GAP Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi’nce Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından uygulanan Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı kapsamında hazırlanan “Pamuk Lifi İmalatında Bölgesel Sınai İşbirliği” projesi doğrultusunda, 6 milyon 500 bin avro bütçe ile 4 yıl önce kurulan “GAP Pamuk Lifi Test ve Analiz Laboratuvarı” 3 yılda yurt içi ve ihtilaflı durumda yurt dışından gelen yaklaşık 100 bin numuneyi analiz etti.
Uluslararası akreditasyon şartlarına göre çalışan, bölgede yetişen pamuğun kalitesini belirleyen laboratuvar diğer taraftan da alıcı ve satıcı arasında sağladığı güvenle ihtilafları ortadan kaldırarak, pamuğun hak ettiği değerden satılmasını sağlıyor.
“Artık Diyarbakır pamuğu, Ege pamuğu olarak satılmıyor”
Laboratuvar sorumlusu tekstil mühendisi Seyhan Yaşar, AA muhabirine, merkez bünyesindeki 5 laboratuvarda, merkezi Almanya’da bulunan Uluslararası Pamuk Birliği’nin çalışma şartlarına uygun faaliyet yürüttüklerini, uluslararası akreditasyon şartlarının yerine getirildiğini söyledi.
“Projede amaç Güneydoğu pamuğuna isim kazandırmaktı. Bu kimlik kazanıldı. Artık Diyarbakır pamuğu, Ege pamuğu olarak satılmıyor. Laboratuvar sayesinde bölgede üretilen pamuk ‘Güneydoğu Anadolu pamuğu’, ‘Diyarbakır pamuğu’, ‘Şanlıurfa pamuğu’ şeklinde uluslararası piyasalarda biliniyor.” diyen Yaşar, daha önce çırçır ve iplik fabrikaları arasında pamuğun kalitesiyle ilgili bir güvensizliğin oluştuğunu, laboratuvarla bir amaçlarının da bu güvensizlikleri ortadan kaldırmak olduğunu aktardı.
Yaşar, laboratuvara Türkiye’nin farklı yerlerindeki araştırma enstitüleri, üniversiteler, çırçır, iplik ve tohum firmalarından analiz için numune gönderildiğini ifade ederek, bazı ihtilaflı durumlarda yurt dışından da gönderilen numuneleri analiz ettiklerini aktardı.
“Çırçır ve iplik fabrikaları arasında güven oluştu”
Çok sayıda numuneyi analiz ettiklerini anlatan Yaşar, “Laboratuvarımızda 3 yıldır faaliyet yürütüyoruz ve yaklaşık 100 bin numuneyi analiz ettik. Yıllık 700 bin analiz yapma potansiyelimiz var. Numuneleri sonuçlarla ilgili itiraz durumunda tekrar analiz etmek için 6 ay boyunca depoda muhafaza ediyoruz. Bugüne kadar sonuçlara hiç itiraz olmadı.” diye konuştu.
Yaşar, gelinen noktada her iki tarafta bir güven oluştuğuna işaret ederek, “Uluslararası akreditasyon şartlarına göre Türkiye’de çalışan tek laboratuvarız. Bu nedenle de Türkiye’nin farklı illerinden ve yurt dışından numuneler bize geliyor. Hakem bir laboratuvarın varlığıyla, çırçır ve iplik fabrikaları arasında bir güven oluştu.” dedi.
Elden getirilen veya kargo ile gönderilen numuneleri normal şartlarda 24-48 saat arasında sonuçlandırdıklarını dile getiren Yaşar, aciliyet söz konusu olduğunda 2 saat içinde analiz yapabildiklerini kaydetti.
Yaşar, hedeflerinin bölge çırçır firmalarını tek balya sistemine geçirmek olduğunu belirtti.
“Satışta elimiz güçlendi”
Çınar ilçesindeki bir çırçır fabrikasının genel müdürü Nurullah Yeşil, pamuğun sıradan bir ürün olmadığını, teknik özelliklerinin bulunduğunu söyledi.
“Pamuğun değerini anlayabilmemiz için laboratuvarda test edilmesi gerekiyor. Laboratuvarın uluslararası geçerliliğinin olması bizi bu anlamda çok rahatlattı.” ifadelerini kullanan Yeşil, özellikle tarafsız bir laboratuvardan sonuç almanın kendilerine güç verdiğini aktardı.
Yeşil, “İplikçilere ‘pamuğumun kalitesi bu” diyebileceğimiz bir noktaya geldik. Satışta güç kazandık, elimiz güçlendi. Sattığımız malın değerini iplik firmalarından önce kendimiz öğrenip, numune gönderiyoruz. Laboratuvar çırçır fabrikalarına katkı sağladı. Pamuğumuzun hangi özelliklere sahip olduğunu, piyasa değerinin ne olduğunu daha iyi biliyoruz.” şeklinde konuştu.
Laboratuvara yıllık ortalama 50 numune getirdiğini anlatan Yeşil, aldıkları analiz sonuçları doğrultusunda ülkenin farklı kentlerindeki iplik fabrikalarının kendilerinden alım yaptığını kaydetti.