Normal şartlarda okulda olması gereken Gazzeli çocuklar, İsrail’in yaklaşık 4 aydır aralıksız devam eden bombardımanı nedeniyle birçok ev ve okulun yıkılmasının yanı sıra eğitime süresiz ara verilmesi üzerine eğitimden mahrum kaldı.
Gazze’nin birçok cadde ve sokağında babasını ya da aile büyüğünü İsrail saldırılarında kaybetmiş, kendileri ve geriye kalan aileleri için ekmek, su ve ufak tefek şeyleri seyyar tezgahlarda satan çocuklara rastlamak artık mümkün.
Küçük bedenlere büyük dertler
Filistinli 16 yaşındaki Üsame Kasım, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus kentinde meyve suyu sattığı küçük tezgahının arkasından, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Ailemin sığınmacı durumuna düşmesi ve hiçbir şeyimizin olmaması nedeniyle paraya ihtiyacımız var. Bu nedenle her gün sabahın erken saatlerinden akşama kadar çalışmak zorundayım.” dedi.
Yorgun düşen bedeniyle müşteri çekmek için sesini yükseltmeye çalışan Kasım, şunları söyledi:
“Han Yunus’un batısındaki okullarda kalıyoruz. Kendime, anneme ve yerinden edilmiş kardeşlerim için çalışmak ve para kazanmak zorundayım. Şimdi, Nasır Tıp Kompleksi civarında limonata satıyorum.”
Gazzeli çocuk Kasım, dünyadaki diğer çocuklar gibi bahçelerde, yeşil parklarda ve oyun alanlarında oynayarak normal bir hayat hayal etse de, İsrail onu ve akranlarını güzel olan her şeyden mahrum etti.
İsrail saldırılarının daha uzun bir süre devam etmesinden endişe duyduğunu anlatan Kasım, İsrail askerlerinin sığındıkları yerlere kadar ulaşması ve tekrar kaçmak ve güvenli bir yer aramak zorunda kalma düşüncesinin artık zor geldiğini belirtti.
“Sürekli devam eden bombardıman..Bizi neyin beklediğini bilmiyoruz”
Kasım, “Eğitimi kendi başımıza hayatta kalmayı düşündüğümüz kadar artık düşünemiyoruz.” diyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Hayat zor ve karmaşık hale geldi. Yerinden edilme, yorgunluk ve aşırı korku.. Sürekli devam eden bombardıman.. Bizi neyin beklediğini bilmiyoruz. Durumumuz daha ne kadar böyle kalacak?”
“Artık herkes kendini bile idare etmek de zorlanıyor”
Bir başka Gazzeli çocuk Halid en-Netil de “Savaş hayatı çok zorlaştırdı. Artık herkes kendini bile idare etmekte zorlanıyor.” dedi.
Ailesiyle birlikte evde hazırladığı ekmek ve helvaları küçük bedeniyle Gazze sokaklarında satmaya çalışan 13 yaşındaki Netil, “Çözüm, insanların yaşayabilmeleri ve kendilerine harcayabilmeleri için herhangi bir alanda çalışmasıdır. Bu zamanda güçlü olan, yaşayabilendir.” diye konuştu.
Netil, “Nerede yemek yiyeceğiz? İhtiyaçlarımızı nereden alacağız kardeşlerim ve ben? Ailenin geçimini ve günlük masraflarını karşılayabilmemiz için çalışmak zorundayız.” ifadelerini kullandı.
Küçük kız kardeşiyle birlikte seyyar tezgahta temizlik malzemesi satan 16 yaşındaki Mazin Faris Hilles de diğer insanlar gibi yaşayabilmek için çalışmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Ağabeyini İsrail saldırılarında kaybeden Hilles, “Satabilmemiz ve işlerimizi yürütebilmemiz için bize mal sağlayan bir tüccarla çalışıyoruz. Günde bir veya iki ürün satmayı zar zor başarabiliyoruz.” diyerek, kardeşlerine bakabilmesi ve ailesinin ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için çalışmak zorunda kaldıklarını kaydetti.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin İşgal Altındaki Filistin Topraklarındaki Temsilcisi Ajith Sunghay, Gazze’de yemek yemeden günü geçiren ailelerin olduğunu söylemişti.
Dünya Sağlık Örgütü Sözcüsü Christian Lindmeier de “(Gazze) Çocuklar böyle bir durumda aslında en savunmasız olanlardır. Onlar açlık çektiklerinde ve yetersiz beslendiklerinde her türlü hastalığa çok kolay yakalanıyorlar.” demişti.
İsrail’in, yıllarca abluka altında tuttuğu Gazze Şeridi’ne 7 Ekim 2023’te saldırılarını başlatmasının ardından elektrik ve su tedariki ile yardım ve yakıt girişini kesmesi nedeniyle yerinden edilenlerin sayısının 2 milyona ulaştığı Gazze’de halk insani felaket yaşıyor.
İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda en az 11 bini çocuk, 7 bin 500’ü kadın olmak üzere 26 bin 422 Filistinli öldürüldü, 65 bin 87 kişi yaralandı. Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.