Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, dün Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmeliğin ayrıntılarını açıkladı.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, gemi inşa, bakım, onarım tesislerinde yürütülen faaliyetlerden kaynaklı ortaya çıkan kirleticilerin, doğrudan veya dolaylı olarak denizlere ve deniz çevresine bulaşabildiği belirtildi.
Bunun, deniz ekolojisinde ve doğada toksik etkilere neden olarak, çeşitli çevresel tahribatlara yol açtığına ve dolaylı olarak insan sağlığını da etkilediğine işaret edilen açıklamada, bu çevresel etkilerin azaltılması ve endüstriyel alanlarda temiz üretim konseptinin yer edinmesinin, Türkiye’nin sürdürülebilir şekilde kalkınmasına fayda sağlayacağı vurgulandı.
Yönetmeliğin, çevre izni almakla yükümlü tersane, tekne imal, çekek yerlerini kapsadığı aktarılan açıklamada, izin almakla yükümlü tesislerin ise gemi inşası, bakım onarımı ile 20 metre ve üzerinde yat, tekne inşa ve bakım-onarım yapılan tesisler şeklinde tanımlandığı belirtildi.
Çekek yerlerinin müstakil kıyı tesisi olabildiği gibi marinalar ve balıkçı barınakları içerisinde de bulunabileceği, bunlardan sadece çevre iznine tabi olanların yönetmelik kapsamında yer alacağı aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Yönetmelikle, sıfır atık yaklaşımına uygun atık azaltımı ile temiz üretim tekniklerinin yaygınlaştırılması stratejileri benimseniyor. Türkiye’nin kıyı alanlarında inşa, tadilat ve bakım onarım faaliyeti gösteren tersane, tekne imal ve çekek yerlerinde proseslerin çevresel açıdan iyileştirilmesi, temiz üretim tekniklerinin yaygınlaştırılması, proseslerin deniz çevresine olan etkilerinin izlenmesi, balast sedimanı alım tesislerinin kurulması ile raporlamaları düzenlenmiştir. Deniz çevresini korumak üzere kontrolsüz şekilde raspalama, boyama, bakım ve onarım amaçlı kesim, montaj işlemlerinin yapılması, inşa faaliyetlerinde çevreye zararlı malzemelerin kullanımı, gelen gemilerin atıklarının alınmadan işleme başlanması ve tesis alanında oluşan atık suların arıtılmadan denize deşarj edilmesi yasaklanmıştır.
Tesislerde gerçekleştirilen yüzey hazırlama, kaynak, raspalama ve boyama prosesleri için kapalı ve geçirimsiz alan oluşturulması, alanda bulunan proses ve yağmur sularının ayrı toplanması ve yeniden kullanımı, geçici atık depolama alanları ve atık depolama alanlarının deniz çevresini etkilemeyecek şekilde oluşturulması, kuru yüzer havuzlar için havuzlama işlemleri takip sisteminin kurulması düzenlemeleri getirildi.”
Yönetmelikle, gemi inşa ile bakım ve onarım hizmeti veren tesislerden kaynaklı, deniz ve kıyı alanları başta olmak üzere hava, su ve toprak gibi diğer alıcı ortamlarda oluşabilecek çevre kirliliğinin en aza indirilerek, temiz üretim tekniklerinin uygulanmasının amaçlandığı aktarıldı.
“Deniz suyu kalitesi takip edilecek”
Açıklamada, “2053 net sıfır emisyon hedefi” kapsamında tersane, tekne imal ve çekek yerlerinde kullanılan römorkör ve benzeri deniz araçlarının tamamının 5 yıl içerisinde elektrikli olmasının hükme bağlandığı belirtilerek, tersane alanlarında kirliliğin önlenmesi amacıyla ayrıca bakım ve onarıma gelen gemilerin tank temizliği için “sediman alım tesisleri”nin kurulması yükümlülüğünün getirildiği bildirildi.
Tesislerin bulunduğu deniz alanlarında, yıllık deniz suyu kalitesini takip etmek üzere numuneler alınarak gerekli analizlerin yapılacağı ve raporlamaların gerçekleştirileceği aktarılan açıklamada, yıllara sari raporların karşılaştırılarak tesislerin bulunduğu deniz alanının durumunun takip edilebileceği kaydedildi.
Tesislere, faaliyete geçtikten sonraki bir yıl içerisinde çevre izni yenileme sürecinde ve sonraki üçüncü yılda olmak üzere tesis izleme raporu hazırlama yükümlülüğü getirildiği bildirilen açıklamada, “Faaliyette olan tesislerin bir yıl içerisinde bu raporu hazırlamaları gerekecek. Rapor ile her bir tesisin yürütmekte olduğu faaliyetler, kullanılan malzeme ve ekipmanlar, çevreye olan olumsuz etkileri azaltmak üzere alınan önlemler, tesiste uygulanan temiz üretim teknikleri ile oluşan atıklar ve bu atıkların yönetimine dair bilgiler izlenmiş olacak.” ifadelerine yer verildi.
“Tersanelerde temiz üretim teknikleri yaygınlaşacak”
Açıklamada, Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj sonrasında kirliliğin kontrol altına alınması ve giderilmesine yönelik Bakanlık koordinasyonunda üniversiteler ve ilgili kurum ve kuruluşların katılımıyla hazırlanan 22 maddelik “Marmara Denizi Eylem Planı”nın kamuoyuyla paylaşıldığı hatırlatıldı.
2021-2024 dönemi için hazırlanan Marmara Denizi Bütünleşik Stratejik Planı’nın da geçen yıl yürürlüğe girdiği belirtilen açıklamada, bu planlarda, tersanecilik faaliyetleri neticesinde oluşan kirlilik kaynaklarının ve türlerinin belirlenerek, temiz üretim tekniklerinin oluşturulması ve yaygınlaştırılması amacıyla mevzuat oluşturulması konusunun da yer aldığı aktarıldı.
Bakanlık açıklamasında, yayımlanan yönetmelikle “Marmara Denizi Eylem Planı” ve “Marmara Denizi Bütünleşik Planı”nda belirtilen faaliyetlerden birinin icra edilmiş olduğu bildirildi.