı Süveyş Kanalı’ndan geçişleri tehlikeye atarken Kızıldeniz’de ticari gemilerin uğradığı saldırılar ve şirketlerin pes peşe aldığı kararlar, küresel ekonomide yeni bir “tedarik zinciri krizi”nin başlayacağına ilişkin endişeleri artırmıştı.