Çevikbaş, ilk ve orta öğretimini tamamladıktan sonra 2006 yılında Erciyes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bölümünden mezun oldu. Süleyman Demirel Üniversitesine engelli kadrosu için müracaat eden 38 yaşındaki Çevikbaş, 2008’de memurluğa başladı.
Çocukluk yaşlarından itibaren öğretmen olmanın hayalini kuran Çevikbaş, 2014’te kurumlar arası nakil yoluyla Milli Eğitim Bakanlığına geçerek mesleğine sosyal bilgiler öğretmeni olarak ilk adımını attı.
Üç üniversitede yüksek lisans da yapan Çevikbaş, 2014’ten bu yana Sosyal Bilgiler öğretmeni olarak görevini sürdürüyor.
Azmiyle öğrencilerine ve kendisi gibi engelli bireylere örnek olan Çevikbaş, AA muhabirine, çok sevdiği öğretmenliğin çocukluk yıllarından itibaren tek hedefi olduğunu söyledi.
Öğretmenleri sayesinde mesleğini seçtiğini belirten Çevikbaş, “Okul hayatım boyunca öğretmenlerle hep aram çok iyiydi. Dersleri seve seve dinlerdim. İleride ben de öğrencilere bir şeyler öğretmek istiyordum. Tercih zamanı geldiğinde çocukluk hayalim olan öğretmenliği seçtim.” dedi.
“Ailemden ve çevremden hep destek gördüm”
Çevikbaş, sosyolojiyi, hayata dokunan ve çocukların hayata hazırlanmasını sağlayacak bir branş olduğu için tercih ettiğini kaydetti.
Engelli bireylerin istedikleri taktirde her şeyi başarabileceğini ifade eden Çevikbaş “Rol model olma inancıyla eğitim hayatıma başladım. Eğitim hayatıma devam ederken Süleyman Demirel Üniversitesi, Türkiye Cumhuriyeti tarihi alanında yüksek lisans, Ahmet Yesevi Üniversitesinde siyaset bilimi ve kamu yönetimi alanında yüksek lisans, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinde özel eğitim alanında yüksek lisans eğitimlerine devam ettim. Aynı zamanda sosyolog ve aile danışmanlığı yapıyorum.” diye konuştu.
Çevikbaş, yaşantısı boyunca ailesiyle çevresinden hep destek gördüğünü ve bu sayede buralara kadar geldiğini anlattı.
Ailesinin hiçbir zaman “şunu yapamazsın, bunu yapamazsın” diye telkinde bulunmadığını vurgulayan Çevikbaş, “Okuluma başladığında da idareciler, öğretmenlerim derslerde nasıl daha aktif ve etkin olabileceğimi düşünerek bazı düzenlemeler yaptı. Bu durum çok hoşuma gitti.” ifadelerini kullandı.
“Engelliler imkansız gibi görünenleri başarabilecek güçte”
İsmail Çevikbaş, öncelikle engelli bireylerin kapasitelerini tespit etmeleri, kendilerini iyi tanımaları, neyi yapıp, neyi yapamayacaklarını analiz etmeleri gerektiğini vurguladı.
Engellilere hayata daha iyi tutunabilmeleri için kendilerine iyi bir kariyer planı çizmeleri önerisinde bulunan Çevikbaş, şöyle devam etti:
“Sosyal çevrenin bakışı olumlu ya da olumsuz olsun bu engelli bireyleri etkilememeli. Engelli bireyler sosyal çevrenin bakışından görüş ve düşüncelerinden etkilenerek kendilerini kesinlikle ama kesinlikle hayattan dışlamasın. Engelliler imkan verildiğinde, imkansız gibi görünenleri başarabilecek güçte.”
Okulun 8’inci sınıf öğrencisi Yağmur Karabulut da öğretmenini çok sevdiğini belirterek “Dersteki özgüveninden, mesleğine saygısından ve sevgisinden dolayı çok mutluyuz. Bize bir baba gibi sevgisini çok güzel bir şekilde yansıtıyor. Tüm engellerine rağmen bizimle çok güzel ders işliyor. Gayet pozitif, mutlu, güler yüzlü bir şekilde her şeyi tane tane anlatarak bizimle arkadaş gibi ders işliyor.” ifadelerini kullandı.