Gazze sınırındaki eylemleri ve hafta sonu yaşanan gerilimi AA muhabirine değerlendiren analistler, Filistinli gruplar tarafından düzenlenen bu eylemlerin Gazze’de “askeri bir tırmanışa” dönüşmeyeceği, taleplerini gerçekleştirmek için İsrail’e bir baskı unsuru ve rahatsızlık kaynağı oluşturmak istendiği değerlendirmesinde bulundu.
İslami Cihad Hareketi yöneticilerinden Davud Şihab, Gazze sınırında düzenlenen sivil etkinlik ve eylemlerin üç mesaj taşıdığını söyledi.
Şihab, ilk iki mesajı, “Kudüs Filistin halkının en önemli önceliği olmaya devam edecek” ve “Hiçbir şey direniş gruplarını Kudüs’ü savunma ve korumaktan alıkoyamayacak” olarak açıkladı.
“Verilen üçüncü mesaj ise ‘Abluka Gazze’nin kaderi olmayacak’ şeklindedir. Direniş grupları ablukayı kaldırmak için her seçeneği değerlendirecek; Filistin halkının abluka ve saldırılarla cezalandırılmasına izin vermeyecek.” diyen Şihab, atılan tüm adımların ve yapılan etkinliklerin, Filistinli gruplar arasındaki istişare ve koordinasyonla gerçekleştirildiğini aktardı.
Şihab, Gazze’den sınır şeridi yakınlarındaki yerleşim birimlerine gönderilen ve içinde yanıcı madde bulunan balonlara da değindi. Bunun, ablukaya, işsizliğe ve halkın abluka kaynaklı yaşadığı sıkıntılara tepkili gençlerin bir eylemi olduğunu belirten Şihab, Filistinli grupların “işgalcilere baskı yapmak için” atılacak sivil adımları genel olarak onayladığını ancak bu adımların detaylarının da gençlere bırakıldığını ifade etti.
İsrail’e baskı yapmak isteniyor
Filistinli siyasi analist Talal Ukel de “Sivil etkinliklerin artırılması, “(İsrail’in mayıs ayında Gazze’ye düzenlediği saldırılar sonrasında başlatılan) dolaylı müzakerelerde İsrail’i masadaki konulara daha olumlu yaklaşmaya zorlama ve bunun için ara buluculara baskı yapma amacı taşıyor.” yorumunda bulundu.
Filistinli grupların, “Katar’ın yardımları ve Gazze’nin yeniden imarıyla” ilgili olumlu bir gelişme yaşanması için de baskı yapmaya çalıştığını aktaran Ukel, gerginliğin tırmanmasını düşük ihtimal olarak gördüğünü söyledi.
Ukel, “Bu eylemler; etkinlikler ve programlar gibi normal yöntemler kullanılarak yapılan protestolardır.” dedi.
“Eylemlerin etkisi zayıf olabilir”
Siyasi analist Mustafa İbrahim de söz konusu sivil etkinliklerin, İsrail’e baskı unsuru niteliğinde olduğunu ifade etti.
İsrail’in ateş açması nedeniyle çoğu zaman gençlerin ödediği büyük bedelle kıyas edildiğinde bu eylemlerin etkisinin zayıf olabileceği değerlendirmesinde bulunan İbrahim, ortak bir Filistin tutumu olmamasının, halk direnişinin etkisine yansıdığını aktardı.
Daha önce yapılan Büyük Dönüş Yürüyüşü eylemlerine işaret eden İbrahim, bunların ablukanın gevşetilmesi ya da hafifletilmesi konusunda ne kadar etkili olacağına ilişkin soru işaretlerinin olduğunu dile getirdi.
İbrahim, tüm Filistinlilerin ittifak edeceği, uygun baskıyı oluşturacak ve ablukanın kaldırılmasını sağlayacak yaratıcı yöntemler üzerinde düşünülmesini istedi.
Ne olmuştu?
İsrail askerleri, Mescid-i Aksa’nın 1969’da fanatik bir Yahudi tarafından yakılmasının 52’nci yılı dolayısıyla 21 Ağustos’ta Gazze sınırında gösteri yapan Filistinlilere ateşli silah ve gaz bombalarıyla müdahale etmiş, 22’si çocuk, 41 Filistinlinin yaralandığı açıklanmıştı.
İsrail polisinden yapılan yazılı açıklamada ise 21 Ağustos akşamı Gazze sınırında yaşanan olaylarda, sınır polisine bağlı bir askerin açılan ateş sonucu ağır yaralandığı belirtilmişti.
Gazze-İsrail sınırında gösterilerin ardından yaşanan olaylarla birlikte bölgede tansiyon yükselmişti. İsrail ordusu, Gazze sınırına takviye birlikler gönderdiğini açıklarken, Filistinli direniş gruplarının da alarm durumuna geçtiği belirtilmişti.
İsrail ordusu, buna karşılık olarak 22 Ağustos gecesi Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’na ait 4 hedefin savaş uçaklarıyla vurulduğunu açıklamıştı.