Gaz İhraç Eden Ülkeler Forumu (GECF) Genel Sekreteri Yury Sentyurin, küresel piyasaların kış aylarında görülecek sıcaklık değerlerine odaklandığını ve düşük sıcaklıkların Avrupa’da doğal gaz fiyatlarında oynaklığı tetikleyebileceğini belirterek, “Ancak bize göre şu anda gerçekleşen şey önümüzdeki aylarda çözülmesi gereken geçici bir dengesizlik. Bu şok, arzın iyileşmesiyle atlatılacaktır.” dedi.
Sentyurin, son dönemde doğal gaz piyasalarında yaşananlara ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Fiyat artışını özellikle spot piyasalarda tek bir ülkeye bağlamanın “samimiyetsiz” olacağını ifade eden Sentyurin, Kovid-19 salgını nedeniyle birçok doğal gaz projesinin ertelendiğini, AB’nin spot fiyatlandırma mekanizmasını benimseme yönünde baskı oluşturduğunu ve bu nedenle doğal gaz fiyatlarındaki artışın çok yönlü bir sorun olduğunu dile getirdi.
Sentyurin, GECF’e üye ülkelerin iç piyasalarındaki ihtiyaçlarına rağmen arz konusunda ellerinden geleni yaptıklarını belirterek, “Bize göre şu anda gerçekleşen şey önümüzdeki aylarda çözülmesi gereken geçici bir dengesizlik. Bu şok, arzın iyileşmesiyle atlatılacaktır. Dünya çapında bol miktarda gaz potansiyeli var ancak gaz projelerinin gelişimini etkileyen çeşitli düzenleyici engellerin gevşetilmesini şiddetle tavsiye ediyoruz. Özellikle dünyanın gelişmekte olan bölgelerinde çevre dostu ve güvenilir bir enerji üretim kaynağı olarak gaza hala ihtiyaç duyulmakta.” diye konuştu.
Doğal gaz piyasalarının artık birbiriyle daha bağlantılı ve küresel olduğuna işaret eden Sentyurin, yaşanan fiyat artışlarının da bunun bir kanıtı olduğunu belirtti.
Uzun vadeli kontrat önerisi
Sentyurin, Hollanda’da TTF, İngiltere’de NBP gibi doğal gaz ticaret merkezlerinin yanı sıra Asya’da JKM piyasasında da gaz fiyatlarının rekor kırdığını anımsatarak, “Şu anda küresel piyasalar kış aylarındaki doğal gaz fiyatlarına ilişkin endişelerle kaynıyor. Ortalamadan daha düşük sıcaklıklar, Avrupa’da önümüzdeki kış mevsiminde doğal gaz fiyatlarında aşırı oynaklığı tetikleyebilir. Avrupa genelinde birden fazla hükümet gaz ve elektrik faturalarını düşük tutmak için müdahale etmek ve destek vermek zorunda kaldı.” ifadelerini kullandı.
Enerji piyasalarında belirsizliğin tüketici ve üreticiye her zaman enerji fiyatlarında oynaklık şeklinde zarar verdiğini belirten Sentyurin, şöyle devam etti:
“Fiyat düştüğünde üreticiler daha az gelir elde eder ve dolayısıyla tedarik zincirine daha az yatırım yapar. Fiyat yüksek olduğunda, günümüzde birçok ülkede gördüğümüz gibi tüketiciler mali yüke maruz kalır. Genellikle hükümetler, Birleşik Krallık örneğinde olduğu gibi bir tavan fiyat uygulayarak müdahale etmeye çalışırlar ancak bu, tedarikçileri karsız marjlarla baş başa bırakır. İngiltere’de yalnızca eylülde en az dokuz tedarikçi iflas etti. İstikrarlı bir piyasanın nihai amacı, enerji fiyatlarındaki oynaklığı azaltmaktır ve doğal gaz için bu araç uzun vadeli sözleşmelerdir. GECF olarak üretici ve tüketicilerin yararına olan şeyin petrole endeksli fiyatlama ve uzun vadeli kontratlar olduğunu daha önce de ifade ettik. Uzun vadeli sözleşmeler, tüketicileri yüksek spot fiyatlardan, üreticileri ise düşük spot fiyatlardan koruyacaktır.”
Sentyurin, son gelişmelerin, salgının etkisinde kalan toplumların tüm katmanlarını etkilediğini dile getirerek, “Yaşananlar bizim enerji geçişi konusundaki dengeli yaklaşımımızı doğruluyor. Yaşam standardımızdaki dramatik düşüşler de dahil olmak üzere gerçek hayat senaryolarını hesaba katmadan çok hızlı yeşile dönmenin sınırlarını da vurgulayan bir süreç yaşıyoruz. Enerji geçişini sürekli olarak destekliyoruz. Enerji kaynaklarına kesintisiz erişim, yani enerji güvenliği küresel ajandanın ana gündem maddesi olmalı.” diye konuştu.
Doğal gazın Avrupa’nın enerji sepetinde yüzde 24 paya sahip olduğuna dikkati çeken Sentyurin, şunları kaydetti:
“Emisyon azaltma hedefine ulaşmak için Yeşil Mutabakat’ta devam eden taahhütler, tahsis edilen fonlar gibi durumlar göz önünde bulundurulduğunda doğal gazın en esnek ve dirençli kaynak olduğu görülecektir. Bu bağlamda, iklim değişikliğiyle mücadelede sorumlu ve tutarlı yolu sürdürmek için Avrupa’daki gaz piyasası durumunun istikrara kavuşturulması gerekmektedir. Kömürden uzaklaşma temel bir eğilim olmaya devam edecek. Tüketiciler, fiyat oynaklığından kaçınmak için daha uzun vadeli doğal gaz sözleşmelerine girmeyi düşünmeli. Ayrıca Kuzey Akım 2’nin işletmeye alınması gelecekte kesinlikle piyasa istikrarına katkıda bulunacaktır.”
Sentyurin, özellikle Kuzeybatı ve Güney Avrupa’daki kömürden gaza geçiş potansiyeli nedeniyle doğal gaz talebinin 2030’a kadar sabit kalacağının öngörüldüğünü, Orta ve Doğu Avrupa’daki ülkelerin de doğal gazı bir geçiş yakıtı olarak gördüğünü ifade etti.