AP seçimlerinin Fransa ayağında RN’nin açık ara farkla birinci çıkmasının ardından Macron Ulusal Meclis’i feshederek 30 Haziran-7 Temmuz tarihlerinde erken genel seçim kararı aldı.
Macron’un, rakibi RN’nin sandıktan birinci parti çıkmasına rağmen bu kararı alması, ülkede 5. Cumhuriyet dönemi boyunca iktidarı aşırı sağa vermeyen Fransız halkında tepkiye yol açtı.
Söz konusu partinin iktidar olmasıyla yürürlüğe koymayı vadettiği göç ve ekonomi politikaları, ülkede yabancılar başta olmak üzere önemli bir kesimde kaygıya neden oluyor.
İlk turu yarın düzenlenecek seçimde Fransızlar, kendilerini 5 yıl boyunca temsil edecek 577 milletvekilini belirlemek için sandık başına gidecek.
AA muhabiri önemli bir kesimi göçmen ve yabancılardan oluşan ve Paris’in en büyük banliyölerinden Saint-Denis’de seçimin nabzını tutmak için bölgedeki milletvekili adaylarının yanı sıra halka mikrofon uzattı.
“Meclis’in feshedilmesi ‘orantısız’ bir karar”
Sinema bölümü öğrencisi 27 yaşında Marie isimli Fransız vatandaşı, Macron’un Meclis’i feshetme kararını “orantısız” bulduğunu söyledi.
Macron’un bu kararıyla ülkede yaşayanların hayatıyla oynadığına işaret eden Marie, RN’nin birinci parti olmasıyla Fransa’da ekonomik ibrelerin giderek aşağı ineceği değerlendirmesinde bulundu.
Marie, aşırı sağa karşı, sol ve çevreci partilerin katılımıyla kurulan Halk Cephesine oy vereceğini belirtti.
Soy ismini vermek istemeyen Fransız aktivist Jules, Macron’un Meclis’i feshetme kararını “sorumsuzca” bulduğunu ifade ederek bununla aşırı sağın önünün daha da açıldığını kaydetti.
Jules, ülkede son zamanlarda yaşanan ırkçı olaylara değinerek “Bu aşırı sağın fikirlerinin toplumda nasıl ilerlediğinin işareti.” dedi.
Saint-Denis sakinlerinden Gilliane, RN’nin Meclis’te 1. parti olursa özellikle belirli grup insanlar için hayatın zorlaşacağına dikkati çekerek aşırı sağa karşı Halk Cephesine oy verme çağrısında bulundu.
Gilliane, “Ulusal Birlik’in Ulusal Cephe (partinin eski adı) olduğunu ve ırkçı, yabancı düşmanı politikalardan ve Nazizm’den geldiğini hatırlatmak gerek.” ifadesini kullandı.
26 yaşındaki hemşire Eman Ata Alla, genel seçimlerde oy kullanacağını söyleyerek RN’nin AP seçimlerinde sandıktan birinci parti olarak çıkmasını şaşırtıcı bulduğunu belirtti.
Alla, “Herkes RN’yi şikayet ediyor ancak gidip yine onlara oy veriyor.” diyerek RN’nin iktidara gelir gelmez, Fransa’daki yabancıları ötekileştireceğini savundu.
Cezayir kökenli Saint-Denis sakini Henni Djazi, 10 yaşından bu yana Fransa’da yaşadığını, aşırı sağın ülkedeki yükselişinden ötürü hayal kırıklığına uğradığını anlattı.
Adaylar
Seine-Saint-Denis’in 2. seçim bölgesinden Halk Cephesinin milletvekili adayı Stephane Peu, 2017’den bu yana Saint-Denis’den milletvekili seçildiğini söyledi.
Peu, “Emmanuel Macron bir sorumsuz. Ulusal Birlik’in (oylarının) ülkede bu kadar yüksek olduğu bir zamanda Ulusal Meclisi feshetmek Fransa’da çok fazla endişeye sebep oldu.” şeklinde konuşarak bölgedeki halkın aşırı sağın başa gelmesinden duyduğu endişeyi gözlemlediğini kaydetti.
Stephane Peu, aşırı sağın başa geldiğinde atacağı ilk adımların hedefinde Seine-Saint-Denis sakinleri olacağının altını çizdi.
Seçimle “Macronculuk” sona erecek
Seine-Saint-Denis’in 2. seçim bölgesinden Kalıcı Devrim partili milletvekili adayı Anasse Kazib de aşırı sağın iktidara gelince ilk otoriter politikalarını Saint-Denis sakinlerine uygulayacağını belirtti.
Kazib, “(Macron, Meclis’i feshederek) Bir şey yapmak istedi ama başarısız oldu. Şimdi ilk onlar bedelini ödüyor. (Macron’un) Belki salt çoğunluğu yoktu ancak 200 küsur milletvekili vardı. Şimdi bu sayı 2 veya 3’e bölünecek. Bir nevi “Macronculuğun” da sonu. Ancak tüm bunların mimarı, aşırı sağın bu seviyeye yükselmesini sağlayan oydu.” ifadelerini kullandı.