Çad’ın başkenti Encemine’de düzenlenecek G5 Sahel Zirvesi’nde, Fransa’nın bölgedeki askeri varlığının yanı sıra bölge ülkelerindeki siyasi ve insani gelişmeler görüşülecek.
Fransa ve G5 ülkeleri olarak bilinen Çad, Mali, Nijer, Burkina Faso ve Moritanya liderlerinin katılacağı 2 gün sürecek zirvede Almanya da yer alacak.
Zirveye, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle video konferans yoluyla katılacak.
Ana gündem maddesi olarak Sahel’deki silahlı terörist gruplarla mücadelede izlenecek yol haritasının ele alınacağı zirvede, Fransa’nın söz konusu 5 ülkede yürüttüğü Barkhane Operasyonu’nda asker azaltıp azaltmayacağı ise en çok merak edilen başlıklar arasında yer alıyor.
Uzmanlar, Fransa’nın asker sayısını azaltmasının sorunu çözmeyeceğine, bölgede terörün artmasına neden olan başka unsurların varlığına dikkati çekiyor.
Düşünce kuruluşu Afrika Stratejiler Ağı Başkanı Abdou Fleur ile Avrupa Prospektif ve Güvenlik Enstitüsü (IPSE) Başkanı Emmanuel Dupuy, bölgedeki siyasi, ekonomik ve insani krizi AA muhabirine değerlendirdi.
Fleur, “Fransa’nın bir şekilde Mali’deki varlığını sonlandırması gerek ancak Fransa Sahel’deki misyonunu henüz tamamlamadı. Bölgede hala güvenlik ve kalkınma konusunda Fransa’nın yardımına ihtiyaç var.” dedi.
Mali halkı ve kamuoyunun Fransa’nın ülkedeki varlığına şiddetle karşı çıktığının altını çizen Fleur, halkın bu konuda ciddi bir tereddüt yaşadığını kaydetti.
Fleur, buna karşın Fransız askerlerinin bölgeden çekilmesinin önünde hala birçok engel olduğunu vurgulayarak bölge ülkelerinin ordularının eğitimi konusunda başarı sağlanmadığını dile getirdi.
“Fransa’nın 2011’de Libya’ya müdahalesi Sahel’de terör faaliyetlerinin kaynağı oldu”
Sahel’in güvenliğinin Senegal, Cezayir gibi aktörler olmadan tam anlamıyla sağlanamayacağını söyleyen Fleur, bu anlamda G5 Sahel Ortak Gücünün yetersiz kaldığını belirtti.
Fleur, Avrupa Görev Gücü Takuba’nın da terörle mücadele operasyonlarını desteklemek yerine yerel orduların eğitimine yoğunlaşması gerektiğini kaydetti.
Terör gruplarının giderek güçlendiğine dikkati çeken Fleur, şöyle devam etti:
“Terör örgütleri artık oldukça gelişmiş silahlar kullanmaya başladı. Zırhlı araçlarla 3 Şubat’ta yapılan saldırıda 10 Mali askeri yaşamını yitirdi. Sivil ölümleri de giderek artıyor. Fransa’nın 2011’de Libya’ya müdahalesi Sahel’de terör faaliyetlerinin kaynağı oldu. Bu noktada şu soruyu sormak lazım; çözüm sadece askeri mi? Olayın siyasi, sosyal ve ekonomi ayağında eksikler var mı?”
“Fransa zirvede terörle mücadelede başarı sağladığını söyleyecek”
IPSE Başkanı Dupuy da durumu tam anlamıyla bir paradoks olarak değerlendirdi.
Dupuy, “Fransa zirvede terörle mücadele operasyonlarının başarılı olduğunu söyleyecek, istatistikler verecek, kaç teröristi etkisiz hale getirdiklerini paylaşacak. Öte yandan, sivil ölümleri de son 3 yılda büyük oranda arttı. Mesela sadece geçen yıl 4 bin 250 sivil yaşamını kaybetti. Buradaki durum kafa karışıklığına neden oluyor.” ifadelerini kullandı.
Barkhane Operasyonunun Fransa’ya sadece 2020’de 911 milyon avroya mal olduğunu anımsatan Dupuy, bu yönüyle, Fransa’nın 1962’den bu yana sürdürdüğü en pahalı operasyon olma özelliği taşıdığını vurguladı.
Dupuy, operasyonun bir de insani boyutu olduğunun altını çizerek, Sahel’de terörle mücadelede 3 bin Malili asker, 141 Birleşmiş Milletler (BM) barış gücü askeri ve 55 Fransız askerinin yaşamını yitirdiğini belirtti.
Bu durumun sadece Mali’de değil Fransa’da da soru işaretleri doğurduğuna dikkati çeken Dupuy, 2013’te Fransızların yüzde 73’ünün Fransa’nın Mali’deki askeri varlığını desteklediğini ancak bugün yüzde 51’in Barkhane Operasyonu konusunda şüphelerini dile getirdiğini hatırlattı.
Sahel’de 31,4 milyon kişi acil gıda yardımına muhtaç
Dupuy, BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinin verilerine atıfta bulunarak Sahel’de terör sorunu nedeniyle “korkunç bir insanı kriz” yaşandığına vurgu yaptı. Dupuy, 31,4 milyon kişinin acil gıda yardımına ihtiyacı olduğunu ve geçen yıl 2 milyondan fazla kişinin ülkesini terk etmek zorunda kaldığını söyledi.
Bölgede siyasi tablonun da oldukça karmaşıklaştığının altını çizen Dupuy, Mali’deki darbe, Burkina Faso’daki cumhurbaşkanı seçimi, Çad ve Nijer’de düzenlenecek seçimler olduğunu hatırlattı.
Dupuy, bölgede terör örgütlerinin giderek güçlenmesinde ülkelerde kötü yönetişimin büyük rol oynadığını sözlerine ekledi.