Hollanda’da 15-17 Mart’ta yapılacak genel seçime 37 parti katılırken, geçici hükümetin Başbakanı Mark Rutte liderliğindeki Özgürlük ve Demokrasi İçin Halk Partisi (VVD) öne çıksa da hiçbir partinin tek başına iktidar şansı bulunmadığı belirtiliyor.
Araştırma şirketi IPSOS’un son anketine göre, her seçim öncesinde olduğu gibi siyasi partilerin Türkiye’yi, Türkleri, Müslümanları ve İslam’ı malzeme olarak kullandığı seçimlerde VVD’nin meclisteki 150 sandalyenin 39’una sahip olması bekleniyor.
Anket, geçici hükümetin Başbakanı Rutte’nin 2017 seçimlerinde elde ettiği 33 sandalyenin üzerine 6 sandalye ekleyeceğini gösteriyor.
Siyasetin giderek aşırı sağa kayması ve aşırı sağ partilerin ve oylarının çoğalmasından dolayı en soldaki partinin bile aşırı sağ oylarını alabilme çabasına girdiği ülkede, Rutte, sandıktan birinci olarak çıksa bile hükümeti kurmakta çok zorlanacak.
İslam karşıtı ve ırkçı PVV ikinci parti
Rutte’nin VVD’sini, aşırı sağcı Geert Wilders’in liderliğindeki Özgürlük Partisinin (PVV) 21 sandalye ile takip edeceği tahmin ediliyor.
Hollanda’nın “İslam’dan arındırılması”na dayanan programında, “İslam’dan Arındırma Bakanlığı” kurarak ülkedeki İslam ülkelerinden sığınmacı veya göçmen almamayı, camiler, İslami okulları ve Kur’an-ı Kerim aracılığı ile “İslami ideoloji”nin yayılmasının yasaklanacağını vadeden PVV’nin, 20 sandalye elde ettiği 2017 seçimlerine göre daha fazla oy alması bekleniyor.
PVV’nin oyundaki yükseliş ve mecliste iki sandalyesi bulunan bir başka aşırı sağcı Thierry Baudet’in liderliğindeki Demokrasi için Forum Partisinin (FvD), 2017 seçimlerine göre sandalye sayısını dörde çıkarması beklentisi, ülkedeki ırkçılığın artmasının göstergesi olarak değerlendiriliyor. Anket, ilk defa genel seçimlere katılacak olan FvD’den ayrılanların kurduğu JA21 Partisinin de iki sandalye kazanacağını gösteriyor.
Koalisyon partileri oy kaybedecek
Mecliste 19 milletvekili bulunan koalisyon partilerinden Hristiyan Demokrat Partisinin (CDA) ise iki sandalye kaybederek 17 milletvekili çıkarması bekleniyor. CDA’nın düşüşe rağmen üçüncü parti olacağı sanılıyor.
Diğer koalisyon partilerinden Demokratlar 66’nın (D66) da 19 sandalye elde ettiği 2017 seçimlerine göre düşüş yaşayarak 14 milletvekili çıkarması, Hristiyan Birlik Partisinin (CU) ise sandalye sayısının ise 5’ten 6’ya çıkması öngörülüyor.
DENK ve NIDA Partisi
Üyelerinin çoğu Türk ve göçmenlerden oluşan Denk Partisi ile ilk defa genel seçimlere katılacak olan, kendisini İslam’dan ilham alan parti olarak tanıtan NIDA Partisi de seçimlerde yarışacak. Bu partilerin, ülkede yaşayan göçmen kökenli ve Müslümanların oylarının büyük çoğunluğunu alması bekleniyor.
Mecliste 2017’den beri 3 milletvekili bulunan Denk Partisinin yine 2-3 milletvekili çıkaracağı tahmin ediliyor.
Başkent Amsterdam’da 3 ve Rotterdam’da 4 belediye meclis üyeliği kazanan Denk Partisinin, 13 belediyede toplam 25 meclis üyeliği bulunuyor.
NIDA partisinin ise Rotterdam, Lahey ve Almere kentlerinde toplam 4 belediye meclis üyesi bulunuyor.
Son yıllarda Hollanda’da Müslüman ve Türk karşıtlığının giderek artması üzerine sesi duyulmayan insanların sesini duyurmak için siyasi arenaya giren DENK ve NIDA, Müslüman ve Türklerin yanı sıra Hollandalıların da oylarına talip. Irkçı, yabancı ve İslam düşmanlığına karşı alternatif bir söyleme sahip olan DENK ve NIDA’nın seçimlerde elde edeceği başarı önemli bulunuyor.
Bir partinin hükümet kurabilmesi için parlamentodaki 150 milletvekilinden en az 76’sının desteğini alması gerekiyor. Bu noktada somut politikalar yerine ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına yönelik söylemlere dayanan partilerin, birbirine yakın oylar alması bekleniyor. Bu da Hollanda’da koalisyonu zorunlu kılıyor.
Diğer taraftan yapılacak seçimde farklı partilerden 32 Türk kökenli aday, milletvekili olmak için yarışacak.