Nahda Hareketinin Facebook hesabından paylaşılan açıklamaya göre, Gannuşi, “Cumhurbaşkanı Kays Said’in 25 Temmuz olağanüstü kararlarını, muhalif sesleri bastırmasını, otokrasiyi” gerekçe göstererek başkent Tunus’ta 23 Aralık’ta açlık grevine başlayan vatandaşları ziyaret etti.
Tunus’ta sosyal, ekonomik ve siyasi alanlar başta olmak üzere tüm zorlukları aşacak ve ülkenin geleceğini belirleyecek süreç için kapsamlı bir ulusal diyalog çağrısı yapan Gannuşi, şunları söyledi:
“Tunus çeşitliliğiyle çok güzeldir. Nitekim İslamcı, solcu, milliyetçi ve anayasalcıları bir araya getiriyor. Bunların hepsi, demokraside birleştiği gibi otoriter düşünceye de karşı duruyor.”
Cumhurbaşkanı Said’in kararlarına karşı açlık grevini sürdürenlerin mücadelesini takdir eden Gannuşi, 10 yıl önceki devrime rağmen hala bazıların ülkede birilerini dışlamaya çalıştığını ve “Tunus’un, içindeki herkesle yol alan bir gemi misali olduğunu unuttuğunu” söyledi.
Kimsenin, Tunus’u yarım asır boyunca yaşadığı diktatörlük günlerine geri götürme hakkına sahip olmadığını dile getiren Gannuşi, ülkenin o dönemde çile ve halkın kesimleri arasında oluşan nefretten başka bir şey elde edemediğine dikkati çekti.
Tunus’taki siyasi kriz
Cumhurbaşkanı Kays Said, 25 Temmuz’da ilan ettiği olağanüstü kararlarla parlamentonun çalışmalarını dondurdu ve milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırdı.
Said, 22 Eylül’de yeni kararnamelerle yetkilerini genişleterek yürütme organını tamamen kendine bağladı.
Tunus Cumhurbaşkanı, son olarak devrimin yıl dönümüne birkaç gün kala açıkladığı “siyasi krizden çıkışın yol haritası” ile ülkede 17 Aralık 2022’de erken genel seçime gidileceğini ve o zamana kadar Meclisin kapalı kalacağını duyurdu.
Cumhurbaşkanı’nın aldığı tüm bu kararlar, ülkede bir tür “istisnai durum” oluşmasına yol açtı.
Said’in kararlarını protesto için başlatılan açlık grevi
“Darbeye Karşı Vatandaşlar Girişimi”, 23 Aralık’ta yaptığı açıklamada, Tunus’ta aralarında milletvekillerinin de bulunduğu bir grubun, “Cumhurbaşkanı Said’in 25 Temmuz olağanüstü kararlarını, muhalif sesleri bastırmasını, otokrasiyi” gerekçe göstererek açlık grevine başladıklarını duyurmuştu.
Eski Tunus Cumhurbaşkanı Munsif el-Merzuki de “muhaliflerin sesinin bastırılması ve gösterilerin engellenmesini protesto etmek” için sembolik olarak açlık grevine katıldığını belirtmişti.