İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, sanıkların olaydan bir gün önce WhatsApp grubundan maçta yapacakları eylem üzerine iş bölümü ve görev dağılımı gerçekleştirdikleri bilgisi yer aldı.
D.D. ve K.E’nin patlayıcı-yanıcı malzemeleri 3 sanık aracılığıyla ambulans görevlisi A.G’ye çanta içinde teslim ettikleri anlatılan iddianamede, A.G. ve H.K’nin de patlayıcı ve yanıcı maddeleri ambulansla stada soktukları belirtildi.
Stadın seyirci tuvaletindeki çöp kutusuna gizlenen sis bombası, meşale, maytap, torpil gibi yanıcı ve patlayıcı maddeleri diğer sanıkların alarak tribündeki taraftarlara dağıttıkları vurgulanan iddianamede, F.E’nin otobüsteki işaret fişeğini stada asılacak afişe gizlediği, 11 kişinin de meşale ve sis bombalarını yakarak tribünde kargaşa yarattığı ifade edildi.
F.E’nin karşı tribüne attığı fişeğin isabet etmesi sonucu yaralanan Göztepe taraftarı Mehmet Çakır’ın da olayın sorumlularından şikayetçi olduğu bildirildi.
“Fişeği meşale zannetmiş”
Sanık F.E, iddianamede yer alan ifadesinde, şunları kaydetti:
“Biletsiz maça girmenin pankart ya da davul ile mümkün olacağını düşündüm. Otobüste, pankartı aldığım yerde meşale zannettiğim işaret fişeğini buldum. İşaret fişeğinin ne olduğunu bilmem. Kazağımın içine göbek kısmıma sakladım. Stada girerken üstüm çok detaylı aranmadı. Giriştekilere, ‘aramam yapıldı’ demiştim. Maçta sis bombası yakıldı, ortalık siyah dumanla kaplandı. Yakıldığı yere doğru gittim, amacım polislerin beni görmemesiydi. Maddeyi yakacaktım. Meşale zannettiğim şeyin alt kısmındaki ipi çekerek yaktım. Çıkan sesten korktum. Alkollü olduğumdan dengem bozuldu, meşale zannettiğim şey elimden Göztepe taraftarlarının bulunduğu maraton tribünündeki seyircilere gitti. Elimden fırlayanın meşale olmadığını o an anladım. Öğrendiğim kadarıyla işaret fişeğiymiş. Bilseydim almazdım. Karşı tarafı hedef almadım. Çok pişmanım.”
“Sis bombası ve meşaleleri cerrahi eldivenlerin içine koymuş”
İddianamede, ambulans şoförlerinden sanık A.G’nin savunmasına da yer verildi.
A.G, ifadesinde, sanık K.E’nin “stada sokulması gereken meşaleler var, bunları stada sokar mısın” talebini geri çevirdiğini ancak tehdit ettiği, ailesine ve kız arkadaşına zarar gelmemesi için kabul etmek zorunda kaldığını ileri sürdü. A.G, “E.Y. (sanık) sis bombası ve meşalelerin bir kısmını keserek plastik cerrahi eldivenlerin içine koymuş, siyah poşetin içine koyup bantlamış, ‘maç başlamadan önce stadın tuvaletinde bulunan çöp kovasına bırak ve haber ver’ dedi. Çöp kovasına bıraktım. Olaylar çıktıktan sonra çok pişman oldum. Olayların bu kadar büyüyebileceğini düşünmedim. Fişeği ben sokmadım.” iddiasında bulundu.
“Fişekleri denize açılan balıkçılara satacağım”
Bazı sanıkların ifadelerinde de sis bombaları ve torpillerin Altay Spor Kulübünün kuruluş tarihi olan 1914’ü anımsatan saat 19.14’te rastgele yakılması ve atılması için konuşulduğu, futbolculara moral amaçlı meşale organizasyonu, tribünde görsel şölen oluşturulmak istendiği de iddianamede yer aldı.
Fişeği satın alan sanık S.H. de Altay taraftarlarının kendisine fişeği tesiste kullanacaklarını söylediğini, stada sokacaklarını bilmediğini ileri sürdü.
S.H’nin ayrıca fişeği satın aldığı kişiye de “fişekleri denize açılan balıkçılara, marina ve yatçılara satacağını” söylediği belirtildi.
Fişeği ateşledikten sonra kıyafetini değiştirmiş
Sanıklardan ambulans şoförü A.G’nin 2015’te sosyal medya hesabında fotoğrafının üzerinde “Sarı kırmızı giyen herkes bir gün ölecek” sözlerinin yer aldığı paylaşımı da iddianameye girdi.
Görüntü izleme ve tespit tutanağında ise F.E’nin işaret fişeğini ateşledikten sonra hızlıca ters yöne doğru kaçtığı ve üzerindeki kıyafeti değiştirdiğinin tespit edildiği vurgulandı.
Fişeğin isabet etmesi sonucu ağır yaralanan Mehmet Çakır ile ilgili Dokuz Eylül Üniversitesince hazırlanan raporda, “Kişide meydana gelen yaralanmaların basit tıbbi müdahale ile giderilecek düzeyde hafif olmadığı, kişinin yaşamını tehlikeye sokacak nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır.” değerlendirmesi paylaşıldı.
İddianamede, “Sanık F.E’nin işaret fişeğini stada sokabilmek için afişi kucağında taşıdığı, tüm taraftarların aynı anda stada gelmesinden dolayı turnikelerin yetersiz kalması nedeniyle kapıların açılmasının yarattığı kolaylıktan yararlanıp üst araması yapılmadan stada girdiği, tribünde planlı ve kararlı, işaret fişeğinin binlerce kişinin bulunduğu Göztepe tribünlerine doğru hedef gözetip ateşleyerek ‘kasten öldürmeye teşebbüs’, ‘tehlike arz edebilecek aletleri spor alanlarına sokmak ve kullanarak müsabaka düzenini bozmak’, ‘genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması’ suçlarını işlediği kanaatine varılmıştır.” ifadesi kullanıldı.
F.E. hakkında bu suçlardan 15 yıla kadar hapis cezası talep edilen iddianamede, 22 sanık için “kasten öldürmeye teşebbüs suçuna yardım”, 11 sanık için “tehlike arz edebilecek aletleri spor alanlarına sokmak”, diğer 11 sanık için de “tehlike arz edebilecek aletleri spor alanlarında kullanarak müsabaka düzenini bozmak” suçlarından cezalandırılmaları istendi.
İddianameyi hazırlayan Cumhuriyet Savcısı Ayhan Yılmaz, ayrıca tüm sanıkların “genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması” suçlarından cezalandırılmasını talep etti.
Olay
Gürsel Aksel Stadı’nda 27 Kasım’daki müsabakada Altay taraftarları, 20. dakikada Göztepe seyircilerinin olduğu bölüme yanıcı madde fırlatmış ve bir taraftar yaralanmıştı. Müsabakanın 22. dakikada durdurulmasının ardından Mehmet Nihat A. isimli Göztepe taraftarı, eline geçirdiği korner bayrak direğiyle Altay kalecisi Ozan Evrim Özenç’e saldırmıştı.
Yaşanan olaylar sonucu hakemin isteğiyle futbolcular soyunma odasına gitmiş, yaklaşık 25 dakika beklemenin ardından müsabaka tatil edilmişti.
Mehmet Nihat A. “kasten öldürmeye teşebbüs” ve “Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’a muhalefet” suçlarından tutuklanmıştı. Tribüne fişek atılarak bir kişinin yaralanmasına ilişkin soruşturmada ise gözaltına alınan 23 kişiden 19’u tutuklanmıştı.