Doğu Asya ülkesi Japonya’da, Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali’nde biriken işlenmiş atık suyun denize tahliyesine yönelik tepkiler gündemde yerini koruyor.
- Japonya’daki nükleer santralde depolanan atık suyun tahliyesi 30 yıldan uzun sürebilir
- UAEA: Fukuşima’dan tahliye edilen sudaki trityum seviyesi operasyonel sınırların altında
Kuzeydoğu eyaletleri Fukuşima ve Miyagi’de yaklaşık 150 kişi, Dai-içi Nükleer Santrali’nden atık suyun Pasifik Okyanusuna tahliyesinin durdurulması istemiyle mahkemeye başvurdu.
Fukuşima Bölge Mahkemesinde, işletici Tokyo Electric Power (TEPCO) ve merkezi hükûmet aleyhine açılan davada müştekiler, atık su tahliyesinin halkın güvenli yaşam hakkını tehdit ettiğini ve yerel balıkçıların işini engellediğini savundu.
Müştekiler ayrıca Nükleer Düzenleme Kurulunun (NRA) atık su tahliyesi amacıyla santralde inşa edilen tesislere yönelik verdiği onayın kaldırılmasını da istedi.
Müştekilerin avukatı Kawai Hiroyuki, yaptığı açıklamada, merkezi hükûmet ve TEPCO’nun denize atık su salıvermesinin “yeni bir suistimal” oluşturacağını bildirdi.
Atık suyun tahliyesi süreci
Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali’nde biriken radyoaktif özellikli atık suyun Pasifik Okyanusu’na boşaltılmasına 24 Ağustos’ta başlanmıştı.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), santraldeki incelemelerin ardından raporunda, boşaltım planının güvenlik standartlarıyla uyumlu olduğu, insanlara ve çevreye verebileceği zararın “ihmal edilebilir düzeyde” bulunduğu sonucuna varmıştı.
Mart 2024’e kadar toplam 31 bin 200 ton radyoaktif atık suyun tahliyesinin hedeflendiği plan, bölgede yaşayan balıkçıların ve çevre koruma aktivistlerinin yanı sıra başta Çin olmak üzere komşu ülkelerin tepkisine sebep oluyor.
Mart 2011’de meydana gelen 9 büyüklüğündeki depremin yol açtığı tsunami, Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali’ndeki 4 nükleer reaktörden 3’ünde hasara neden olmuş, radyoaktif serpinti nedeniyle santralin çevresi “tahliye bölgesi” ilan edilmişti.