Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, “Verimliliğe dair bireysel çabalar sonucunda toplumsal refahın olumlu etkilenmesi için bir koordinasyona ihtiyaç var. Bu da doğru regülasyonlarla sağlanabilir.” diye konuştu.
Medikal Turizm Derneği’nin koordinasyonuyla düzenlenen Halkbank Verimlilik Zirvesi, İstanbul Finans Merkezi’ndeki Halkbank Genel Müdürlüğünde gerçekleşti.
Toplantıya, Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Türkiye Başkan Vekili Mehmet Üvez ve Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan’ın yanı sıra akademisyenler ve alanının öncü isimleri katıldı.
“Bizim dünyamız, bizim geleceğimiz” projesinin başlangıcı olan zirve, kaynak verimliliği ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ni (SDG), merkeze alarak kritik bir rol üstleniyor ve geleceğin sürdürülebilir dünyasına yön verecek somut adımları ortaya koyarak, ulusal ve uluslararası düzeyde fark yaratmayı amaçlıyor.
Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, zirvede yaptığı konuşmada, finansın, verimlilik eylemlerinin merkezinde yer aldığını söyledi.
Kaynakların etkin kullanımına dikkati çeken Aşan, şunları kaydetti:
“Kaynakları ne kadar verimli kullanıyorsanız, o kadar iyi kullanıyorsunuz demektir. Buradaki önemli soru şu: O kaynakların, en verimli şekilde kullanabilecek kişilerin eline geçirilmesi. Çünkü kaynak sahipleri, en verimli kullanıcılar olmak zorunda değil. Burada mekanizmalar öne çıkıyor, finansal kurumlar ve bankalar gibi. Fakat bu mekanizmaların çok daha önemli işlevleri var: bizim bireysel olarak hiçbir zaman toplayamayacağımız verileri toplama yeteneğine sahipler. Bu verilerin sürece önemli katkıları oluyor. Bunun yanına bir de sürdürülebilirlik eklendi. Artık bu kurumların tek görevi kaynakları sadece daha verimli kullanana yönlendirmek değil, aynı zamanda sürdürülebilir olana da öncelik vermek. Burada da farklı verilere ihtiyacımız var çünkü verimlilikle ilgili topladığımız veriyle, sürdürülebilirlikle ilgili topladığımız veri aynı değil. Bu konuda Türkiye olarak almamız gereken yol var. Elbette bu tür raporlamaları yapan kurumlar var ama bizim kendi içimizde de bu konulara dair bazı çözümleri geliştirmemiz lazım. Verimlilikle ilgili bir diğer önemli konu, bireysel verimlilik adımlarının toplumun geneli için uygun olup, olmadığıdır. Verimliliğe dair bireysel çabalar sonucunda toplumsal refahın olumlu etkilenmesi için bir koordinasyona ihtiyaç var. Bu da doğru regülasyonlarla sağlanabilir.”
Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ise sürdürülebilir karlılığın temelinde verimliliğin yattığını söyledi.
Eylül ayının ilk haftası yayınlanan Orta Vadeli Program’ı anımsatan Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2025-2027 Orta Vadeli Program, tasarrufun artırılması, yeni fikir üretme becerilerinin geliştirilmesi, yeşil ve dijital ekonomiye geçiş odağında teknoloji ile dönüşümün sağlanması, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi ve ekonomide kayıt dışılığın azaltılmasını öncelikli hedefler arasında belirlemektedir. Bankamız, Orta Vadeli Program’ı odağına alarak tasarrufun ve verimliliğin artırılması için gerekli çalışmaları yapmaktadır. 12. Kalkınma Planı’nda ise yeşil ve dijital dönüşümün, sanayimizin ve ekonomimizin geleceği için kritik öneme sahip olduğu vurgulanmaktadır. Kalkınma Planı, temiz enerji üretimi, enerji verimliliği ve yeşil dönüşüm alanlarında kapsamlı adımlar atmayı hedeflemektedir. Bu doğrultuda Bankamız, 2024 yılı itibarıyla 12 bin firmayı “Sürdürülebilirlik ve Çevre Değerlendirmesi” kriterleri doğrultusunda skorlayarak çevresel ve toplumsal risklerin belirlenmesine yardımcı olmakta ve firmaları yeşil dönüşüm için teşvik etmektedir.”
Arslan, hem ulusal tasarruf hem de iş gücünün verimli olmasını dikkate alarak kadın girişimcilere yönelik proje başlattıklarını da hatırlattı.
Üreten Kadınlar Zirveleri ile girişimci kadınlara destek paketini sunduklarını anlatan Arslan, “Girişimciliğe başlamış ya da girişimciliğe yeni başlamayı düşünen kadınlarımız için özel finansal ürünler çıkardık. Bugüne kadar toplam 232 bin kadın girişimcimize 72 milyar liralık finansman sağladık. Zira kadınlarımızın iş gücüne katılım oranı, gelişmiş ekonomilerin oldukça altında. Dolayısıyla kadın girişimcilerimizi desteklemek, yine bankamızın misyonlarından bir tanesidir. Ayrıca kadınlarımız borçlarını erkeklerden daha fazla geri ödemektedir. Kadın girişimci üyelerimizin geri ödeme oranı yüzde 99’un üzerinde.” ifadelerini kullandı.
Arslan, finansal okuryazarlık ve tasarruf konularının da önemine değindi. Banka olarak kredi verme ve mevduat toplamanın yanı sıra kültürel çalışmalarla topluma değer katmaya çalıştıklarını belirten Arslan, “Bugün başlattığımız ve gelecek yıllarda da sürdürmeyi düşündüğümüz Verimlilik Zirvesi ile daha yaşanabilir bir dünya, daha yaşanabilir bir Türkiye için üzerimize düşen görevleri yapacağız.” dedi.
EBRD Türkiye Başkan Vekili Mehmet Üvez ise EBRD’nin Türkiye’de 2009 yılında faaliyete başladığını ve 450’nin üzerinde projeye yaklaşık 21 milyar avro finansman sağlandığını söyledi.
Enerji verimliliğinin bankanın gündemine 1994 yılında girdiğini belirten Üvez, şunları kaydetti:
“Projelerin emisyon azaltımı, enerji azaltımı gibi değerlerini 2006 yılından bu yana takip ediyoruz. Yeşil projelerimize Türkiye’de 7 milyar avro finansman desteği sağladık ki toplam hacmin neredeyse yüzde 30’una denk geliyor. Bir diğer taraftan kalkınma bankası olarak, iklim krizini çalışmalarımızın merkezine almış bulunuyoruz. Paris Anlaşması’nın imzalandığı 2015 yılından bu yana sağladığımız finansmanlar için minimum bir yeşil hedef belirledik. 2023 yılı ocak ayından itibaren finanse ettiğimiz bütün projelerin Paris Anlaşması’yla uyumlu olması şartı getirildi. 2020 sonunda açıkladığımız stratejimiz kapsamında da düşük karbonlu ve dirençli ekonomilere geçişi hızlandırmayı hedefliyoruz. Özellikle enerji verimliliği açısından, enerji yoğun sektörlerin mümkün mertebe en kısa sürede karbon nötr olmasına yönelik çalışmalarımıza ve projelerimize devam ediyoruz.”
Üvez, enerji verimliliğinin ekonomik büyümenin önemli bir itici gücü olduğuna dikkati çekerek, “Enerji verimliliği, emisyon eğrisini aşağı çekmek ve Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmak istiyorsak, önümüzdeki 10 yıl içinde ölçeklendirilmeli, yenilenebilir enerjinin yanı sıra karbonsuzlaşmayı amaçlayan ülkeler için birinci öncelik olmalıdır.” diye konuştu.