Şifa Hastanesi’nin 18 Kasım’da zorla boşaltılmasının ardından Refah kentindeki Birleşik Arap Emirlikleri’ne ait hastaneye geçen Bülbül, buraya gelmeden önce Şifa Hastanesi’nde yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Çocuk Bakım Bölümü Başkanı Bülbül, “Şifa Hastanesi’ndeki durum tarif edilemezdi. Hastanedeki hayat ölüme yakındı. Hastanedeki yaralılar, yerinden edilmiş kişiler ve sağlık personeli, tahliye edilmeden önce 3 ila 4 gün boyunca ne su ne de yemek bulabildi.” dedi.
Hastanenin içindeki atmosferi “çok korkutucu” olarak niteleyen Bülbül, karadan ve havadan bombardımanın hastanedekiler için dehşet ve korku kaynağı olduğunu ifade etti.
Şifa Hastanesi’nin kuşatılması sırasında yaralıların ameliyat edilemediğini ve sağlık durumlarının kötüleştiğini belirten Bülbül, yaralıları güzel sözlerle teselli etmeye çalıştıklarını ama onlara hizmet edemediklerini kaydetti.
Hastaneye gelen yakıtı İsrail askerlerinin tehditleri nedeniyle alamadıklarını da anlatan Bülbül, “Yakıt Şifa Hastanesi’ne geliyordu ama İsrail askerleri onu kapının önüne koyuyordu. Gönüllüler onu getirmek için dışarı çıktığında korkutuluyor ve hedef alınıyordu.” diye konuştu.
Bülbül, tamamen boşaltılmadan önce Şifa Hastanesi’nde 24 elektrik kesintisi de yaşandığını aktardı.
İsrail ordusu 18 Kasım’da, Şifa Hastanesi’nde bulunan yerinden edilmiş Filistinlilerin tamamı ile hastaların çoğunu zorla hastane dışına sürmüştü.
Kızılhaç’tan Gazze Şeridi’nde “felaket boyutundaki” insani durumun hafifletilmesi çağrısı
Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC), Gazze’de Şeridi’nde “felaket boyutundaki” insani durumun hafifletilmesi çağrısını yineledi.
ICRC’den yapılan yazılı açıklamada, ICRC Başkanı Mirjana Spoljaric’in İsrail ile Filistin arasındaki çatışmalarla ilgili insani konularda ilerleme sağlamak üzere Katar’a gittiği belirtildi.
Spoljaric’in, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye ve Katarlı yetkilerle ayrı ayrı bir araya geldiği belirtilen açıklamada, “Çatışmada etkilenen tüm mağdurların acilen korunması ve Gazze Şeridi’ndeki felaket niteliğindeki insani durumun hafifletilmesi için çağrıda bulunmaya devam ediyoruz.” ifadeleri kullanıldı.
Gazze’deki ICRC personelinin hayat kurtaran yardımlara ve cerrahi operasyonlara devam ettiği kaydedilen açıklamada, çalışmaların boyutunu artırabilmek için sürdürülebilir ve güvenli insani erişim çağrısında bulunuldu.
“Rehinelerin derhal serbest bırakılması yönünde ısrarla çağrıda bulunuyoruz”
Açıklamada, “Rehinelerin derhal serbest bırakılması yönünde ısrarla çağrıda bulunuyoruz. ICRC ekiplerinin rehinelerin durumunu kontrol etmek, ilaç dağıtmak ve onların aileleriyle iletişim kurabilmesi için onları ziyaret etmesine izin verilmesi konusunda ısrar ediyoruz.” ifadeleri yer aldı.
ICRC’nin rehineleri ziyaretlerini güvenli bir şekilde yapabilmesine olanak sağlayacak anlaşmalara varılması gerektiği belirtilen açıklamada, “ICRC rehinelerin tutulduğu yere zorla giremez ve onların yerlerini de bilmiyoruz.” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, ICRC’nin rehinelerin serbest bırakılmasına imkan sağlayan müzakerelere katıldığı vurgulanırken, “Tarafsız bir insani aracı olarak ICRC personelinin daha önce iki kez yaptığı gibi, çatışmanın taraflarının gelecekte kabul edeceği herhangi bir tahliyeyi kolaylaştırmaya hazırız.” denildi.
Spoljaric’in ziyaretinin, ICRC’nin uluslararası insancıl hukuka saygıyı geliştirmek için tüm taraflarla yaptığı doğrudan görüşmelerin bir parçası olduğunun altı çizilen açıklamada, Spoljaric’in son haftalarda Gazze’de tutulan rehinelerin ailelerinin yanı sıra üst düzey İsrailli ve Filistinli liderlerle de birçok kez görüştüğü kaydedildi.