Bu yıl Brezilya, Rusya, Çin, Hindistan ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS ülkeler grubunun dönem başkanlığını yürüten Güney Afrika, 17-27 Şubat’ta, ülkenin doğu sahillerinde Rus ve Çin ile “Mosi” isimli ortak deniz tatbikatı düzenliyor.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin yıl dönümünde gerçekleştirilen bu tatbikat, Güney Afrika’nın işgale karşı çekimser tavrı da göz önüne alındığında, Batılı hükümetler tarafından tepkiyle karşılanıyor.
Güney Afrikalı dış politika uzmanları, Rusya ve Çin ile düzenlenen ortak tatbikatın, Güney Afrika’nın Batılı ortaklarıyla olan ilişkilerine ve ülkenin dış politikasına etkilerini AA muhabirine değerlendirdi.
Batılı hükümetler Güney Afrika’yı Ukrayna’nın işgalinde Rusya’yı desteklemekle suçluyor
Güney Afrikalı gazeteci ve dış politika uzmanı Peter Fabricius, Güney Afrika’nın Rusya ve Çin’le gerçekleştirmekte olduğu deniz tatbikatının Batılı ülkeler tarafından tepkiyle karşılandığını belirterek “Batılı hükümetler, Güney Afrika’nın bu deniz tatbikatını yapmakla Rusya-Ukrayna Savaşı’nda benimsediğini iddia ettiği ‘bağlantısızlık’ konumunu terk ettiğine inanıyor.” ifadelerini kullandı.
Fabricius, bu durumun Güney Afrika’nın Batılı ortaklarıyla olan ilişkilerine zarar vererek ülkenin gelecekte yararlanabileceği bazı olanakları kaybetmesi anlamına geldiğini ileri sürerek “Batı ülkelerinin büyükelçiliklerinin Güney Afrika’nın Rusya’ya karşı tutumunu nasıl daha açık bir şekilde eleştirmeye başladıkları şimdiden görülebilir.” dedi.
Güney Afrika’nın tüm müttefikleriyle tatbikat yapmakta serbest olduğunu ancak bu tatbikatın Ukrayna’nın işgalinin yıl dönümünde gerçekleştirilmesini “yanlış” bulduğunu belirten Fabricius, “Güney Afrika en azından bu tatbikatı daha iyi bir ana kadar ertelemek için bir bahane bulabilirdi.” diye konuştu.
Fabricius, Güney Afrika’nın BRICS ortakları Rusya ve Çin’in saldırgan tutumlarının, ülkenin dış politikadaki bağlantısızlık ilkesini sürdürmesini güçleştirdiğini ifade ederek şunları kaydetti:
“Korkarım Güney Afrika, Rusya’nın Batı ile ilişkilerine zarar veren jeopolitiğe sürükleniyor. Sonuçları tahmin etmek zor ama Güney Afrika, Batılı hükümetlerle ilişkilerinde bazı çıkarları ve ayrıcalıkları tehlikeye atıyor olabilir. Örneğin Batılı liderlerin ziyaretlerinin azalması, belki de Afrika Büyüme ve Fırsat Yasası’na (AGOA) uygun ülke statüsünü kaybetmesi ya da bazı yardımların kaybı gibi. Söylemek için çok erken ama bu, daha önce bu tür tepkileri düşünmeyen Batı başkentlerinde konuşuluyor.”
“Rusya tarafından oldukça etkili bir şekilde araç haline getirildik”
Afrika Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü (ISS Africa) Yönetim Kurulu Başkanı Jakkie Cliers, Güney Afrika kamuoyunun Ukrayna’daki savaş konusunda ikiye bölünmüş durumda olduğunu belirterek “Geçmişi ve BRICS’e yakın zamandaki üyeliği göz önüne alındığında, Afrika Ulusal Kongresi (ANC) hükümeti kesinlikle Batı karşıtı ve bu duruş zaman içinde daha belirgin hale geldi.” dedi.
Cliers, Güney Afrika’nın Ukrayna krizinde açıkça Rusya’yı desteklediğini iddia ederek “(Rusya Dışişleri Bakanı Sergey) Lavrov’un ziyaretinden de anlaşılacağı gibi, Rusya tarafından da oldukça etkili bir şekilde araç haline getirildik. Bu genel olarak Rusya için bir kazançtır. ” ifadelerini kullandı.
Güney Afrika’nın uluslararası itibarının, ülkenin demokratik yollarla seçilen ilk Cumhurbaşkanı Nelson Mandela’nın ardından istikrarlı bir şekilde azaldığını ancak Afrika’daki önemini koruduğunu kaydeden Cliers, Güney Afrika’nın Rusya ve Çin’den yana tavrının ülkenin konumunu daha da olumsuz etkileyeceğini söyledi.
“Rusya ve Çin ile ortak deniz tatbikatları, Güney Afrika’nın bağlantısız konumunun bir teyididir”
Witwatersrand Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mopeli Moshoeshoe, Rusya ve Çin’in Güney Afrika’yı 1948-1994 yıllarında yöneten ırkçı apartheid rejimine karşı mücadeleye verdiği desteğe dikkati çekerek “Bu nedenle 1994 yılında eski kurtuluş hareketinin iktidara gelmesiyle yeni Güney Afrika’ya geçiş hem Rusya’nın hem de Çin ile müttefik olunması anlamına geldi.” dedi.
Moshoeshoe, Güney Afrika’nın Batı ile de derin ve yakın ekonomik ilişkileri olduğuna dikkati çekerek bu nedenle Güney Afrika dış politikasının, Batı’nın çıkarlarına ve hassasiyetlerine anlaşılır bir şekilde duyarlı olmaya devam ettiğini söyledi.
Güney Afrika’nın uluslararası hukuk ve çok taraflılık ahlakına dayalı egemen bir dış politika izlediğini kaydeden Moshoeshoe, “Güney Afrika, Çin ve Rusya arasında planlanan ortak deniz tatbikatları, Güney Afrika’nın devam eden Rusya-NATO/Ukrayna savaşına ilişkin tarafsız duruşunda bir değişiklik olduğu anlamına gelmez.” ifadelerini kullandı.
Moshoeshoe, Güney Afrika’nın “bağlantısızlık” politikasına sadık kalarak Batılı devletlerle de askeri tatbikatlar yürüttüğüne işaret ederek “Rusya ve Çin ile ortak deniz tatbikatları, Güney Afrika’nın bağlantısız konumunun bir teyididir ve ülkenin dış politikasında bir değişiklik olarak tasvir edilemez.” diye konuştu.
Bu açıdan Güney Afrika hükümetinin, Batı’nın dış politika kararları üzerinde aşırı etkide bulunma girişimlerine her zaman direndiğini belirten Moshoeshoe, buna karşın Batılı güçlerin, “Afrika’daki kaleleri” olarak gördükleri Güney Afrika’yı karşılarına almak konusunda itidalli davranacaklarını ifade etti.