Güney Afrika’nın 63 milyonluk nüfusunun yüzde 8’sinden fazlasını oluşturan beyazlar, hali hazırda ülkenin en avantajlı sosyo-ekonomik gruplarının başında geliyor.
Beyaz toplumun büyük bölümünü yüzyıllar önce sömürge döneminde buraya gelen Hollanda kökenli çiftçilerin torunları olan Afrikaner etnik grubu oluşturuyor.
2025 itibarıyla yaklaşık 44 bin beyaz çiftçinin, ülkenin 100 milyon hektarlık tarım arazilerinin yüzde 61’ine sahip olduğu ülkede, toprakların siyahi çiftçilere dağıtılması, son 30 yıldır hükümetlerin en öncelikli gündem maddeleri arasında yer alıyor.
Bununla birlikte, ülkede demokratik düzene geçildiği 1994’ten beri, bu konuda oldukça yavaş bir ilerleme kaydedilmiş durumda.
Bu sürecin hızlandırılması için geçen ay Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa tarafından imzalanan “2024 tarihli Toprak Kamulaştırma Yasası” ise hükümete beyazlara ait toprakları tazminatsız kamulaştırma yetkisi tanıyor.
Öte yandan, ABD’nin bu kararı, kanlı bir ırkçılık geçmişine sahip Güney Afrika toplumunun sosyo-ekonomik açıdan en avantajlı grubu olan beyaz azınlık ile nüfusun yüzde 80’inden fazlasını oluşturan en dezavantajlı grubu siyahiler arasında ırksal gerilimi tetikleme potansiyeli taşıyor.
Cape Town şehrinde yaşayan Afrikanerler, ABD’nin Güney Afrika’ya mali yardımları durdurma ve beyazlara mülteci statüsü verilmesi için çalışma başlatılması kararını değerlendirdi.
“Biz Afrikaner halkı olarak bu toprakların yerlisiyiz”
Güney Afrikalı Lalie Kotze, AA muhabirine, “Biz Afrikaner halkı olarak bu toprakların yerlisiyiz. Güney Afrika’da kalmamız ve bu ülkenin geleceği için çalışmamız gerektiğini düşünüyorum.” dedi.
Kotze, ABD’nin kararının, ırksal gerilimi tırmandırabileceğini ve bunun başta beyaz toplum olmak üzere Güney Afrikalılara zarar verebileceğini belirterek, “Donald Trump, Amerika’nın karşı karşıya olduğu daha büyük sorunlarla, ekonomik kaygılarla ve enflasyonla ilgilenmeli.” ifadelerini kullandı.
Güney Afrika’nın ülke tarihindeki ırkçı rejimin açtığı travmaları atlatmak için çabaladığını anlatan Kotze, toprak kamulaştırmasına ilişkin yeni yasanın, tarihi adaletsizlikleri ele aldığını ve Güney Afrikalılar arasında eşitliği teşvik ettiğini söyledi.
“ABD’nin ülkemiz hakkında bu kararını anlamsız ve saçma buluyorum”
Güney Afrikalı Johan de Villiers ise “Açıkçası ABD’nin ülkemiz hakkında bu kararını anlamsız ve saçma buluyorum. Kimsenin topraklarına el konulduğu yok. Böyle bir şeyin gelecekte olabileceğine de ihtimal vermiyorum. Trump’ın binlerce kilometre öteden, hiçbir fikrinin olmadığı Güney Afrika hakkında aldığı bu karar, toplumsal bütünlüğümüzü zedelemekten öteye geçmiyor.” dedi.
De Villiers, ABD yönetiminin Güney Afrikalı beyazlara mülteci statüsü verilmesi çalışmasına ilişkin, “Hiçbir yere gitmeye niyetimiz yok, zaten buna ihtiyacımız da yok. Neden ABD’de mülteci durumuna düşelim? Bize düşen geçmişin yaralarını sarmak, ülkemizi kalkındırmaktır.” diye konuştu.
Güney Afrikalı Magda Viljoen, Afrikanerlerin bugün türlü ekonomik zorluklarla mücadele ettiğini ve siyahi toplumun desteklenmesi adına bazı konularda ayrımcılığa maruz kaldığını ifade ederek, “Trump’ın, Afrikanerlere teklifi, bize eğitim ve iş alanında eşit fırsatlar için daha fazla şans verebilir” dedi.
Viljoen, yeni toprak kamulaştırma yasasının bir çok Afrikaneri olumsuz etkileyebileceğini söyleyerek, “Hükümet Güney Afrika’ya tarımsal olarak geçim sağlayan insanların topraklarını almak istiyor.” ifadelerini kullandı.
ABD’nin mülteci politikasının yetersiz olduğunu savunan Viljoen, “Trump, Afrikaanerlere mülteci statüsü vererek yardım etmek istiyor. Ancak Afrikaanerleri ABD’de, konut ve istihdam sorunları bekliyor. Araştırdığıma göre, ABD mültecilere 3 aya kadar yardım sağlıyor ve bu yetersiz bir süre.” değerlendirmesinde bulundu.
Viljoen, ABD yönetiminin, Güney Afrikalı beyazlar adına atacağı adımlarda, ülkenin tarihini ve toplumsal dinamiklerini dikkate alması gerektiğini vurguladı.
Afrikaner temsilcileri ABD’yi ziyaret edecek
Afrikaner toplumunun en büyük sivil toplum kuruluşlarından (STK) AfriForum’dan yapılan açıklamada ise, Trump yönetiminin Güney Afrika kararı, Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa ve hükümetinin “sorumsuz” politikalarının bir sonucu olduğu kaydederek, ” Trump’a ve ABD’nin Güney Afrika’da Afrikanerlerin maruz kaldığı adaletsizliği tanımasını takdir ediyoruz.” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, Afrikaner toplumunun ABD’nin mültecilik teklifine sıcak bakmaması ve atalarının topraklarından ayrılmaması gerektiğinin belirtildiği açıklamada, “Afrikanerlerin geleceği Afrika’dadır.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Güney Afrika hükümetinin Afrikanerlere yönelik ırksal ayrımcılık uyguladığı iddiasına yer verilen açıklamada, özellikle ana dilde eğitim hakkının korunması, can ve mal güvenliğinin sağlanması ve nefret söylemlerinden kaçınılması için harekete geçilmesi çağrısında bulunuldu.
Açıklamada, AfriForum dahil olmak üzere Afrikaner toplumu temsilcilerinin Cumhurbaşkanı Ramaphosa ile görüştükten sonra, mevcut duruma çözüm geliştirmek üzere ABD’yi ziyaret edeceği bildirildi.
Tartışmalı Toprak Kamulaştırma Yasası
Beyaz Saray’dan 8 Şubat’ta yapılan açıklamada,, Güney Afrika’nın “2024 tarihli Toprak Kamulaştırma Yasası”, İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) açtığı “soykırım” davası ve İran ile “yakın ilişkiler” kararına gerekçe gösterilerek, bu ülkeye yönelik yardımlara son verilmesine ilişkin yürütme kararı alındığı bildirilmişti.
Resmi verilere göre ABD, Güney Afrika’ya 2023’te yaklaşık 440 milyon dolarlık bütçe ayırmıştı.
Güney Afrika hükümetine göre, HIV/AIDS programının yüzde 17’sini oluşturan PEPFAR yardımı hariç ABD’den başka bir fon alınmıyor.
Cumhurbaşkanı Ramaphosa tarafından geçen ay imzalanan ve ABD’nin kararına temel gerekçe gösterilen “2024 tarihli Toprak Kamulaştırma Yasası” ise hükümete tarım arazilerini kamulaştırması için geniş yetkiler tanıyor.
Güney Afrika’da 2025 itibarıyla yaklaşık 44 bin beyaz çiftçinin, ülkenin 100 milyon hektarlık tarım arazilerinin yüzde 61’ine sahip olduğu ifade ediliyor.
Pretorya yönetimi, 2030’a kadar siyahi çiftçilere 8 milyon hektar tarım arazisi dağıtılmasını hedefliyor.