FNSS, güvenlik güçlerinin zırhlı kara aracı ihtiyacının karşılanmasına yönelik yürütülen Özel Maksatlı Taktik Tekerlekli Zırhlı Araç Projesi (ÖMTTZ) kapsamında geliştirilen Pars 6×6 ve Pars 8×8 araçlarını seri üretim aşamasına getirdi.
Şirket, araçların gelişim sürecinde görev alan uzmanların deneyim ve değerlendirmelerinden oluşan bir video hazırladı.
FNSS İş Geliştirme Bölüm Müdürü Burak Sağ, projeye ilişkin değerlendirmesinde, Pars İzci’nin 2000 yıllarda geliştirmeye başladıkları 6×6 ve 8×8 araç ailesinin önemli kilometre taşlarından birini oluşturduğunu söyledi.
Pars İzci konseptinin geliştirilme sürecinin Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından başlatılan ÖMTTZ Projesi’yle paralellik gösterdiğini anlatan Sağ, başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere dost ve müttefik ülkeler için geliştirdikleri tüm araçlarda kullanıcı gereksinimlerinin ön planda tutulduğunu vurguladı.
Her zaman göreve göre araç tasarımı prensibiyle hareket ettiklerini anlatan Sağ, “Teklife çağrı dosyasında yer alan gereksinimler ekiplerce detaylı şekilde analiz edildi. Keşif harekatı aracı ihtiyaçlarını en optimum ve maliyet etkin karşılayacak alternatifler geliştirildi. Gelinen aşamada Pars İzci özellikle balistik cam konseptiyle sürücü ve yanında oturan komutana geniş görüş açısı sağlaması bakımından ciddi bir durumsal farkındalık avantajı sağlıyor.” dedi.
Pars İzci 6×6 ve 8×8’lerin diğer Pars araç ailesiyle birçok ortak özelliği paylaştığını aktaran Sağ, özellikle ortada motor konseptiyle yüksek hareket kabiliyetine sahip aracın normal yol koşullarında, arazi ve gevşek zeminde dengeli sürüş imkanı sağladığını belirtti. Sağ, ayrıca aracın virajlarda oldukça düşük bir savrulma riskine sahip bulunduğunu söyledi.
Sağ, “Keşif harekatı için tasarlanan Pars İzci 6×6 ve 8×8’in başta meskun mahal harekatları olmak üzere diğer birçok görevi başarıyla gerçekleştireceğine şüphemiz yok. Uluslararası alanda da birçok ihracat başarısına imza atacağına bugünden inanıyoruz.” diye konuştu.
Pars İzci’nin yerlileştirilmiş alt sistemleriyle öne çıktığına işaret eden Sağ, araçların komutan ve sürücünün yan yana oturması sayesinde müşterek keşif harekatı yapabilme, iç konuşma tertibatına ihtiyaç olmaksızın iletişim sağlayabilme ve intikal durumunda gerektiğinde komutana müdahale imkanı sağlama gibi olanaklar sunduğunu kaydetti.