Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Hak-İş Konfederasyonu tarafından “Hak-İş’li Emekçi Kadınların Sendikal Hareketteki Yeri” temasıyla gerçekleştirilen 10. Uluslararası Kadın Emeği Buluşması’nda yaptığı konuşmada, Konfederasyonun dünyanın neresinde olursa olsun zulme, zalimlere karşı durmak, mazlumlarla beraber olmak gibi bir mecburiyetleri bulunduğunu söyledi.
Hak-İş’in sendikalı kadın noktasında önemli bir aşamayı gerçekleştirdiklerini belirten Arslan, yüzde 28’lere varan kadın üyeyle önemli bir sorumluluğu üstlendiklerini dile getirdi.
Aynı zamanda çok sayıda kadın sendikacılar da olduğunu aktaran Arslan, “Daha ilerisini istiyoruz. Artık sendikacı kadın liderler olarak sayımızın artırılması, daha da güçlendirilmesi ve bu konuda gereken sorumluluklarımızı yerine getirerek olması gereken noktaya birlikte taşımamız gerekiyor.” diye konuştu.
Mahmut Arslan, şunları kaydetti:
“2019 yılında Birleşmiş Milletler Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO), kuruluşunun 100’üncü yılında, ILO’da kabul edilen özellikle 190 sayılı ‘iş yerinde şiddet ve tacize karşı mücadele sözleşmesi’nin ülkemiz tarafından da bir an evvel onaylanmasını arz ediyoruz. Mevzuatımızda, gerek iş kanununda, kanunda ciddi şekilde kadına şiddetin önlenmesine yönelik ciddi düzenlemeler yapıldı. Ancak iş yerinde şiddet ve iş yerinde tacize yönelik Birleşmiş Milletlerin ortaya koyduğu bu sözleşmeyi biz son derece önemsiyoruz. Bunun bir an evvel ülkemiz tarafından da kabul edilerek onaylanmasının, gerçekten çalışma hayatında şiddetin ve tacizin ortadan kaldırılması konusunda çok önemli bir aşama olduğunu düşünüyoruz. Geçtiğimiz günlerde Sayın Cumhurbaşkanımızın İnsan Hakları Eylem Planını açıklarken ortaya koyduğu vizyonu sonuna kadar destekliyoruz. Kadına yönelik her türlü şiddete karşı oluşturulmuş bugüne kadar mevzuatımızın ötesine geçen, yeni düzenlemeler hedefleyen ve bu düzenlemeler içerisinde başta avukat tahsis etmek olmak üzere pek çok konuda eksikleri de gidermeye çalışan bir iradeyi buradan takdirle, teşekkürle ifade etmek istiyorum.”
Kadınların özellikle kıyafetinden dolayı yargılanıp, dışlandığı bir dönemin geride kaldığını ifade eden Arslan, yeni 28 Şubat’lar yaşamamak için yeni baskılar, kadını dışlayan, kadını aşağılayan, üniversite kapılarından geri çeviren anlayışın yeniden hortlamaması için yeni ve sivil bir anayasa ile bunların güvence altına alınmasını mutlaka sağlamak gerektiğini vurguladı.
“Geçen yıl 170 bin olan kadın üye sayımız bu yıl 194 bine yükseldi”
Hak-İş Kadın Komitesi Başkanı Fatma Zengin de kuruluştan bugüne emek hareketinde kadının yerine ve önemine özen gösterdiklerini, kadın konusunda ortaya koydukları ifade, anlayış ve politikalarla bugün çok daha iyi bir noktada olduklarını dile getirdi.
Yüzlerce emekçi kadınla çıktıkları bu yolda, bugün yüzbinleri açmış olmanın gururunu yaşadıklarını belirten Zengin, şöyle konuştu:
“Geçen yıl, 170 bin olan kadın üye sayımız, bu yıl 194 bine yükseldi. Genel merkez ve sendikalarda kurulu kadın komitesi, 81 il ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde örgütlü yapısı, uluslararası kuruluşlardaki temsiliyetiyle Hak-İş’li emekçi kadınların sendikal hareketteki yeri ve rolü tarihe iz düşmüştür. Bugün Sendikalarımızın hemen hemen her kademesinde sendikacı lider kadınımız görev yapmakta. Temsilcilik, şube başkanlığı, genel başkan yardımcılığı gibi her statüde kadın liderimizi görmekteyiz. Bunun son örneğini yakın zamanda yaşadık. Konfederasyonumuzda ilk defa bir kadın, genel sekreter olarak görev yapmakta. Sendikal mücadeleyi geleceğe taşıyabilmek için toplumsal eşitliğin sağlanması gerekmektedir. Bu sadece kadınlara karşı değil milletimize karşı da sorumluluğumuzdur.”
Hak-İş’in kadın emekçilerin kendilerini rahatça ifade edebilecekleri, her kademede yer alabilecekleri bir platform olduğunu belirten Zengin, bütün kadın üyeleri sendikalarda daha fazla yer almaya davet etti.
Zengin, konuşması sırasında HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önündeki evlat nöbeti tutan annelere video konferans yöntemiyle bağlandı.