Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açmasının ardından bu ülkeden kaçan 2 milyondan fazla kişi, Avrupa’nın birçok ülkesine gitti. Son günlerde yüzlerce Ukraynalı İngiltere’ye gitmek için Fransa’nın Calais kentine geldi.
Manş Denizi kıyısındaki Calais’de yıllardır birçoğu Afrika ülkelerinden gelen mülteciler, şehir merkezinin dışında farklı noktalarda yol kenarlarında yaşamlarını sürdürme çalışıyor.
Mülteciler, yetersiz temel insani ihtiyaçlarla mücadele veriyor.
Fransız hükümetinin ve yerel yönetimlerin sunduğu imkanları yetersiz bulan mülteciler, Manş Denizi’nin diğer tarafındaki İngiltere’ye geçme umuduyla bu kentte kış soğuğunun zor şartlarında bekleyişlerini sürdürüyor.
Belediye, Ukraynalıların kente gelmesiyle onlar için hemen kabul merkezi açtı.
Diğer etnik kökenden mülteciler ise soğuk havada sokaklarda yaşam mücadelesi veriyor.
Mültecilerin durumunu yerinde takip etmek için trenle Calais’ye giden AA muhabiri, tren garında 4 çocuklu Ukraynalı anne ile Adil isimli Suriyeli bir gencin karşılaştığı muameleye bizzat şahit oldu. Tren garında görevli bir personel, Ukraynalı aile için taksi çağırdı.
Adil de taksiye binmek istedi ancak takside onun için yer kalmamıştı. Personel, taksi şoförünü Adil’i gideceği yere kadar götürmek için bir kez daha gara gelmesi için ikna etmeye çalıştı. Şoför sonunda ikna oldu.
Taksi gardan ayrıldığında Adil yalnız kalmıştı ve konaklayacak bir yeri yoktu. Çaresiz bir şekilde karanlıkta bekleyen Adil, birkaç dakika telefonla konuştuktan sonra bir yardım derneğinin aracılığıyla kalacak bir yer bulmayı başardı. Adil, daha sonra gelen taksiyle gideceği yere gitti.
Aslında Ukraynalı aile ile Adil’in hikayesi birbirinden çok farklı değildi. Her iki taraf da ülkelerinde yaşanan savaştan kaçarak Calais’ye geldi. Tek fark, söz konusu ülkelerden birinin Ukrayna, diğerinin Suriye olmasıydı.
Söz konusu Ukraynalı aileden 26 yaşındaki Tanya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Romanya üzerinden buraya geldiğini ve vize alarak İngiltere’ye gitmek istediğini söyledi.
Vize almak için Paris’e gitmek zorunda kalabileceklerini ifade eden Tanya, İngiltere’de babasının ve amcasının bulunduğunu ifade etti.
“Onları bu ayrıma iten, neden ırkçı ön yargılarıdır”
Calais’de mültecilere yardım eden “L’Auberge des Migrants” derneğinin koordinatörü William Feuillard, “Ukraynalılar için yapılanlar harika. Böylece Ukraynalılar Avrupa’da dolaşabiliyor, yakınlarıyla buluşabiliyor, uygun kabul merkezlerinde ağırlanabiliyorlar. Ancak geldikleri ülke neresi olursa olsun tüm mültecilere eşit şekilde muamele edilmesi gerekiyor. İki yüzlülük var. Bir taraftan Ukraynalılar insani şekilde ağırlanıyor, diğer taraftan Suriye, Afganistan, Sudan’dan gelenler kaderlerine terk ediliyor, hatta daha kötüsü tacize maruz kalıyorlar çünkü her gün uygulanan taciz politikası var.” diye konuştu.
Feuillard, Calais’de çoğunluğu Afrikalıların kaldığı kampların 48 saatte bir polis tarafından tahliye edildiğini belirtti.
Tahliye sırasında kampta bulunmamaları halinde polisin bu kişilerin eşyalarına el koyduğunu ifade eden Feuillard, bu nedenle mültecilerin, yardım derneklerinin yemek dağıttığı alanlara gittiklerinde polisin eşyalarına el koyma korkusu yaşadıklarını anlattı.
Feuillard, Fransız yetkililerin mültecilere “iyi” ve “serseri” şeklinde ayrım da yaptığını kaydetti.
“Yetkililer bahaneler üretmeye çalışıyor. Sonuçta onları bu ayrıma iten neden ırkçı ön yargılarıdır. Dolayısıyla farklı muameleler söz konusu.” değerlendirmesini yapan Feuillard, Calais’ye her zaman mülteci akınının yaşandığını anlattı.
Feuillard, “İlk kez (mültecileri) insani şekilde ağırlamak iradesi var. Bu geçmişte yapılmadı. Bu nedenle birkaç yıldır mücadelemizi sürdürüyoruz.” dedi.