Fransa’da hükümet yeni terörle mücadele yasasını bakanlar kuruluna sunuyor

Fransa’nın Yvelines kentinde polis karakolunda düzenlenen ve bir polisin hayatını kaybettiği bıçaklı saldırı sonrası hükümet, hapisten çıkan hükümlülerin izlenme süresi ile ibadet yerlerine yönelik baskının artırılması gibi maddeler içeren terörle mücadele yasa tasarısını çıkarma çalışmalarını hızlandırdı.

İçişleri Bakanı Gerard Darmanin, 25 Nisan’da yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Başbakan Jean Castex’in isteğiyle bugün istihbarat ve terörle mücadele ile alakalı bir yasa tasarısını bakanlar kuruluna sunacağını duyurdu.

Darmanin, hükümetin bu adımını 24 Nisan’da gerçekleşen bıçaklı saldırıyı örnek göstererek “Büyüyen bir tehdide karşı mücadele araçlarımızı güçlendirmemiz gerekiyor.” ifadesiyle savundu.

25 yılda, 20’den fazla terörle mücadele yasası benimsendi

Fransa’da 1986’dan bu yana terörle mücadeleyi kapsayan İç Güvenlik Kanunu’nu güçlendirmek amacıyla 20’den fazla terörle mücadele yasası kabul edildi.

Ülkede son olarak, 2015’te düzenlenen terör saldırılarının ardından ilan edilen olağanüstü halin kalkmasıyla 30 Ekim 2017’de İç Güvenlik ve Terörle Mücadeleyi Güçlendirme Yasası (SILT) yürürlüğe girdi.

SILT’in temel 4 maddesi geçici olarak formüle edildi

SILT olarak bilinen terörle mücadele yasasının temelini oluşturan ilk 4 madde, olağanüstü halden kaynaklı önlemleri içerdiği için SILT’in 5. maddesi bu önlemlerin geçici olduğu ve parlamento denetimine tabi olduğu şeklinde formüle edildi.

Adres baskınları, aramalar, güvenlik bölgesi ilan etme ve ev hapisleri gibi olağanüstü hal önlemleri SILT kapsamında yasalaşırken, daha önce adli mercilerin yetki alanındaki bu uygulamalar valiliklerin yetkisine de verildi.

Aynı zamanda valiliklere, teröre destek veren herhangi bir yazı, konuşma ya da fikir beyanı gerekçe göstererek ibadethaneleri 6 ay süreliğine kapatma yetkisi tanındı.

Çocuklarını terör saldırısı düzenlemeye ya da bu amaçla yurt dışına gitmeye teşvik eden ebeveynlerin de cezalandırılmasını öngören yasa, terörle bağlantısı olduğundan şüphelenilen kişilerin adreslerine izinle baskın yapma, evrak ve belgelere el koyma, arama sırasında kişilerin gözetim altında tutulmasını da kapsadı.

İçişleri Bakanlığının talebi ile herhangi bir suçlama yöneltilmemiş ancak şüpheli kişilerin yaşadıkları kasaba ya da şehir dışına çıkmalarını yasaklamasını içeren yasa, bir saldırı olmasından şüphelenilen miting ya da konser gibi etkinlik alanlarına girişlerde sıkı güvenlik önlemleri alma, alanlara girecek kişilerin üzerinin aranmasını öngörüyordu.

Yasa ayrıca güvenlik güçlerine, tren garları, havalimanları ve limanlar ile bu bölgelerin 10 kilometre çapındaki civarı da dahil sınır bölgelerinde kimlik kontrolü ve üst araması yapma yetkisi tanıdı.

İnsan hakları örgütleri ile Birleşmiş Milletler raportörlerinin, “olağanüstü hal yetkilerinin normalleştirilmesi” olarak gördüğü, Fransız vatandaşları ve özellikle de Müslümanlar açısından “haksız” ve “ayrımcı” uygulamalara neden olabileceğini belirttiği yasanın 2020 yılı sonuna kadar yürürlükte kalması öngörülürken, geçen yıl aralık ayında geçerlilik süresi 31 Temmuz 2021’e kadar uzatıldı.

Hükümet, SILT’in geçici önlemlerini kalıcı hale getirmek istiyor

Macron liderliğindeki bakanlar kurulunda bugün ele alınacak yeni yasa tasarısı, SILT’te yer alan bazı geçici olağanüstü hal önlemlerini kalıcı hale getirmenin yanı sıra İç Güvenlik Kanunu’ndaki bazı maddeleri sertleştiren düzenlemeler de içeriyor.

İçeriği henüz tam olarak açıklanmasa da yeni yasa tasarısıyla SILT’te bulunan, ev aramaları, güvenlik alanı oluşturulması, ibadet yerlerinin kapatılması, herhangi bir suçlama yöneltilmemiş ancak şüpheli kişilere yönelik kısıtlama önlemleri, yeni yasa tasarısıyla kalıcı hale getirilmek isteniyor.

Yasa tasarısı ayrıca cezaevlerinde terörle ilişkili eylemlerden 500’e yakın hükümlünün bulunduğu ülkede, bu tür eylemlerden mükerrer suç halinde en az 3, normalde en az 5 yıl hapis cezasına mahkum olanlardan serbest bırakılanların izlenme süresinin 1 yıldan 2 yıla çıkarılmasını öngörüyor.

İbadet yerlerine yönelik baskının artırılması

Valiliklere ibadet yerlerini terör eylemiyle bağlantılı olduğu şüphesiyle kapatma imkanı veren yasa tasarısı ayrıca ibadet yerinin çevresinde bulunan ve buraya bağlı mekanları da kapatmaya olanak sağlıyor.

Hükümet bu önlemle ibadet yerlerinin yönetimlerinin buraları kullanmasının önüne geçmeyi amaçlıyor.

İdari gözetim altında olan kişilerin belirli bir alan dışına çıkmasının, bu alanda terör eylemi gerçekleştirme ihtimali olabilecek etkinliklere katılmasının yasaklanmasını öngören bir madde de bulunuyor.

Ayrıca bu kişilerin ruh sağlığı ve psikiyatrik tedavi geçmişinin tedavi gördüğü yerin valiliği değil, yaşadığı yerin valiliğiyle paylaşılması da yasa kapsamına dahil edildi.

Fişleme kolaylığı sunuyor

“Şüpheli” kategorisindeki kişileri izlemek ve haklarında dijital veri toplamak için izin verilen süreyi 2 aya çıkaran yasa tasarısı, ilk defa kamu düzenine yönelik tehdit halinde insansız hava araçlarının frekansını bozma ve uydu aracılığıyla yapılan iletişime müdahaleye imkan tanıyor.

Ayrıca teknik izlemelerden elde edilen verileri 5 yıl süreliğine saklamayı öngören yasa tasarısı, bu veriler üzerinden yapay zeka kullanılarak istihbarat servisinin hizmetine sunulacak yazılımlar oluşturulmasını amaçlıyor.

Tasarıda, 2015 yasasında bulunan ve tehditleri tespit için iletişim verilerini otomatik işleyen bir algoritma kullanılmasını sağlayan ve fişlenmeleri artıracağından endişe edilen tartışmalı madde de aynı şekilde yer alıyor.

Bakan Darmanin, yasa tasarısının bu maddesinin kişisel özgürlükleri kısıtlayacağı eleştirisine, tüm büyük şirketlerin algoritma kullandığı, devletin de kullanabileceği şeklinde cevap verdi.

Bakanlar kurulunun ardından parlamentonun her iki kanadında da ele alınıp tartışıldıktan sonra son şeklini alacak tasarının temmuz sonuna kadar yasalaşması bekleniyor.

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.