Adı önce “İslamcı ayrılıkçılıkla mücadele” olarak duyurulan, tepkiler üzerine değiştirilen tartışmalı tasarıya ilişkin Ulusal Meclis’te yapılan görüşmelerde, solcu Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) milletvekili Alexis Corbiere, yaptığı konuşmada, Müslümanların kendilerini muhatabı olmadıkları bir tartışmaya çekilmiş hissettiklerini belirtti.
Fransa’nın milyonlarca Müslüman vatandaşının tasarıyı savunan milletvekillerinin karanlık arzularının takıntısı olmaktan bıktığını vurgulayan Corbiere, “Tasarıdan faydalanarak, bir kez daha her şeyi bir dine yüklemeyin ve bununla beraber milyonlarca Müslüman vatandaşımızı kırarak aşağılamayın.” ifadesini kullandı.
LFI lideri ve milletvekili Jean-Luc Melenchon da tasarının Müslümanları hedef göstermek adına hazırlandığını söyledi.
Melenchon, tasarının ancak milyonlarca iyi insanın (Müslümanların) kendini aşağılanmış hissetmesiyle sonuçlandığı değerlendirmesinde bulundu.
Sosyalistler grubundan milletvekili Lamia El Aaraje ise Ulusal Meclis’te yasaklayan, kısıtlayan ve ötekileştiren bir tasarının tartışıldığının altını çizdi.
Aaraje, milletvekillerine, “Sizce laiklik adına fanatizm ve köktendincilikle değil de bir dine karşı mı mücadele edilmeli mi?” sorusunu yöneltti.
Avrupa’nın en büyük Müslüman nüfusuna sahip ülkesi Fransa’da, Senatoda, okul gezilerinde öğrencilere refakat eden annelerin, 18 yaşından küçük kız çocuklarının kamuya açık alanlarda başörtüsü takmasını, havuzlarda tesettür mayo giyilmesini ve resmi spor müsabakalarında başörtüsü kullanılmasını yasaklama gibi maddeler eklenerek 13 Şubat’ta kabul edilen yasa tasarısı, 2 Haziran’da Ulusal Meclis’te ikinci kez görüşülmeye başlanmıştı.
Tasarı, Müslümanları hedef aldığı ve ötekileştirdiği gerekçesiyle Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası toplum ile sivil toplum kuruluşları tarafından eleştiriliyor.
Yasa tasarısı açıklandığından bu yana, ülkede cami ve mescitlere yönelik saldırılar artış gösterdi. Bazı camiler kundaklanırken, bazılarının duvarlarına İslamofobik yazılar yazıldı.