Paris yönetiminin önce “İslamcı ayrılıkçılıkla mücadele” olarak adlandırdığı, gelen tepkiler üzerine ismini “Cumhuriyet değerlerine saygıyı güçlendiren prensipler” olarak değiştirdiği yasa tasarısı Meclis’te görüşülürken, hükümetin ayrılıkçılıkla mücadele adı altında Müslüman topluma yönelik “ayrımcı” tutumu sürüyor.
Müslümanlara ait 400’den fazla iş yeri kapatıldı
Mediapart internet sitesinin haberine göre, İçişleri Bakanlığı bünyesinde şehirlerde Ocak 2020’de kurulan “İslamcılık” ve Cemiyetçi Ayrılıkçılıkla Mücadele (CLIR) birimleri, şu ana kadar iş yerlerine yönelik 18 bin denetim gerçekleştirdi. Bu operasyonlarda Müslümanlara ait 400’den fazla kuruluş ve iş yeri kapatıldı.
Bakanlık, CLIR birimlerine bağlı denetçilerden, Müslümanlara ait iş yerlerini “çok sıkı bir şekilde” denetlemelerini istedi.
Valiliklerin iç yazışmalarına dayandırılan habere göre CLIR birimleri, bölge valiliklerinin düzenledikleri iş yeri denetimlerine katılmayı talep etti.
Çalışma Bakanlığı da “dini radikalizm” ile mücadele eden CLIR personeliyle iş birliği yapılması yönünde karar aldı.
“Kapatmak için ‘hukuki gerekçe’ bulun”
Bakanlıklar, denetmenlerden, Müslümanlara ait iş yerlerinde iş kanunun sağlık ve hijyen standartlarıyla ilgili maddelerinin ihlal edildiğine veya “ayrılıkçı” şüphelerin kanıtlandığına ilişkin herhangi bir “yasal gerekçe” bulmalarını talep etti.
“Yasal gerekçe bulun” talimatı, Melun bölgesinde bir restorana düzenlenen operasyona ilişkin elektronik postaya yansıdı.
Postada, restoranın kapatılması için denetçilerden “mutlaka bir gerekçe bulmaları” isteniyor.
Müfettişler İş Denetimi Sözleşmesi’ni ihlal etti
Müslümanların iş yerlerinin kapatılması için gerekçe ve neden bulunması talimatı, ulusal yasaları ihlal ediyor. Hukukçulara göre talimat ve talimatı uygulayanlar, “bağımsız ve tarafsız” olunmasını öngören 1947 tarihli İş Denetimi Sözleşmesi’ne aykırı.
Genel İş Konfederasyonundan (CGT) 18 Ocak’ta yayımlanan açıklamada, CLIR tarafından belirtilen amacın iş denetmenlerinin görev tanımı içerisinde yer almadığı kaydedildi.
Açıklamada, Müslümanlara ait iş yerlerinin teftiş edilmesinin, “işçilerin korunmasıyla ilgisinin olmadığı”, “Müslümanları hedef aldığı” ve bunun “yasa dışı” olduğu vurgulandı.
CGT Ulusal Sekreteri Valerie Labatut, CLIR’nin taleplerinin iş denetmenlerinin bağımsızlığını ihlal ettiğini vurgulayarak, “Bu iş denetimi yetkisinin yanlış kullanılmasıdır.” ifadesini kullandı.
Denetçiden ayrımcılık itirafı
Mediapart’a konuşan bir denetçi, radikalizmle ilgili bağlantısı olmayan iş yerlerinin “ne pahasına olursa olsun kapatılmasının” kendilerinden istendiğini söyledi.
Denetçi, istenenlerin endişe verici olduğunu vurguladı.
Yasalara göre valilik emirlerine uymak zorunluluğu olmasa da denetçilerin üstlerinin verdiği görevleri yerine getirmesi gerekiyor.