ABD’deki Pensilvanya Üniversitesinde kadın ve cinsiyet tarihi alanında dersler veren Prof. Dr. Kathy Peiss ile Brown Üniversitesinde güzellik yarışmaları ve popüler kültür üzerine uzmanlaşan sosyolog Dr. Hilary Levey Friedman, AA muhabirine, güzellik yarışmalarının tarihsel evrimi ve bugünkü rolü hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Kadınların yüz ve bedenlerine göre değerlendirilmelerinin çok uzun geçmişi olduğunu dile getiren Peiss, ABD’de modern anlamda ilk güzellik yarışmasının, 1921’de New Jersey’nin Atlantic City şehrinde turistik sezonu uzatmak amacıyla düzenlenen “Miss America” olduğunu belirtti. Peiss, “Birinci Dünya Savaşı’nın sonuydu. Yeni bir yüzyıla giriyorduk ve genç kadınların Amerika’yı dünyada temsil edebileceği fikri ortaya çıkmıştı. Fikir, Amerika’yı çok çekici, genç ve bekar bir kadının temsil etmesiydi.” dedi.
Yarışmaya mayo ile katılımın zorunlu olduğunu aktaran Peiss, Amerikan toplumunda o dönem için bunun radikal bir adım olarak kabul edildiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Vücudunuzun bu kadar büyük bir kısmını halka gösterme fikri Amerikalılar için kabul edilebilir değildi. 1910’larda mayo kıyafetlerine bakacak olursanız, adeta normal kıyafet gibiydiler. Uzun eteklerdi ve etek giyiyorsanız, bacaklarınızı kapatacak küçük pantolonlar da giyerdiniz. Ancak 1920’lere gelindiğinde bu teşhir süreci başladı. Vücudunuzu sergileme fikri, her yerde yaygınlaşan bir şeydi. Kadınlar her türlü ürünün reklamını yapıyordu. Sinema endüstrisi de bu teşhirin kabul edilebilir, hatta arzu edilir olduğu algısına büyük katkı sağladı.”
– “Siyahi kadınlar yarışmaya katılamazdı, bu çok net bir kuraldı”
Peiss, yarışmaya katılacak kadınların mayo giymek dışında, uymaları gereken genel görünüm kuralları da olduğunu belirterek, “1920’lerde bu görünüme ‘flapper’ tarzı deniliyordu yani çok genç, enerjik, ince hatta oldukça ince, balık etli olmayan, evlenmemiş ve hiç çocuk sahibi olmamış bir kadın. Bu aslında yetişkinliğe, olgunluğa adım atmak üzere olan bir kadındı ve ABD’de çok etkili olan bir vizyondu.” ifadesini kullandı.
Siyahi kadınların yarışmaya başvurmasının yasak olduğuna vurgu yapan Peiss, “Miss America yarışmasının bir boyutu da kökeninden itibaren tarih boyunca, kabul edilebilir olanın kim olduğunu, normal Amerikan kadınının kim olduğunu tanımlamaya çalışmasıdır. Uzun yıllar boyunca, siyahi kadınlar bu yarışmadan dışlandı. Üstelik bu gelişigüzel bir kural da değildi, yazılıydı. Bu çok net bir kuraldı. Siyahi kadınların yarışmaya kabul edilmemesi, tıpkı evli kadınların yarışmaya kabul edilmemesi gibi net bir kuraldı.” diye konuştu.
ABD’deki sivil haklar hareketine kadar siyahilerin yarışmaya dahil edilmediğini belirten Peiss, siyahilerin 1980’lere kadar Amerikan güzeli seçilemediğini söyledi.
– “Güzelliğin kadınlar üzerinde baskı biçimi olduğu eleştirisinin yerleşmesi epey zaman aldı”
Güzellik yarışmalarını sunan bazı erkek sunucuların yarışma hakkında “hayvan pazarları” gibi ifadeler kullandığını kaydeden Peiss, şu görüşleri dile getirdi:
“Bu, mizahi amaçla kullanılan terimlerden biri ancak mizahın altında gerçeklik payı da vardı. Bu da kadınların fiziksel özellikleri nedeniyle bir inek, bir koyun ya da pazarda satın alabileceğiniz başka bir hayvan gibi değer gördüğü. Yani kadınların akılları, entelektüel yetenekleri, becerileri ya da atletik kabiliyetleri hiçbir şekilde değer görmüyordu.”
Peiss, 1960’lı yıllarda feminist grupların güzellik yarışmalarına karşı başlattığı protestoların yoğunlaştığının altını çizerek, şunları aktardı:
“Atlantik City’de sahil kenarındaki kaldırıma gidip pankartlar taşıyarak ‘Kadınlar sığır değildir. Kadınlar et değildir.’ mesajı verdiler. Bu protestolarda inek resmi de olurdu, böylece kadınların bu olmadığı vurgulanıyordu ama kimse protestoların nedenini anlayamıyordu. Güzel kadınları kutlamanın nesi yanlıştı ki? Güzelliğin kadınlar üzerinde bir baskı biçimi olduğu eleştirisinin yerleşmesi epey zaman aldı, hala herkes benimsemiş değil. Başlangıçta, bu kadınlar tuhaf bulunuyordu. Güzellik yarışmasına katılacak kadar güzel olmadıkları için protesto ettikleri düşünülüyordu.”
– “Dijital medyanın yükselişiyle farklı beden ve görünümler kendilerini öne çıkarabiliyor”
Gelen tepkiler üzerine “Miss America” yarışmasının, kadınları yalnızca fiziksel özelliklerine göre değil, entelektüel birikimleri ve yetenekleri üzerinden de değerlendirmeye yönelik bir kural değişikliğine gitmiş olmasına rağmen popülaritesini kaybettiğini belirten Peiss, “Miss America’nın geçirdiği bu kapsayıcı dönüşüm, günümüz dünyasında artık geçerli değil gibi görünüyor. Uluslararası yarışma olan Miss Universe’ün hala çok popüler olduğunu bilsem de bu tür yapıların günümüz için modası geçmiş olduğunu düşünüyorum.” diye konuştu.
Peiss, bugünlerde sosyal medya platformlarının artan kullanımına dikkati çekerek, “Özellikle son birkaç on yılda dijital medyanın yükselişiyle sıradan kadın ve erkeklerin YouTube’da, TikTok’ta kendi medya içeriklerini oluşturabilme yetenekleriyle birlikte farklı seslerin, farklı bedenlerin ve görünümlerin kendilerini öne çıkarabildiğini, farklı güzellik imajları yaratabildiğini düşünüyorum.” görüşünü paylaştı.
“Sosyal medya çeşitli güzellik türlerinin görülmesi ve kucaklanması için fırsat yaratıyor”
ABD’li sosyolog Friedman ise toplumun alışkanlıklarının değişmesiyle güzellik yarışmalarının da şekil değiştirdiğini dile getirerek, “Pek çok reality televizyon programı kendini güzellik yarışması olarak adlandırmıyor ancak bu televizyon yapımlarında güzellik yarışmasının pek çok unsuru yer alıyor. Sosyal medyada da birçok unsuru var. Güzellik yarışmalarına katılmayan kadınlar, Instagram’da poz vererek kendilerini kamuya sunuyor ve bu, geçmişte kadınların güzellik yarışmalarında rekabet etme şekline benzer şekilde yapılıyor.” ifadesini kullandı.
Friedman, bu rekabette özellikle yapay zeka destekli yüz değiştirme uygulamalarının kullanımına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Sosyal medyada gördüklerimizin çoğu bir şekilde filtreleniyor ya da düzenleniyor. Bence bunun tüm gençler üzerinde büyük etkisi var ama özellikle de değişim sürecinden geçen ve bu görüntülere bakıp onun güzelleştirilmiş ya da bir şekilde oynanmış olduğunu anlayacak donanıma sahip olmayan genç kadınlar üzerinde. Çünkü bu şekilde görünmenin ya da her zaman böyle görünmenin gerçekçi bir şey olabileceğini düşünüyorlar. Bu da özellikle güzellik idealleri söz konusu olduğunda zarar verici olabiliyor.”
Her şeye rağmen, sosyal medyanın farklı güzellikleri görünür kılma konusunda daha geniş bir platform sunduğunu savunan Friedman, sözlerini şu şekilde noktaladı:
“Beden olumlamaya önem veren ve her kiloda sağlıklı olabileceğinizi söyleyen birçok insan var. Zayıf olup olmamanızın önemli olmadığını savunuyorlar. Diğerleri ise aşırı kaslı olmaya odaklanıyor ki bu sağlıklı olabileceği gibi sağlıksız da olabilir. Sosyal medya o kadar geniş ki, hem sağlıksız hem de sağlıklı güzellik versiyonlarını teşvik eden farklı niş alanlar var. Bence sosyal medya, daha çeşitli güzellik türlerinin görülmesi ve kucaklanması için fırsat yaratıyor.”