Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Vincent Magwenya, basına yaptığı açıklamada, UCM’nin bu hafta içerisinde Netanyahu hakkında bir tutuklama kararı çıkarmasını beklediklerini belirtti.
- İsrail medyasına göre hükümet, Netanyahu’ya uluslararası tutuklama emri çıkarılması ihtimalini görüşüyor
- Netanyahu Gazze’deki insani felaket karşısında merceğine girdiği UCM’ye meydan okudu
- İsrail basınına göre, Netanyahu, UCM’nin kendisi hakkında çıkarabileceği tutuklama emri konusunda “çok gergin”
- İsrail, UCM’nin Netanyahu hakkındaki olası tutuklama kararına karşı yoğun diplomasi yürütüyor
- GÖRÜŞ – Uluslararası Ceza Mahkemesi Netanyahu için devreye girebilir
Magwenya, “Çıkabilecek bir tutuklama kararıyla ilgili olarak gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Uluslararası hukuku korumak, vatandaşların hayatlarını güvence altına almak için kurulmuş kurumların yaptığı her türlü müdahaleyi, bu önlemler alınırken alkışlayacağız.” dedi.
UCM’ye taraf ülkelerden biri olarak Güney Afrika’nın uluslararası hukuk ilkelerine bağlılığını vurgulayan Magwenya, “Hiçbir ülkenin ve hiçbir bireyin bu uluslararası yasal yükümlülüklerin üstünde olmaması gerektiğine inanıyoruz.” diye konuştu.
Güney Afrika’nın İsrail’in Gazze saldırılarına karşı tavrı
Güney Afrika, geçen yıl kasım ayında İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının soruşturulması için Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) başvuruda bulunmuştu.
Daha sonrasında Güney Afrika , 29 Aralık 2023’te, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle İsrail aleyhine UAD’de dava açmıştı.
Güney Afrika, Gazze’deki durumun aciliyet teşkil etmesi sebebiyle UAD’den ihtiyati tedbirlere hükmetmesini istemiş ve tedbir talebine ilişkin duruşmalar, 11-12 Ocak’ta Lahey’deki Barış Sarayı’nda yapılmıştı.
Divan, 26 Ocak’ta açıkladığı tedbir kararlarında, İsrail’in Soykırım Sözleşmesi’nin 2. maddesinde tanımlanan fiillerin işlenmemesi için elinden gelen tüm önlemleri almasına, İsrail ordusunun Soykırım Sözleşmesi’nin 2. maddesindeki fiilleri işlemesini engelleyecek önlemleri ivedilikle almasına, Gazze’deki Filistinlilere yönelik soykırım çağrısı yapanları önlemek, engellemek ve cezalandırmak için gereken tüm adımları atmasına, Gazze’deki Filistinlilerin karşılaştığı olumsuz yaşam koşullarını ortadan kaldırmak için ihtiyaç duyulan temel hizmetlere ve insani yardımın sağlanmasını mümkün kılan acil ve etkili önlemleri almasına, Gazze’deki Filistinlilere karşı Soykırım Sözleşmesi’nin ihlalini gösteren delillerin yok edilmesini önlemek ve korunmasını sağlamak için etkili tedbirler almasına ve kararın yürürlüğe girmesinden itibaren 1 ayda alınan tüm tedbirler hakkında mahkemeye bir rapor sunmasına hükmetmişti.
Güney Afrika, İsrail’in Refah’a saldırı planı nedeniyle yeni tedbir talebinde bulunmuştu.
UAD, 28 Mart’ta “Gazze’deki Filistinlilerin karşılaştığı kötüleşen yaşam koşullarını, özellikle de kıtlık ve açlığın yayılmasını göz önünde bulundurarak” üç yeni tedbire hükmetmişti.
Buna göre Divan, İsrail’den “Birleşmiş Milletler ile tam bir işbirliği içinde, Gazze’deki Filistinlilere gıda, su, elektrik, yakıt, barınma, giyim ve hijyen ihtiyaçlarının yanı sıra tıbbi malzeme ve tıbbi bakım da dahil olmak üzere acilen ihtiyaç duyulan temel hizmetlerin ve insani yardımın, kara geçiş noktalarının kapasitesinin ve sayısının artırılması ve gerekli olduğu sürece açık tutulması da dahil olmak üzere, ilgili tüm taraflarca engelsiz bir şekilde sağlanması için gerekli ve etkili tüm tedbirleri gecikmeksizin almasına” hükmetmişti.
Divan ikinci tedbir kararında İsrail ordusunun, Gazze’de ihtiyaç duyulan insani yardımın ulaştırılmasını engellememek dahil olmak üzere, Soykırım Sözleşmesi kapsamında korunan grup olan Gazze’deki Filistinlilerin haklarını hiçbir şekilde ihlal etmemesini istemişti.
Divan üçüncü tedbir kararında ise, verilen ek tedbirlere ilişkin İsrail’den aldığı önlemleri bir ay içerisinde Divan’a raporlamasına karar vermişti.