Halkbank, “Bizim Dünyamız, Bizim Geleceğimiz” projesinin başlangıcı kapsamında Halkbank Verimlilik Zirvesi’nin ilkini gerçekleştirdi.
Zirve kapsamında AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, sürdürülebilirlik, sıfır atık, enerji verimliliği, yeşil ve dijital dönüşüm gibi yaklaşımların birbiriyle ilintili olduğunu söyledi.
Ana konunun, kıt olan kaynakların verimli ve etkin bir şekilde kullanılması olduğuna dikkati çeken Arslan, şunları kaydetti:
“Finans yönetiminde verimlilik çok önemli, çünkü parasal kaynaklar olmadan ne yatırımlar ne de kentsel, dijital dönüşümler gerçekleşiyor. Bu açıdan kaynaklarımızı doğru öncelikli alanlarda kullanmak gerekiyor. Dolayısıyla sürdürülebilirlik yaklaşımlarımız uzun süredir Türkiye’nin gündeminde ve ekonomiye katkı sağlıyor. Finans dünyasından bir örnek verecek olursak, başta Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Merkez Bankası ve ekonomi yönetimiyle ilgili bakanlıklar, kaynaklarımızı verimli bir şekilde kullanmaya yönelik düzenlemeler yapıyorlar. Selektif kredi anlayışı, aslında kıt olan tasarruflarımızı üretime, yatırıma, istihdama ve ihracata dönüştürmeye yönelik bir hedef.”
Arslan, yüksek teknolojiyi de devreye alarak ihracat bazlı bir ekonomik modelin, dış dünyanın zenginliğini Türkiye’ye getirmek anlamına geldiğini ifade etti.
Türkiye’de tasarrufların istenen seviyede olmadığını vurgulayan Arslan, “Burada israf ve harcama kültürünün iyileştirilmesi noktasında çalışmalar yapılıyor ama dış dünyanın zenginliğinin gerek ihracat kanalıyla gerekse turizm ve benzeri faaliyetler yoluyla ülkemize gelmesi çok önemli.” diye konuştu.
Mobil bankacılık ile verimlilik ve kaynak tasarrufu
Halkbank Genel Müdürü Arslan, dijitalleşme ile gelen mobil bankacılığın hem müşteriler hem de bankalar için zaman tasarrufunun yanı sıra bazı avantajlar sağladığını belirtti.
Bu avantajları anlatan Arslan, şöyle devam etti:
“Mobil bankacılık, şube artışını engelliyor ve hatta giderek şubesiz bankacılık kullanımı artıyor. Nakit para dolaşımının giderek azalması ve dijital paranın ekonomilerde ağırlığının artmasıyla birlikte fiziki para talebine duyulan ihtiyaç da azalacak. Bu açıdan teknoloji ve mobil bankacılık kullanımı giderek yaygınlaşıyor. Biz de Halkbank olarak mobil ve dijital bankacılığa büyük önem veriyoruz çünkü bankacılık işlemlerimizin yüzde 96’sının şube dışından yapıldığını görüyoruz.
BDDK artık dijital banka kurma izinleri veriyor. Bu adımlar, kaynaklarımızı verimli kullanmamız açısından önemli gelişmeler. Parasal kaynaklarımızı şube yatırımları ya da büyük bina yatırımlarından ziyade teknolojiye yönlendirerek kaynak tasarrufu sağlıyoruz. Bu tasarruf sayesinde, ihtiyaç duyulan alanlara daha fazla kaynak aktarımı mümkün oluyor.”
“TAM ATM projesi güzel bir verimlilik örneği”
Arslan, otomatik para çekme makinelerinin (ATM) şubesiz banka gibi olduğu için çok yaygın olduğunu ancak sektörde bu kadar ATM’ye gerek olmadığını söyledi.
Uygun teknolojik yatırım ve yazılımlarla ortak ATM oluşturup, her banka müşterisinin bu ATM’lerden faydalanmasını amaçladıklarını dile getiren Arslan, şu bilgileri verdi:
“Kamu bankaları öncülünde Türkiye’nin ATM Merkezi (TAM) projesini başlattık. Bu projeye bizim dışımızda Ziraat Bankası, Vakıflar Bankası, Ziraat Katılım Bankası, Vakıf Katılım Bankası, Emlak Katılım ile PTT dahil oldu ve bu bankalar yeni ATM yatırımlarını TAM ATM’ler üzerinden yapıyor. Böylece, her bir bankanın ayrı ATM’si yerine tek bir ATM ile tasarruf sağlanacak çünkü ATM’ler dışarıdan ithal ettiğimiz bir ürün.
Modeline göre maliyeti 15 bin dolardan 30-40 bin dolara çıkabiliyor. Ayrıca, kurulum, bakım-onarım ve güvenlik gibi ek maliyetleri de olabiliyor. Sektörde bankaların toplamda 50 binden fazla ATM’si var. Kamu bankalarının 20 bin ATM’sinin 6 bin 210’u TAM ATM’ye dönüştü. Halkbank olarak yaklaşık 5 bin ATM’mizin 1600’ünü dönüştürdük. Bu sayı giderek artacak. Bu proje güzel bir verimlilik örneği. Bu adımlar, ithalatı önleyip cari açığa katkı sağlamakla birlikte tüketiciler açısından da kolaylık sunuyor, çünkü kapsam genişliyor.”