Fransa’da Müslümanları hedef alan “ayrılıkçı” yasa tasarısının kabul edilmesine giden süreçte, bazı gazeteci-yazarlar ile politikacıların, televizyonlarda İslam ve Müslümanlar hakkında gerçeklerle bağdaşmayan İslamofobik söylemleri etkili oldu.
AA muhabiri, Fransız televizyonları ekranlarında yasa tasarısının tartışıldığı programlarda sarf edilen İslamofobik söylemleri derledi.
Müslümanları hedef alan “Cumhuriyet değerlerine saygıyı güçlendiren prensipler” yasa tasarısının hazırlanıp parlamentoda kabul edilmesine giden süreçte, ekranlarda sık sık görünen bazı Fransız “aydın” ve politikacı İslamofobik tutumlarını yansıtan söylemler sarf etmekten geri durmadı.
“30 yıl önce helal diye bir şey yoktu”
Gazeteci ve televizyon sunucusu Franz Olivier Giesbert, İslam dininin önemli unsurlarından “helal” kavramı için “30 yıl önce helal diye bir şey yoktu. Bu (helal) batıda yaşayan Müslümanları toplumdan ayrıştırmak için icat edildi. Bu duvarlar Selefiler, Müslüman Kardeşler ve Humeyni tarafından örüldü.” ifadelerini kullandı.
İslam’da bir nesneye uğursuzluk atfedilmesinin batıl inanç olarak görülmesine rağmen Fransa Eğitim Bakanı Jean Michel Blanquer bir konuşmasında (Müslüman) öğrencilerin “şeytanın rengi” olarak gördükleri kırmızı mobilyalı sınıflarda ders görmek istemediğini ileri sürdü.
Blanquer ayrıca 3 yaşından itibaren (Müslüman) küçük kızların depolara götürülüp “beyinlerinin yıkandığını” iddia ederek “Okulda erkek çocuklar kız çocukların ellerinden tutmayı reddediyor.” dedi.
Vatandaşlıktan Sorumlu Devlet Bakanı Marlene Schiappa, bir konuşmasında, kendisini imam olarak tanıtan herhangi birinin kadınların parfüm sürdükleri gerekçesiyle recmedilmesi gerektiğini söyleyebileceğini öne sürdü.
“Müslümanlar Allahüekber demez”
Televizyoncu Stephan Rozes, dünyanın her yerinde Müslümanları namaza davet eden ezanın ilk cümlesi olan “Allahüekber” için “Müslümanlar Allahüekber demez, bunu İslamcılar söylüyor.” ifadesini kullandı.
Gazeteci Eugenie Bastier, tesettür için “Tesettür Ayetullah Humeyni’nin bir icadıdır şimdi Müslüman Kardeşler bunu sahipleniyor.” iddiasında bulundu.
Aşırı sağcı muhalif lider Marine Le Pen’in partisinin ikinci adamı Jordan Bardella da Müslüman genç kızların başörtülerini çıkarmamak için hatıra fotoğraflarında gözükmek istemediğini ve bunun “ayrılıkçılık” gerekçesi olduğunu savundu.
“Fransız banliyölerinde kalaşnikof ve Kur’an ittifakı var”
Fransa’da İslamofobi ile özdeşleşen isimlerden gazeteci-yazar Eric Zemmour, Müslümanları hedef alan “ayrılıkçı” yasa tasarısına kadar gelinen süreçte Müslümanlar ve İslam hakkında birçok “aşırıcı” açıklamada bulundu.
Yahudilere ait okullarda koşer tüketilmesini yadırgamayan Zemmour, Müslümanlar için “Sorun, Yahudilerden 10 kat daha fazla olan ve devlet okullarında okuyan Müslümanların neyi kiminle yiyip yemediğinde. Kantinlerde Müslümanlara ait masalar ile domuz eti yiyenlerin günahkar olarak nitelendirildiği masalar bulunuyor.” ifadelerini kullandı.
Zemmour daha da ileri giderek “Kur’an-ı Kerim’de Yahudi ve Hristiyanların boğazlarının kesilmesi gerektiği yazıyor. Muhammed de birçoğunu kesti.” ifadesini kullandı.
Büyükşehirlerdeki banliyölerde belediyelerin düzeni uyuşturucu satıcılarına, güvenliği ise imamların eline bıraktığını savunan Zemmour, “Fransız banliyölerinde kalaşnikof ve Kur’an ittifakı var.” iddiasında bulundu.
Eric Zemmour medeni ve modern buluşların Avrupalılarca ortaya konduğunu ileri sürerek “İslami çevrelerde yaşayan biri buzdolabını açınca kendini aşağılanmış hissediyor.” dedi.
Televizyon sunucusu gazeteci Pascal Praud’un, “Süpermarket çıkışlarında kadınların alışveriş sepetlerinin içindeki yiyeceklerin helal olup olmadığını kontrol ediyorlar.” çıkışıyla ekranlarda yerini aldı.
Praud ayrıca Seine-Saint-Denis bölgesindeki bir okulda, çocukların “günahkar” ve “günahsız” olarak masalarını ayırıp Müslümanların bir tarafta ve diğerlerinin bir tarafta oturduklarını iddia etti.
Siyaset Bilimci Gilles Kepel de “Üniversitelerde karşı tarafın küffar ilan edildiği seminerler var.” ifadesini kullandı.
“Müslüman genç kız öğrenciler ebeveynleri tarafından dezenfekte ediliyor”
İslamofobik çıkışlarıyla tanınan felsefe öğretmeni Didier Lemaire, “Bazı bölgelerde Müslüman genç kız öğrenciler okuldan dönüşlerinde gayrimüslimlerle aynı ortamda bulundukları gerekçesiyle ebeveynleri tarafından dezenfekte ediliyor.” sözleriyle Fransız televizyonlarında sergilenen İslamofobi’nin uç noktadaki örnekleri arasında yer aldı.
Profesör Pascal Astagneau, İslamofobik tutumunu “Müslümanlar için ramazanda yere tükürmek dini bir ritüeldir.” ifadesiyle ortaya koydu.
Politikacı Jean-Pierre Chevenement, ayrılıkçılık argümanı olarak “Başörtüsü takan bir kadın sadece bir Müslüman’la evlenebileceği mesajını veriyor. Burada ayrılıkçı bir tavır seziliyor.” yorumunu yaptı.
Fransız siyasetçi, Natali Kosciusko-Morizet, Mulhouse kentindeki onlarca Müslüman öğrencinin sabah namazı kıldıkları için her gün okula geç kaldığını savundu.
“Alınlarında secde izi görünsün diye zamanlarının çoğunu secdede geçiriyorlar”
Tarih Profesörü Barbara Lefebvre, ayrılıkçılık tartışmasında argüman olarak Müslümanların namaz kılmasını kullanarak, “İslamcılar, Müslüman toplumu içinde farklı bir konum elde etmek ve saygınlık kazanmak için alınlarında secde izi görünsün diye zamanlarının çoğunu secdede geçiriyor.” dedi.
Fransız Milletvekili Meyer Habib, 18 yaşından küçük kızlara başörtü yasağına yönelik girişimlere desteğini, “Genç yaştaki kızların başörtüyle okula gitmesi sizce normal mi?” ifadesiyle belirtti.
Sunucu Eriv Naullau, yaşadığı mahallede bazı Müslüman kadınların oruç tutmayan Müslüman kadın avına çıktığını öne sürerek “Ramazanda domuz eti satan dükkanlar Müslümanlar tarafından kapatılıyor. Modern Müslümanlara yaşam hakkı verilmiyor.” diye konuştu.
Politikacı Laurence Marchand-Taillade, sarı yeleklilerin eylemlerini Müslümanlarla ilişkilendirmek için “Sarı yeleklilerin Fransa’yı istikrarsızlaştırma stratejilerinin arkasında Müslüman Kardeşlerin olup olmadığına bakmak lazım.” dedi.
Araştırmacı Celine Pina da Müslüman toplumu değerlendirirken “Cezayirliler Faslıları aşağılıyor, sonra (Cezayirliler ve Faslılar) Tunusluları daha fazla aşağılamak için aralarında anlaşıyor.” ifadesini kullandı.