Filistinli El-Savvaf ailesi, Gazze’deki atölyelerinde nesillerdir sürdürdüğü el dokuması yün halı üretimini, İsrail ablukasının getirdiği olumsuz koşullara rağmen yaşatmaya çalışıyor.
Gazze Şeridi, Kudüs ve Tel Aviv gibi en büyük şehirlerden kara yoluyla yaklaşık 1 buçuk saat uzaklıkta olmasına rağmen, tarihi Filistin topraklarının geri kalanından hem bölgesel hem de psikolojik olarak soyutlanmış durumda.
Yanı başındaki 100 milyondan fazla nüfusa sahip sınır komşusu Mısır ile arasındaki yakın mesafenin avantajlarından da insan ve mal geçişlerindeki kısıtlamalar nedeniyle yararlanamıyor.
Sosyoekonomik imkanların son derece kısıtlı olduğu adeta ayrı bir dünya olan Gazze’de Savvaf ailesi, 16 yıldır süren İsrail ablukası nedeniyle bölgede turist hareketliliği ve ihracat imkanları olmamasına rağmen nesillerdir el emeği halı yapımını sürdürmeye çalışıyor.
Gazze’deki bir sokak arasında bulunan, ilk bakışta geçenlerin dikkatini çekmeyecek, mütevazı işletmede, farklı desen ve ebatta el emeği göz nuru yüzlerce halı ve kilim bulunuyor.
Dededen toruna tevarüs eden kadim bir meslek
Bu mesleği dededen toruna nesillerdir sürdüren aile, ismini de yaptıkları meslekten almış. “Savvaf”, Arapça’da ‘yüncü’ veya ‘yün tüccarı’ anlamlarına geliyor.
Aile fertleri atölyede halı dokurken, kendisi de atölyenin bitişindeki dükkanda halı satışıyla ilgilenen 77 yaşındaki Mahmud es-Savvaf, bu mesleği 300-400 yıldır sürdürdüklerini belirterek, ” Babam, dedem, dedemin babası hep bu meslekteydi. Dededen toruna tevarüs eden kadim bir meslek bu.” dedi.
AA muhabirine mesleğine olan bağlılığını anlatan Savvaf,, “iplikler benim çocuklarım gibi… Allah’a şükür bu mesleği hala koruyoruz. Allah’ın izniyle ebediyete kadar da devam ettireceğiz.” ifadelerini kullandı.
Babasının döneminde sınırlı çizgisel desenlerle üretim yaptıklarını aktaran Gazzeli esnaf, “Şimdi ise günümüze uygun, müşterilerin taleplerine hitap eden bazı resimli ve geometrik desenler de geliştirdik.” diye konuştu.
El emeği ürünler turizm potansiyelinden yoksun
Savvaf, yerel halkın alım gücünün düşük olduğu Gazze’de, müşterilerinin genellikle insani yardım faaliyetleri amacıyla burada bulunan uluslararası sivil toplum kuruluşlarının yabancı çalışanları olduğunu söyledi.
Gazze Şeridi’ndeki ekonomik zorluklara rağmen işlerini sürdürdüklerini anlatan Savvaf, şöyle devam etti:
“Çok şükür işimize devam ediyoruz. Bazı yabancı kurumlarda çalışanlar dükkanımızı biliyor ve bize geliyorlar. Ürünlerimizi beğeniyorlar, biz de bu müşterilerimizi memnun etmeye çalışıyoruz. Vatandaşların ekonomik durumu ise çok zayıf. Yabancılardan gelen talepler mesleği sürdürmemizi sağlıyor.
Bu yabancılar genelde Gazze’deki kurumların çalışanları. UNDP (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı), Uluslararası Kızılhaç, Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) gibi. Bu zanaatı değerli buluyorlar. Bizden aldıkları ürünleri evlerinde kullanıyorlar, bize de fotoğraflarını gönderiyorlar. İşimizi beğeniyorlar, çünkü Allah’ın yardımı ile düzgün bir iş çıkarıyoruz.”
İşlerinin turizme hitap ettiğini ancak abluka nedeniyle bölgeye turist gelmediğini aktaran Savvaf, “Elbette turizmimizin olmasını temenni ediyoruz. Çünkü bizim işimiz turistik bir iş. Bu nedenle ancak buradaki uluslararası kuruluşların çalışanlarını turist olarak değerlendiriyoruz. Her şeyden önce Allah’a dayanıyoruz. Rızık O’nun elindedir.” ifadelerini kullandı.
Dükkandaki ürünlerin fiyatı da dışarıya göre son derece cazip. Kudüs’de sıradan bir restoranda iki kişilik akşam yemeği fiyatına, bu dükkandan orta ebatta el yapımı bir yün kilim satın alınabiliyor.
Halı ve kilimlerin, makine dokuması olanlar da dahil metrekaresinin 10 şekelden (yaklaşık 50 TL) başlayıp 250 şekele kadar çıktığını kaydeden Savvaf, “Fiyatlar hammadde, işçilik ve desenlere göre değişiyor. Üretilen her halı için harcanan emeğin ve sürenin önemli rolü var.” dedi.
“Yahudiler bize gelip alışveriş yapıyordu”
İsrail’in Filistin topraklarını işgalinden önceki dönemin çok farklı olduğu dile getiren Savvaf, “Ablukadan önce, hatta 1967 işgalinden sonra bile, yollar açıktı. Yahudiler bize gelip alışveriş yapıyordu. Gerçekten de iyi satış yapıyorduk. Turizm vardı, yabancılar geliyordu. İşgalden önce ticaretimiz Suudi Arabistan’a ve turizm hareketliliğinin olduğu Lübnan’a ihracata dayalı idi.” şeklinde konuştu.
Olumsuz koşullara rağmen kanaatkar duruşundan taviz vermeyen Savvaf, “Ama rızkımız Allah’ın elinde. O kimseyi unutmaz. Eskiden çocukluğumda ve gençliğimde, her Gazzelinin evinde bu ürünlerden olurdu. Ama günümüzde pazardaki sıradan halılar ve hasırlar kullanılıyor. Tabii bu da ev tekstili ve mefruşat gibi alanlardaki yerel üretimi düşürüyor. Elbette ablukanın getirdiği darboğazın Gazze’de üretilen ürünlere olumsuz etkisi var. Sadece bizim işimiz değil, tüm Gazze’deki zanaatlar bu ablukadan etkileniyor. Ürünlerimizin kalitesine güvensek de güçlü bir pazar veya ihracat yok.” diye konuştu.
Gazze’de 1970’lerde bu atölyedeki gibi yaklaşık 500 dokuma tezgahı olduğu belirten Savvaf, “Bu zanaatın nesillere aktırılmasını arzuluyoruz ama artık gelirler işçi ve üretici için yeterli değil. Şimdi Gazze’de en fazla 10 veya 20 dokuma tezgahı var. Eskiden Batı Şeria’daki evlerde bile Gazze’deki gibi halılar yoktu. Ama durum kötüleşti. Umarım bu meslek yok olmaz. Şimdi çocuklarım benimle çalışmaya devam ediyor. Ama yeni nesil bunu yeterli bulmuyor. İnşallah bu devam eder.” değerlendirmesinde bulundu.
Eski günleri hatırlayınca, Arap ülkeleri arasındaki hareket özgürlüğünü kısıtlayan hudutlar nedeniyle sitem eden Gazzeli Mahmud es-Sevvaf, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gazze çok eskiden beri merkezi bir noktadaydı, ticaret ve hatta savaş kervanlarının geçiş noktasıydı. Şimdi ise sadece İsrail ablukası değil, Arap ablukasına da maruz durumdayız. Eskiden pasaportumla rahatlıkla Mısır’a Ürdün’e giderdim. Şimdiki zamanda Arap ülkeleri arasında sınır kapıları var. Eskiden buraya Faslılar, Tunuslular, Mısırlılar, Libyalılar gider gelirdi. Şimdi her şey değişti.”
İsrail’in Gazze ablukası
İsrail’in 2006’dan bu yana hava, kara ve denizden abluka altında tuttuğu Gazze Şeridi’nde 365 kilometrekare alanda 2 milyondan fazla insan yaşıyor.
Dünyanın nüfus yoğunluğu en yüksek bölgeleri arasında gösterilen Gazze’de 16 yıldır süren abluka, buradaki Filistinlilerin hayatını doğrudan olumsuz etkiliyor.
Birleşmiş Milletlerin eylül ayında hazırladığı rapora göre, Gazzelilerin yüzde 65’inden fazlası yoksulluk sınırının altında yaşıyor ve nüfusun yüzde 60’tan fazlası işsiz.