Muğla’nın Yatağan ilçesinde UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Stratonikeia Antik Kenti’nin girişinde bulunan ve köy meydanını oluşturan yapıların restorasyonu sürerken, 3D teknolojisiyle hazırlanan görsellerle ziyaretçilerin ilgisinin artırılması hedefleniyor.
UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde yer alan ve “Gladyatörler kenti” olarak bilinmesinin yanı sıra dünyanın en büyük mermer kentleri arasında gösterilen Stratonikeia’da 1977’de başlayan kazı çalışmaları yılın 12 ayı devam ediyor.
Helenistik, Roma, Bizans’ın yanı sıra Menteşe Beyliği, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri için de önem taşıyan antik kentte, her yıl yeni eserler gün yüzüne çıkarılırken kentteki tarihi yapılar da restore ediliyor.
Stratonikeia Antik Kenti’ndeki yapılar, 3D teknolojisiyle ziyaretçileri zamanda yolculuğa çıkarıyor.
Kentte ayağa kaldırılan yapıları ziyaret edenler, önce bulundukları alanda yapıları 3D teknolojisiyle ekrandan izliyor, o dönemin ruhunu yaşıyor, daha sonra restore edilen yapıları geziyor. Ziyaretçiler aynı zamanda yapıları 3D olarak kazının internet ve sosyal medya sayfalarından da izleyebiliyor.
“Kentin birçok noktasını 3D ile ayağa kaldırdık”
Stratonikeia ve Lagina Kazı Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt, AA muhabirine, Helen, Roma, Bizans, Menteşe Beyliği, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinden kalan yapıların bir bütün olarak korunduğunu söyledi.
Merkezi alanda özellikle Batı Cadde, Roma Hamamı, Meclis binası, Ağa Konakları ve Cumhuriyet Dönemi evlerinin bir bütünlük oluşturduğunu belirten Söğüt, “Bunların arasında Bizans dönemi yapılar da var. Böylelikle burada birçok dönemin bir arada olduğu dokuyu kentin merkezinde antik dönemde Osmanlı döneminin en önemli olduğu yerde ayağa kaldırıyoruz. Biz bu yapıları ayağa kaldırırken kente gelen ziyaretçilerin rahat bir şekilde gezebileceği, görebileceği bir hale dönüştürüyoruz.” dedi.
Kentin en önemli alanlarından birisinin de Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi yapılarının bir arada yer aldığı köy meydanı olduğunu vurgulayan Söğüt, şöyle konuştu:
“Önceki yıllarda Menteşe Beyliği dönemi Selçuk Hamamı ve Beylikler döneminden günümüze kadar kullanan camiyi ayağa kaldırmıştık. Şimdi Semerci Ömer Evi ve kentin girişinde yer alan köy kahvesini ayağa kaldırdık. Biz bütüncül anlamda bu yapıları koruyoruz. Antik kentin girişinde yaşayan Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi köy meydanını ayağa kaldırdık. Yapıları restore ederken bir taraftan da ziyaretçilerin o dönem yapıları da daha yakından tanımaları için 3D teknolojisiyle canlandırıyoruz. İnsanlar buraya gelip bu yapıları gördüklerinde onun 3D’de nasıl olduğunu, ara sokaklarda insanların nasıl gezdiğini, hamamdan çıkıp nasıl camiye geçtiklerini evin bahçesinde nasıl oturduklarını, kuyuları nasıl kullandıklarını birebir görebiliyor. Böylelikle yaşayan arkeoloji, tarih kenti dokusunu burada kurmak ve ziyaretçilerin beğenisine sunmak için çaba gösteriyoruz.”
Ziyaretçilerin Osmanlı dönemi taş döşeli yollarında yürürken yapıların eski halini 3D ile gördüklerinde daha mutlu olduğunu vurgulayan Söğüt, böylelikle o dönemi ve yapıları daha iyi algıladığını dile getirdi.
Bilal Söğüt, köy meydanındaki yapıların restorasyonunda Kültür ve Turizm Bakanlığı, Muğla Valiliği ve Yatağan Belediyesinin katkı sağladığını, meydanda önce yapıları 3D ile ayağa kaldırıp sonra da aşamalı olarak yapıların restorasyonunu yaptıklarını anlattı.