Birleşmiş Milletler (BM) Haiti Özel Temsilcisi Helen La Lime’e ülkedeki duruma ilişkin yaptığı değerlendirmede, sadece birkaç haftada yarısından fazlası ölümle sonuçlanan onlarca kolera vakası bildirildiğini söyledi.
Şiddet olayları nedeniyle zarar gören altyapının ve sağlık hizmetlerinin kolera ile mücadeleyi zorlaştırdığını belirten La Lime, su kaynaklı hastalıkların yol açtığı kayda geçmeyen ölümlerin de olduğunu aktardı.
La Lime, ülkedeki akaryakıt stoklarının büyük bir kısmının bulunduğu Varreux Terminali’nin çetelerin kontrolünde olduğunu ve yakıt olmadan semtlerdeki çöplerin taşınmasının mümkün olmadığını ifade etti.
Toplanmayan çöplerin, koleranın yayılmasına yol açan sağlıksız bir ortam yarattığını vurgulayan La Lime, BM dahil uluslararası kuruluşlar ve güvenlik güçlerince insani yardım koridoru oluşturulması için yapılan çağrıların şu ana kadar sonuç vermediğini söyledi.
La Lime, artan şiddet olayları nedeniyle ülkede kaybolan güven ortamında adam kaçırmaların arttığını ve sadece bu yıl içinde 1000’e yakın kaçırma vakası yaşandığını kaydetti.
Ekonomik ve siyasi krizin yarattığı huzursuzluk ortamında Haitililerin temel hak ve özgürlüklerinden yoksun kaldığına işaret eden La Lime, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyelerini “kararlı şekilde” harekete geçmeye çağırdı.
Çete çatışmaları geniş alanlara yayıldı
2004’ten bu yana ülkedeki yoksulluk ve şiddetin ortadan kaldırılması için çalışmalar yürüten Rio de Janeiro merkezli sivil toplum kuruluşu Viva Rio’nun Program Koordinatörü Pedro Braum, başkent Port-au-Prince’nin yaklaşık yüzde 70’inin çetelerce kontrol edildiğini belirtti.
Konuya ilişkin, AA’ya yaptığı değerlendirmede, “G9 and Family” ve “G-PEP” isimli rakip çeteler arasında hakimiyet mücadelesinin sürdüğünü aktaran Braum, her çetenin siyasi bir motivasyonu olduğunu ve bir siyasi partiyle bağlantılarının bulunduğunu dile getirdi.
Braum, çetelerin sadece daha büyük topraklar üzerinde kontrol sağlamak için değil siyasi nüfuz elde etmek ve Haiti kaynaklarını gasbetmek için de mücadele ettiği yorumunu yaptı. Braum, güvenlik güçlerinin çetelerin kontrolündeki bölgelere girerek düzeni tesis etmek için yeterli kapasiteye sahip olmadığını belirtti.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de gazetecilere yaptığı açıklamada, Haiti’deki durumu “kabus” olarak tanımlayarak “silahlı” müdahaleye ihtiyaç olduğunu dile getirmişti.
Haiti’de şiddet ve kriz
Akaryakıt fiyatlarındaki artışa yönelik protestolar, hükümetin 11 Eylül’de akaryakıt yardımlarını kestiğini duyurmasının ardından ülke geneline yayılarak şiddetini artırmıştı.
Gösteriler, 14 Eylül’de başkent Port-au-Prince dışında ülkenin diğer büyük kentlerine yayılmış, göstericiler Başbakan Ariel Henry’yi istifaya çağırmıştı.
Protestocuları destekleyenler ile hükümet yanlısı çeteler arası mücadelenin de mevcut gidişat üzerinde etkisinin olduğu biliniyor.
“Barbecue” lakabıyla bilinen Haiti’nin önde gelen çete elebaşlarından Jimmy Cherizier, Port-au-Prince’te düzenlediği gösteride, “Haiti’nin yoksullarının Başbakan Henry’i görevden alması gerektiğini” söylemişti.
Gösteriden yaptığı videolu paylaşımda Cherizier, “Gerçek çeteler ve gerçek haydutlar takım elbise giyenlerdir.” diyerek, “sistemi devirme” çağrısı yapmıştı.
Haiti’deki toplumsal huzursuzluk, Temmuz 2021’deki Devlet Başkanı Jovenel Moise suikastı, Ağustos 2021’de meydana gelen ve 2 bin 200’den fazla kişinin ölümüne ve on binlerce evin yıkılmasına yol açan 7,2 büyüklüğündeki deprem, enflasyon, adam kaçırma ve şiddetin artmasıyla son bir yılda önemli ölçüde derinleşti.
Enflasyonun son yılların en yüksek seviyesine ulaştığı ülkede nüfusun yüzde 40’ı gıda yardımlarına bağımlıyken, kronik hale gelen çete çatışmaları da yüzlerce kişinin ölümüne ve binlercesinin yerinden edilmesine yol açtı.