Kırklareli’de Vefa Destek Grubu’nda gönüllü yer alan psikolojik danışma ve rehberlik (PDR) öğretmenleri, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedavisi gören hastalara ve temaslılara psikolojik destek veriyor.
Uzaktan eğitim kapsamında sabah saatlerinde çevrim içi derslere katılan rehber öğretmenler Yeliz Abuhamid, Derya Uçan, Ayfer Dutoğlu Dündar ve Ezgi Turan, dersin ardından Vefa Sosyal Destek Koordinasyon Merkezine gidiyor.
Öğretmenler, Kovid-19 hastalarını, hasta yakınlarını ve temaslıları telefonla arayarak hem telkinler veriyor hem de ihtiyaçlarını soruyor. Psikolojik Danışma ve Rehberlik Öğretmenleri, hastalar ve yakınları ile temaslıları teskin edip, yaptıkları görüşmelerde verdikleri telkinlerle moralleri yüksek tutuyor.
Kendisi de Kovid-19 hastalığını yenen Kırklareli Valisi Osman Bilgin, AA muhabirine, salgının başladığı ilk günden bu yana her türlü tedbiri almaya çalıştıklarını söyledi.
Bu sürecin dünya açısından zor olduğunu ifade eden Bilgin, sürecin psikolojik anlamda ise ayrı bir zorluğu olduğunu kaydetti.
Hastalığa yakalanan veya temaslı olan kişilerin psikolojilerinin ciddi anlamda yıprandığını anlatan Bilgin, bu nedenle hasta ve temaslı kişilere Vefa Sosyal Destek Grubu’nca telefonla psikolojik destek hizmeti verildiğini söyledi.
Bilgin, tüm vaka ve temaslıların her gün arandığını belirterek, şöyle devam etti:
“Psikolojik danışmanlarımız, din görevlilerimiz, rehber öğretmenlerimiz çok yönlü olarak bu süreçte özellikle pozitif ve temaslılara online olarak danışmanlık hizmeti veriyorlar. Bu vatandaşlarımızı aradığımızda olumlu tepkiler alıyoruz. Vefa Sosyal Destek Grubu çalışmalarında gerçekten başarılıyız.
Hizmet alan vatandaşlarımızı daha sonra tek tek arayarak, hizmetin sunumu ve kalitesini sorarak değerlendiriyoruz. Bugün çok şükür köylerimiz dahil Kovid-19 sürecinde hasta, temaslı veya 65 yaş üstü olan vatandaşlarımızın eczaneden markete kadar tüm ihtiyaçlarını karşılıyoruz.”
“Sen bana evlat oldun”
Rehber öğretmenlerden Derya Uçan, hastalıklarda yüksek moralin iyileştirici rolü olduğuna işaret etti.
Hastaların pek çoğunun travma yaşadığını, bu travmayı konuşarak en aza indirmek için çaba sarf ettiklerini ifade eden Uçan, “Her gün birçok hastamıza ulaşarak halini hatırını soruyoruz. Hastalarda ‘ölüm korkusu, geçmişte yaşadığı acılar’ akıllarına geliyor. ‘Ben evladımı kaybettim, o olsa benle ilgilenirdi.’ diyen oluyor. ‘Sen bana evlat oldun.’ diyen oluyor. Psikolojik açıdan insanlar konuşmak, dertleşmek istiyor.” diye konuştu.
“Hastaları ağlatarak rahatlattığımız zamanlar oluyor”
Yeliz Abuhamid da bazen hastaların duygu yoğunluğu yaşadıklarını, onların bu yoğunluğu atlatmaları için ağlamaları yönünde telkinde bulunduklarını anlattı.
Süreçte ağlama ve korkmanın gayet normal davranışlar olduğunu vurgulayan Abuhamid, “Eğer bu normal tepkileri şu an veremezsek ileride bir sıkıntının olmadığı zamanda farklı şekilde çıkabilir. Kişileri telefonda ağlaması yönünde yönlendirebiliyoruz. Görüştüğümüz kişi bunun normal olduğunu duyduğunda rahatlayıp ağlıyor.” dedi.
“Kovid-19 insanlar üzerinde çok büyük stres faktörü yarattı”
Ayfer Dutoğlu Dündar, karantina sürecinde kaygı ve endişenin arttığını söyledi.
Stres ve kaygının çaresizlik, umutsuzluk, mutsuzluk, güvensizlik korku gibi pek çok duyguyu ortaya çıkardığını anlatan Dündar, şunları kaydetti:
“Biz psikolojik danışmanlar olarak bu kişilerle görüşerek onları rahatlatmaya çalışıyoruz. İlerleyen zamanlarda ortaya çıkabilecek sıkıntıların önüne geçmiş oluyoruz. Eğer ruh sağlığımız yerinde olursa bu süreci çok daha iyi atlatıyoruz. Bazı kişiler de ölüm korkusu, hastalık bulaştırma kaygısı oluşuyor. Bu da sıkıntıları beraberinde getiriyor. Bu kişilere müdahale etmezsek stres bozukları büyüyebiliyor.”
“İnsanların kalbine dokunmak ve yardımcı olmak çok güzel bir duygu”
Ezgi Turan ise insanların kalbine dokunmanın ve yardımcı olmanın çok güzel bir duygu olduğunu aktardı.
Günde 20’ye yakın kişiyle görüşme yaptığını ifade eden Turan, “İnsanların kalbine dokunmak ve yardımcı olmak çok güzel bir duygu. İnsanlar hayatlarında belki ilk kez böyle bir salgınla karşılaşıyor.” dedi.