İngiltere, ABD, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya ve Japonya’dan oluşan ülkelerin Dışişleri Bakanları ile Avrupa Birliği (AB) Yüksek Temsilcisi tarafından Rusya ve Ukrayna’ya ilişkin ortak açıklama yapıldı.
G7 ülkelerinin, Rusya’nın Ukrayna çevresinde, yasa dışı ilhak edilen Kırım’da ve Belarus’ta tehditkar askeri yığınağı konusunda ciddi endişe duyduğu belirtilen açıklamada şunlar kaydedildi:
“Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana Avrupa kıtasındaki en büyük konuşlandırma olan Rusya’nın sebepsiz ve haksız askeri güç yığınağı, küresel güvenliğe ve uluslararası düzene meydan okumadır. Rusya’yı diplomasi yolunu seçmeye, gerilimi düşürmeye, askeri güçlerini Ukrayna sınırlarının yakınından önemli ölçüde geri çekmeye, risk azaltma ve askeri faaliyetlerin şeffaflığı da dahil uluslararası taahhütlere tam olarak uymaya çağırıyoruz.”
“Rusya’yı yaptıklarına göre değerlendireceğiz”
G7 ülkelerinin ilk adım olarak Rusya’nın Ukrayna sınırları boyunca askeri faaliyetlerini azalttığı açıklamasını uygulamasını beklediği vurgulanan açıklamada, “Bu azalmaya dair hiçbir kanıt görmedik. Rusya’yı yaptıklarına göre değerlendireceğiz.” ifadesine yer verildi.
Açıklamada, Rusya’nın diplomatik ilişki kurmaya istekli olduğuna dair son açıklamalarının not edildiği aktarılarak “Avrupa güvenliği, risk azaltma, şeffaflık, güven inşa etme ve silahların kontrolü gibi karşılıklı endişe yaratan konularda Rusya’yla diyaloğu sürdürme taahhüdümüzün altını çiziyoruz. Ayrıca mevcut krize barışçıl ve diplomatik bir çözüm bulma taahhüdümüzü yineliyoruz.” değerlendirmesinde bulunuldu.
G7 ülkeleri, meşru güvenlik endişelerinin giderilmesi için “diplomatik çözümler” keşfetmeye hazır olsa da Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik herhangi bir askeri saldırganlığın ciddi sonuçlara yol açabileceğine işaret edilen açıklamada, bu saldırganlığın çok çeşitli sektörel ve bireysel hedeflere mali ve ekonomik yaptırımlar dahil büyük sonuçları olacağından şüphe duyulmaması gerektiği bildirildi.
“Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne sarsılmaz bağlılığımızı yineliyoruz”
Açıklamada, G7 ülkelerinin, Ukrayna halkıyla dayanışma ve Ukrayna’nın demokrasisini ve kurumlarını güçlendirme çabalarına desteğin yeniden teyit edildiği vurgulanarak şunlar kaydedildi:
“Ukrayna’nın ekonomik ve finansal istikrarını ve halkının refahını korumaya yardımcı olmanın son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. 2014’ten bu yana verdiğimiz yardıma dayanarak Ukrayna’nın mukavemetinin güçlendirilmesini desteklemek için Ukraynalı makamlarla yakın koordinasyon içinde katkıda bulunmaya kararlıyız. Ukrayna’nın uluslararası kabul görmüş sınırları ve kara suları içindeki egemenliğine ve toprak bütünlüğüne olan sarsılmaz bağlılığımızı yineliyoruz. Herhangi bir egemen devletin kendi geleceğini ve güvenlik düzenlemelerini belirleme hakkını yeniden teyit ediyoruz. Ukrayna’nın devam eden provokasyonlar ve istikrarsızlaştırma çabaları karşısında temkinli duruşunu takdir ediyoruz.”
“Sahnelenen olaylar, olası bir askeri tırmanış için bahane olarak kullanılabilir”
Rusya’nın tansiyonu düşürmesi ve Minsk anlaşmalarının uygulanmasına yönelik taahhütlerini yerine getirmesi gerektiğinin altı çizilen açıklamada, son günlerde temas hattındaki ateşkes ihlallerindeki artışın oldukça “endişe verici” olduğu vurgulandı.
Açıklamada, Minsk anlaşmalarının açık bir ihlalini oluşturan ağır silahların kullanımının ve sivil bölgelerin ayrım gözetmeksizin bombalanması kınandı.
Rusya’nın, Ukrayna’nın hükûmet kontrolünde olmayan bölgelerinde yaşayanlara Rus pasaportu dağıtmaya devam etmesinin de kınandığı açıklamada, bunun, Minsk anlaşmalarının ruhuna açıkça “aykırı” olduğu ifade edildi.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
“Askeri tırmanışın zeminini hazırlıyor olarak görülmesi gereken, kendi kendini ilan eden ‘Halk Cumhuriyetleri (Ukrayna’nın Donbas bölgesindeki sözde Donetsk Halk Cumhuriyeti ile Lugansk Halk Cumhuriyeti) tarafından alınan önlemlerden özellikle endişe duyuyoruz. Sahnelenen olayların olası bir askeri tırmanış için bahane olarak kullanılabileceğinden endişe duyuyoruz. Rusya, bu cumhuriyetler üzerindeki etkisini kısıtlamak ve gerilimi azaltmak için kullanmalı.
Bu bağlamda, gözlemcileri gerilimi azaltma çabalarında kilit rol oynayan AGİT’in Özel İzleme Misyonu’na desteğimizi kesin olarak ifade ediyoruz. Bu misyonun, faaliyetlerini kısıtlama olmaksızın ve Ukrayna’nın doğusundaki insanların yararına ve güvenliği için hareket özgürlüğüne sahip olmaksızın tam görevini yerine getirmesine izin verilmeli.”