Türkiye’de göz protezi yapan sınırlı sayıdaki usta arasında bulunan Adem Uçar, sağlıklısından neredeyse ayırt edilemeyecek protez gözler hazırlıyor.
Uçar’ın Sıhhiye’deki atölyesinde onlarca protez göz, göz kalıpları, silikonlar, boyalar ve protezleri yaparken kullandığı aletler dikkati çekiyor.
Atölyesinde AA muhabirine açıklama yapan Uçar, 2011’de protez göz yapmaya başladığını bildirdi. Ağabeyi Atilla Uçar’ın 2005’ten beri Hacettepe Hastanesinde aynı işi yaptığını anlatan Uçar, şöyle konuştu:
“Onun yanına gidip geliyordum. Bu işe merak sardım. Ben de genelde sağlık sektöründeydim. Birkaç ecza deposu ve laboratuvarlarda çalıştım. Elim yatkın, biraz yetenek de var. Abimle bir gün konuşmamda bu işi yapacağımı söylemiştim. O da ‘Yapabilirsin’ demişti. Ondan birkaç örnek alarak bazı çalışmalar yaptım. 2011’de de işe başladım.”
Göz detayları yağlı boyayla işleniyor
Bir protez gözün yapımının 2-3 gün sürdüğünü ifade eden Uçar, öncelikle hastanın göz yuvasından ölçü aldıklarını, daha sonra mumdan prova yaparak gözün karşıya bakış noktasını ayarladıklarını aktardı.
Hastanın fotoğrafını çekip, bunu dijital ekrana yansıttıklarını bildiren Uçar, sonrasında hastayı da karşılarına alarak göz detaylarını büyüteç altında yağlı boyayla teker teker işlediklerini anlattı.
Hastaların gözlerinin doğal görünmesini, herhangi bir ağrı, sızı, batma ve yanma olmamasını istediklerini belirten Uçar, protezi tamamladıktan sonra bir kullanma talimatı verdiklerini ifade etti.
“Kullanılan malzemeler göze tamamen uyumlu”
Uçar, protezin üç ayda bir verdikleri aparatla çıkartılıp, önce bebe şampuanıyla, ardından kontakt lens solüsyonuyla temizlenmesi gerektiğini belirterek, kullandıkları malzemelerin göze tamamen uyumlu olduğunu ve kişiye bir zararı olmadığını dile getirdi.
Protez göz yapmanın eğitimini veren bir yer olmadığına işaret eden Uçar, Türkiye genelinde bu alanda imalat yapan yaklaşık 20 firma bulunduğu bilgisini verdi.
İşinin “tamamen bir yetenek” olduğunu söyleyen Uçar, bu işin sadece bir üretim olmadığını ifade ederek, “Biz bunu sağlığın sanatla birleştiği yer olarak tanımlıyoruz.” dedi.