Geçmişi Osmanlı dönemine dayanan arzuhalcilik, teknolojinin gelişimiyle bilgisayara taşınsa da mesleği yıllardır yapanlardan bazıları daktilodan kopamıyor.
Okuryazarlığın artması ve internet kullanımının yaygınlaşmasına rağmen talep gören mesleğin erbapları, adliye yakınlarındaki iş yerlerinde ya da açık alanda bekleyerek başvuru sahiplerinin talepleri doğrultusunda dilekçe yazıyor.
Bursa Adalet Sarayının köşesinde arzuhalcilik yapan Fahrettin Özden, AA muhabirine, meslekte 20 yılı geride bıraktığını söyledi.
Memur olarak çalışıp emekliye ayrıldıktan sonra evde duramadığını belirten Özden, “Çalışmak güzel bir şey. Hem insanlara faydalı oluyorsunuz hem de bilginiz ve tecrübeniz artıyor.” dedi.
Arzuhalciliğe başladıktan sonra tecrübe kazandığını ifade eden Özden, en çok icra, vasilik, boşanma ve dolandırıcılık konularında dilekçe yazdığını anlattı.
Daktilosundan vazgeçemiyor
Her gün sabah erken saatlerde adliyenin köşesindeki seyyar küçük masasının başına geçtiğini ve yaklaşık 8 saat çalıştığını kaydeden Özden, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu meslekte unutmadığım bir hatıram var. Bir doktor hanım ve mühendis bey geldiler ve ‘acele boşanma’ dediler. Öyle deyince ben de şaşırdım. Yazdık ve prosedürü uyguladık. Kadın, ‘Kocam sigara içiyor, ağzı çok kötü kokuyor, boşanmak istiyorum. Bunu yaz’ dedi ben de yazdım. Hakimin dikkatini o cümle çekmiş ve ilk celsede boşanmışlar.”
Yaklaşık 50 senedir daktilo kullandığını vurgulayan Özden, arzuhalciliğe de eski usul daktilosuyla devam ettiğini aktardı.
Yıllardır çalıştığı için adliye çevresinde tanındığına değinen Özden, “Şikayetin mahiyetine göre, bir dilekçeyi yazmak 10-15 dakika, bazen 5 dakika sürüyor. Kapsamlıysa iş değişiyor.” bilgisini paylaştı.
Özden, işini severek yaptığını, maddi durumu olmadığını gördüğü kişilere de ücretsiz yardımcı olduğunu dile getirdi.
Mesleği babasından öğrendi
Adliye yakınındaki bir dükkanda bilgisayarla arzuhalcilik yapan 28 yaşındaki Taylan Kızılkaya ise arzuhalci olan babasından öğrendiği mesleğe 2010 yılında başladığını bildirdi.
Savcılığa şikayet, boşanma ve duruşma tutanağı için dilekçe yazdığı bilgisini veren Kızılkaya, “Ben bilgisayar bölümünden mezun oldum. Biz bilgisayar kullanmaya alıştık. Daktilo artık çok eskidi, bitti gibi. Şimdi lazer yazıcılar var. Dilekçeleri bilgisayarda yazıp hemen birkaç saniyede çıkarıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Kızılkaya, dilekçe yazarken Türkçeyi iyi bilmenin ve doğru kullanmanın önemine dikkati çekti.
Doğru kelime ve cümlelerin doğru yerlere konulması halinde ortaya iyi bir dilekçe çıktığını anlatan Kızılkaya, kopyalayıp yapıştırmaktan ziyade duruma göre dilekçe hazırladığını belirtti.
Kendisinin çocukluğunda, babasının daktiloyla çalıştığını ancak daha sonra bilgisayar kullanmaya başladığını aktaran Kızılkaya, ihtiyaç olduğu için mesleğine bir süre daha devam etmeyi düşündüğünü sözlerine ekledi.