Kocaeli’de yaşayan 40 yaşındaki ev hanımı Sümeyye Gergerlioğlu, köyünde ailesine ait atıl araziyi lavanta bahçesine dönüştürdü.
Eşi Bursalı, kendisi İzmit Akmeşeli olan 3 çocuk annesi Gergerlioğlu, Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümünden mezun olduktan sonra tarım teknikerliği eğitimi aldı.
Gergerlioğlu, 4 yıl önce kent merkezine 40 kilometre mesafedeki kırsal Akmeşe Güvercinlik Mahallesi’nde ailesine ait 4 dönüm arsada lavanta yetiştiriciliğine başladı.
Tarım ve Orman Bakanlığının “Genç Çiftçi” projesi kapsamında aldığı hibe desteğiyle tarlasını 7 dönüme çıkaran Gergerlioğlu, yetiştirdiği lavantadan çeşitli ürünler elde etmenin yanı sıra tarlayı lavanta çiçeklerinin hasat öncesi sunduğu görsel şölene tanıklık etmek isteyenlerin hizmetine sunuyor.
Gergerlioğlu, lavantadan yapılan çiçek buketi, yağ, kurabiye, mum, çay, hidrosol (özsu) gibi ürünleri hem internet üzerinden hem de doğrudan satış şeklinde tüketicilerle buluşturuyor.
Bahçesinde yabani otla mücadele ve çapalama çalışmasına başlayan Gergerlioğlu, lavantanın çiçek açmasıyla tarlanın mor renge bürüneceği günü sabırsızlıkla bekliyor.
“Balkonda çiçek yetiştirecek kadar bilgi sahibiydim”
Sümeyye Gergerlioğlu, AA muhabirine, lavanta bahçesi kurmadan önce “balkonda çiçek yetiştirecek kadar” bilgi sahibi olduğunu belirterek, tarım teknikerliği eğitimi alarak ailesine ait atıl araziyi değerlendirmek için lavanta yetiştirmeye karar verdiğini söyledi.
Her zaman toprakla ilgili bir iş yapmak istediğini dile getiren Gergerlioğlu, şunları anlattı:
“Araştırmalarım sonucu, yetiştirmek istediğim bitkinin lavanta olduğuna emin oldum ve lavanta ektim. Bu işe başladığımda ‘Genç Çiftçi’ desteğinden haberim yoktu. ‘Daha uygun fide bulabilir miyim?’ diye arayışa girdiğimde bu projeden haberdar oldum. Destekle fidelerimi aldım, bahçemin etrafını kapatabildim. Ailem köy kökenli olduğu için toprakla bağım hiç kopmamıştı. Ne kadar eğitim alırsanız alın bazı şeyler işin içine girmeden öğrenilmiyor. Lavanta da öyle oldu. Devlet desteğini alınca karşılığını vermek, heba etmemek adına çok çalıştık.”
Gergerlioğlu, lavanta yetiştiriciliğinin inceliklerine değinerek, şöyle devam etti:
“Lavanta, beşinci sınıf toprak dediğimiz, sarı, hiçbir şeyin yetişmediği toprakları çok seven bir bitki. Oraların değerlendirilmesi için daha iyi bir bitki. Lavanta bir vitrin, kendisini çok iyi tanıtan bir bitki. İnsanlar buraya geldiğinde ölmez çiçeğini de ıtırı da görecekler. Bu açıdan lavantayı tıbbi aromatik bitkilerin bir vitrini olarak görüyorum. Turizm açısından da bir değer. Bu açıdan bakılırsa İç Anadolu’dan ya da diğer bölgelerden çok daha şanslıyız çünkü İstanbul, Bursa yanı başımızda. Bu açıdan da büyük bir boşluğu doldurduğumuzu düşünüyorum. O kadar bakir bir alanda yapıyorum ki çevremde tarım dahi yapılmıyor. Bu durumu organik belgesi alarak belgelemek durumundaydık ve müracaatları yaptık, süreç başladı.”
Tarlasında yetiştirdiği lavantadan çiçek buketi yaptığını, yağ, kurabiye, mum, çay, hidrosol (özsu) gibi ürünler elde ettiğini aktaran Gergerlioğlu, bunları isteyenlerin hizmetine sunduğunu anlattı.
Gergerlioğlu, bahçenin haziran ayı sonundan itibaren yeşilden mor renge dönmeye başlayacağını belirterek, “Aralardaki otlar biçilip, lavantaların dibindeki otlar elle temizlenecek. Bahçede hiçbir şekilde kimyasal kullanmıyoruz. Ot ilacı, zehir, hiçbir şekilde bahçeye girmiyor. Tamamen el gücü ve basit aletlerin yardımıyla bahçeyi temiz tutuyoruz, ondan sonra çiçekleri bekliyoruz. Ağustos ayındaki hasat dönemine kadar da özel günlerini mor lavanta bahçesinde kayıt altına almak isteyen ziyaretçilere hizmet edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Üretici olmak isteyenlere tavsiyelerde de bulunan Gergerlioğu, “Genç ya da yaşlı, toprağa ilgi artmış durumda. ‘Şu işi yaparsanız şu kadar para kazanırsınız.’ sözlerine çok inanmasınlar. Bu işe çok seviyorlarsa girsinler. Toprak çok başka bir şey. Gerçekten kararlıysanız sevdiğiniz bitkiyi bulun, ona güvenin. Onu işlemek, ondan istifade etmek sizin elinizde.” diye konuştu.