Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında derinleşen küresel enerji krizi, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) yatırımlarına ivme kazandırdı. Bu kapsamda, gelecek 5 yıl için planlanan veya inşasına başlanan yaklaşık 800 milyar dolarlık LNG yatırımında ABD’deki LNG ihracat altyapı projeleri başı çekiyor.
Ekonomilerin Kovid-19 salgınının etkilerinden toparlanmasıyla arz-talep dengesinde ortaya çıkan sorunlar, Rusya-Ukrayna savaşının etkileriyle derinleşerek küresel bir enerji krizine dönüştü.
Küresel doğal gaz tedarikinin yaklaşık beşte birini karşılayan Rusya’ya karşı, Avrupa Birliği’nin (AB) Rus gazına bağımlılığı azaltma çabaları ve Rusya’nın yaptırımlara gaz akışını keserek cevap vermesi, LNG ticaretine yeni bir boyut kazandırdı.
AB, Rus gazına bağımlılığı azaltırken, ABD başta olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinden LNG alımını giderek artırıyor.
Savaşla derinleşen enerji krizinin kazananı, yılın ilk yarısı itibarıyla dünyanın en büyük LNG ihracatçısı konumuna gelen ABD olarak öne çıkıyor ve ABD, LNG’deki liderliğini yeni terminal yatırımlarıyla sürdürmek istiyor.
AA muhabirinin Global Energy Monitor verilerinden derlediği bilgilere göre, dünyada hali hazırda planlama veya inşa aşamasında 300’ün üzerinde LNG ihracat ve ithalat projesi bulunuyor.
Planlanan toplam yatırımın yüzde 59,1’i Kuzey Amerika’da
Bu projelerin tahmini yatırım maliyeti 797 milyar dolar seviyesinde bulunurken, projeler yıllık 682 milyon ton LNG ithalatı ve 779 milyon ton LNG ihracatı kapasitesine karşılık geliyor.
ABD, Kanada ve Meksika’nın içinde bulunduğu Kuzey Amerika bölgesi, inşa veya planlama aşamasında olan 321,3 milyar dolarlık LNG projesiyle gelecek 5 yıl için planlanan yatırımların yüzde 59,1’ini oluşturuyor.
Küresel LNG ihracat kapasitesinde öngörülen yıllık 779 milyon ton artışın 461 milyon tonunun Kuzey Amerika bölgesinde devreye gireceği tahmin ediliyor. ABD, söz konusu yeni LNG ihracat kapasitesinin yıllık 322,5 milyon tonunu oluşturarak ilk sırada yer alırken, bu ülkeyi yıllık 75,6 milyon tonla Kanada ve 62,5 milyon tonla Meksika takip ediyor.
ABD’nin yıllık 73,9 milyon ton kapasiteli faal LNG ihracat terminali bulunuyor.
ABD’deki LNG ihracat projelerinin savaş sonrasında hızlandığı gözlemleniyor. Şubat ayı itibarıyla 2 yeni LNG terminali için nihai yatırım kararı alınırken, 5 yeni LNG terminali için de uzun vadeli alım-satım kontratları güvence altına alınmış durumda.
Rusya’dan 90,1 milyar dolarlık LNG yatırım planı
Rusya, 90,1 milyar dolara denk gelen yıllık 133 milyon tonluk yeni LNG ihracat kapasitesiyle gelecek 5 yılda bu alanda büyüyecek en önemli ülkelerden biri olarak öne çıkıyor. Rusya’nın mevcut LNG ihracat kapasitesi yıllık 30,4 milyon ton seviyesinde bulunuyor.
Sahra Altı Afrika bölgesi 88,7 milyar dolarlık ve yıllık 70 milyon ton kapasiteli LNG ihracat yatırımı planlarken, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde yıllık 65 milyon tonluk yeni kapasite yatırımı öngörülüyor. Katar, yıllık 49 milyon tonla bu bölgedeki en geniş çaplı LNG ihracat terminali yatırımlarını planlıyor.
LNG ihracat kapasitesi artışına ilişkin planlanan yatırımların kalanını Güney Doğu Asya, Avustralya ve Yeni Zelanda ve Latin Amerika bölgesi oluşturuyor.
LNG ithalat kapasitesi Avrupa ve Asya’dan büyüyor
Küresel LNG ithalat kapasitesinde gelecek 5 yıl için planlanan yıllık 682 milyon tonluk artışın ise 241 milyon tonluk bölümünün 81,3 milyar dolar yatırımla Doğu Asya bölgesinde devreye girmesi planlanıyor. Bu rakam, ithalat kapasitesi için öngörülen toplam artışın yüzde 35,1’ini oluşturuyor.
Çin, 215 milyon tonluk kapasite artışıyla bu bölgede lider konumunda bulunuyor.
Avrupa’da ise 29,5 milyar dolar yatırımla 165 milyon tonluk yeni LNG ithalat kapasitesinin devreye alınması bekleniyor. Avrupa, toplam ithalat kapasitesi artışında yüzde 24,2 paya sahip bulunuyor.
Almanya, yaklaşık 43 milyon tonluk yatırım planıyla Avrupa’da ilk sırada yer alıyor.
Küresel LNG ithalat kapasitesindeki artışın kalanının yüzde 14,8’i Güney Asya, yüzde 14,7’si Güney Doğu Asya, yüzde 8,2’si Latin Amerika ve Karayipler, yüzde 1,3’ü Sahra Altı Afrika’da planlanıyor. Avustralya ve Yeni Zelanda ile Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgeleri de planlanan yatırımlarda yüzde 0,8’er pay alıyor.