Peri halkaları, araştırmacılar için her daim bir gizem olmuştur. Avustralya ve Afrika’da, en yaygın olarak da Angola’dan Güney Afrika’nın kuzeyine kadar uzanan Namib Çölü’nde yer alırlar.
Bugüne kadar araştırmacılar, görünüşte mistik olan bu halkaların nasıl oluştuğuna dair çok sayıda teori ortaya attılar.
Bu halkalara verilen ismin yarattığı gizem ve entrika sebebiyle yerel halk tarafından da pek çok teori ortaya koyuldu. Örneğin Namib Çölü bölgesinde yaşayan Himba halkı kendi folkloru ve inançları aracılığıyla bu halklara bir açıklama getiriliyordu. Halkaların ataları Mukuru tarafından yapıldığı düşünen halk, bunları “tanrıların ayak izleri” olarak adlandırıyordu. Ancak yapılan bu isimlendirme yakın zamanda yapılan bir keşif sebebiyle değişti. 2023 yılının Eylül ayında araştırmacılar, peri halkalarının çok daha yaygın olduğunu keşfettiler. Bu keşfe köre halkalar, üç kıtaya yayılmış bir şekilde 15 ülkede yer alan 263 alanda daha yer alıyordu.
Peri Halkaları Nedir?
Araştırmacılar yıllardır Namibya ve Avustralya’nın taşra çöllerinde görülen garip halkaların nedenini bulmaya çalışıyorlar. Halkalar çorak topraktan oluşan yuvarlak alanlar ve kilometrelerce uzanan gruplar halinde görülebiliyordu.
Buna ilişkin pek çok sayıda teori ortaya atılmış olsa da hiçbir zaman üzerinde tam bir fikir birliği sağlanamamıştı. Ancak yayın olan iki görüş bulunuyordu: Bunlardan ilki bu halkaların termitler tarafından oluşturulduğu, ikincisi ise söz konusu alandaki sınırlı su kaynağı için rekabet eden bitkiler tarafından oluşturulduğu.
Tüm görüşler ile gizemin “çözüldüğünü” iddia edilse de bu hiçbir zaman yapılamadı.
2022’de yayınlanan bir çalışmada, Namib Çölü’nün dünyanın en kurak bölgelerinden biri olduğunu belirtiyor ve genellikle her yıl sadece birkaç cm yağmur aldığını ifade ederek suyla ilgili hipotezi öne çıkarıyordu. Daha önceki araştırmalarda ise bu garip ve çorak halkaların, bir kum termiti türü olan psammotermes allocerus’un mühendisliğine bağlıyordu.
Bu iki teori on yıllar boyunca tartışmalara büyük ölçüde hakim oldu. Bu iki teori ve Himba halkının hurafesine ek olarak, bazı tur rehberleri de bu tartışmaya katılarak halkaların yerin altındaki çatlaklarda yaşayan bir ejderhalar tarafından yapıldığını öne sürdüler. Bu rehberler, ejderhanın nefesinin zehirli olduğunu ve yüzeydeki bitki örtüsünü öldürerek halkaları oluşturduğunu zikrediyorlardı.
Haliyle bilim insanları bu açıklamadan tatmin olmadılar ve bu hususa ilişkin araştırma yapmaya devam ettiler.
Bu gizemli halkalar daha önce düşünüldüğünden çok daha yaygın
Dünyanın dört bir yanından alınan uydu görüntüleri üzerinde yapılan yeni bir çalışmada, yeryüzünün muhtelif yerlerinde bulunan peri halkalarının oldukça önemli olduğu belirtildi.
İspanya’daki Alicante Üniversitesi’nde Ekolojist olan ve çalışmanın yazarlarından Fernando Maestre bu hususa ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
Daha önce varlığından haberdar olmadığımız pek çok yerde peri halkası yerleri keşfettik çünkü bu konudaki çalışmaların çoğu yalnızca iki ülkede, Namibya ve Avustralya’da yürütülmüştü.
Yeni araştırma, peri halkası benzeri desenlerin 15 ülkede 263 kadar alanda görüldüğü keşfederek iki farklı bölgede tespit edilen önceki bulgulara kıyasla inanılmaz derecede yaygın olduğunu ortaya çıkardı.
Araştırmacıların ilgisi ilk olarak Veri Bilimci Emilio Guirado’nun Nijer’de Google Earth üzerinde peri dairelerine benzeyen desenler fark etmesiyle başladı. Bunun akabinde bu halkaların diğer kurak arazilerde görülüp görülmedi hususu için araştırma yapıldı. Araştırmacılar eldeki peri halkalarının görüntüleriyle bir desen tanıma modeli geliştirdiler ve bunu tüm dünyaya uyguladılar.
Elde edilen bulgular, araştırmacıların peri halkalarına ya da bunlara benzer örüntülerin oluşma olasılığının yüksek olduğu habitat türlerinin bir profilini çıkarmalarını sağladı. Buna göre yılda sadece 10 ila 30 cm yağış alan, azot bakımından düşük kumlu toprağa sahip sıcak ve kurak ortamlarda bu halkaların görüldüğü ortaya çıktı.
İstatistiksel testler “bulunan örüntülerin Namibya ve Avustralya’da bulunanlarla tamamen aynı olduğunu” doğruladı.
Peri halkaları etrafındaki tartışma devam ediyor
Geniş bilim camiasını karşısına almamaya özen gösteren Maestre ve ekibi, yeni bulgularını sadece “peri halkası benzeri bitki örtüsü desenleri” olarak tanımladı zira “peri halkası” terimi hararetle tartışılan bir konu idi ve uygun bir standart tanımdan da yoksundu.
Araştırmada yer almayan Ekofizyolog Michael Cramer verdiği demeçte, “Peri halkası teriminin tek koruyucuları ne yazık ki kendi kendilerini atamış durumdalar” dedi ve sözlerine şu şekilde devam etti:
Peri halkalarının isimlendirilmesi konusunda bir anlaşmaya varmak için muhtemelen bir Peri Halkası İsimlendirme Konvansiyonu kurulması gerekecektir ki bu da pek olası görünmüyor.
Yine de Maestre’nin ekibi dikkatli davranmasına rağmen, bilim camiasının diğer üyelerinden tepki aldı. Örneğin Alman Ekolog Stephan Getzin, yeni çalışmanın ‘peri halkası’ terimini sulandırdığını vurguladı.
Maestre, Getzin’in kendi tanımının “peri halkalarıyla çalışan bilim camiasının tamamı tarafından desteklenmediğini” ve bu nedenle “bulgularımızı hiçbir şekilde zayıflatmadığını” savundu.
Her halükarda, araştırmacıların artık keşfedecek en az 263 yeni alanı var ve alanlar peri halkalarının nasıl oluştuğuna (termitler, su eksikliği veya iklim değişikliği ya da ekosistemin bozulması gibi başka faktörler) dair ek bilgiler karşımıza çıkarabilecek.