Park, Türkiye’deki temasları kapsamında bulunduğu Ankara’da, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Ülkesinin, Kuzey Kore’nin nükleer silahlardan tamamen arındırılması ve Kore Yarımadası’nda sürdürülebilir barışı gerçekleştirme ilkesiyle tutarlı bir Kuzey Kore politikası izlediğini belirten Park, Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Seok Yeol’ün 2022 Ağustos’ta nükleer silahlardan arındırma yol haritası olan “Cesur Girişim”i önerdiğine, bunun ülkesinin nükleer silahlardan arındırma diyaloğuna yönelik samimi çabalarını gösterdiğine işaret etti.
Park, Kuzey Kore’nin tüm diyalog önerilerini reddettiğini kaydetti.
Kuzey Kore’nin, nükleer silahlar ve provokasyonlar geliştirmeye devam ettiği bir durumda, ülkesinin Kuzey Kore’yi bütüncül bir “diyalog, caydırıcılık, vazgeçirme” yaklaşımıyla nükleer silahlardan arındırma diyaloğuna geri dönmekten başka seçeneğinin olmadığı stratejik ortam yaratmaya çalıştığını dile getiren Park, şöyle devam etti:
“Başka bir deyişle; Kuzey Kore’nin nükleer tehdidini caydıracağız, onu nükleer silah geliştirmekten caydıracağız ve diplomasi yoluyla nükleer silahlardan arınmayı sürdüreceğiz. Türkiye hükümetinden ve halkından, hükümetimizin Kuzey Kore’yi nükleer silahlardan arındırma yoluna geri döndürme çabalarına büyük ilgi ve destek göstermelerini rica ediyorum.”
Güney Kore’nin gelecek yıl itibarıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) Geçici üyesi olarak faaliyette bulunacağını anlatan Park, o süreçte Türkiye ile daha yakın işbirliği içerisinde olmayı ümit ettiğinin altını çizdi.
“Uluslararası toplumdaki barış ve istikrara yönelik ciddi bir tehdittir”
Park, Kuzey Kore’nin, geçen yıldan bu yana 100’den fazla füze fırlatmak da dahil olmak üzere benzeri görülmemiş bir sıklıkta nükleer ve füze provokasyonları başlatmaya devam ettiğini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
“Kuzey Kore, önleyici bir nükleer saldırı olasılığını açık bırakarak, geçen yıl dünyanın en keyfi ve saldırgan nükleer güç politikası yasasını kabul etti ve kısa menzilli füzeler, SLBM’ler ve ICBM’ler dahil olmak üzere çeşitli atış araçları geliştiriyor. Bu, yalnızca bir dizi BMGK kararının açık bir ihlali değil, aynı zamanda Kore Yarımadası ve bir bütün olarak uluslararası toplumdaki barış ve istikrara yönelik ciddi bir tehdittir.
Kuzey Kore, 27 Temmuz’da gerçekleştirdiği ve ‘zafer günü’ dediği törene katılan Çin ve Rusya heyetine nükleer torpido, insansız hava aracı gibi tehdit unsuru olan silahlarını tanıttı. Kuzey Kore halkının çok zor ekonomik koşullar altındayken bir taraftan da bu tür tehditkar silahların geliştirilmesi sadece Kuzey Kore halkının insan haklarını ihlal etmekle kalmayıp Kuzey Kore’nin geleceğini karartacaktır.”
Kuzey Kore’ye “nükleer silahlardan arındırma yoluna dönme” çağrısı
“Uluslararası toplum, Kuzey Kore’nin devam eden provokasyonlarına sert ve birlik içinde yanıt vermeli.” diyen Park, uluslararası toplumun, Kuzey Kore’yi nükleer silahlardan arındırma isteğinin, Kuzey Kore’nin nükleer silah geliştirme isteğinden çok daha güçlü olduğunu açıkça göstermesi gerektiğini belirtti.
Park, “Kuzey Kore’ye provokasyonlara son vermeye ve bir an önce nükleer silahlardan arındırma yoluna dönme” çağrısında bulundu.
ABD-Çin gerginliğine ilişkin Park, ülkesinin, Güney Kore-ABD ittifakı diplomasinin merkezi olarak Güney Kore-Çin ilişkilerini karşılıklı saygı ve işbirliği ruhuna dayalı daha olgun ve sağlıklı şekilde geliştirmeyi amaçladığını vurguladı.
Park, kapsamlı bir küresel stratejik ittifak olarak Güney Kore-ABD ittifakı arasındaki işbirliğini geleneksel güvenliğin ötesine taşıyarak, ekonomik güvenlikle bölgesel ve küresel düzeni kapsayacak şekilde genişletmeyi planladıklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
“Çin ile farklı seviyelerdeki görüş alışveriş ve iletişimin geliştirilerek ekonomi, sağlık, iklim değişikliği ve kültür gibi alanlarda somut işbirliği güçlendirilecektir. Güney Kore, Çin’e sorumlu bir küresel devlet rolü olduğunu vurgularken, değerlere ve normlara dayalı bir uluslararası düzen inşa etmek için uluslararası toplumla işbirliği yapmaya çalışıyor. Çin, uluslararası sorumluluklarını yerine getirirken bölgede barış ve refaha katkıda bulunmak için üzerine düşeni yapacaktır ve bu süreçte iki ülke arasındaki yakın işbirliklerinin yapılmasını ümit ediyoruz.”