İşgal ve abluka altındaki Filistin topraklarında 2006 seçimlerinden galip çıkan Hamas’ın Gazze Şeridi’nde yönetime geldiği 2007’den bu yana, Hamas ve Fetih hareketleri arasında büyük bir siyasi bölünmüşlük yaşanıyor.
Aradan geçen 15 yılda iki hareket arasında çok sayıda anlaşma imzalandı ancak ortaya çıkan birtakım anlaşmazlıklar nedeniyle bunlar hayata geçirilemedi.
Kuzey Afrika’da yer alan Arap ülkesi Cezayir, Filistinli gruplar arasındaki bölünmeyi bitirme çabaları çerçevesinde, Filistin’de ulusal uzlaşıyı sağlayan diyalog görüşmelerine ev sahipliği yaptı.
Ocak 2022 tarihinden itibaren Filistinli gruplarla ayrı ayrı görüşmeler yürüten Cezayirli yetkililer, görüşmelerde bölünmeyi sonlandırmaya ilişkin bir diplomasi yürüttü.
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun da bu bağlamda temmuz ayında Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’yi bir araya getirmişti.
Filistin’deki siyasi bölünmenin sona erdirilmesi için Hamas ve Fetih başta olmak üzere 14 Filistinli grubun temsilcisinin katılımıyla düzenlenen Filistin diyalog görüşmeleri 11 Ekim’de Cezayir’de başlamıştı. Filistinli gruplar, 13 Ekim’de üzerinde uzlaştıkları 9 maddelik Cezayir Bildirisi’ni törenle imzalamıştı.
Törene 14 Filistinli grubun temsilcisi ile Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun katılmıştı.
Filistin’deki siyasi bölünmenin sona erdirilmesi için imzalanan Cezayir Bildirisi’nde, İsrail işgaline karşı direnişin temeli olarak “ulusal birliğin” önemi vurgulanıyor.
Hamas’ın Cezayir Temsilcisi Osman, AA muhabirine, Cezayir Bildirisi’nin içeriğini, uygulanma mekanizmasını ve bu bildirinin uygulanması noktasındaki garantilere dair değerlendirmelerde bulundu.
Osman, Cezayir’in Filistin davasına özel bir ilgi gösterdiğini ifade ederek, “Cezayir, bağımsızlığına kavuştuğu 1962’den bu yana kendini Filistin davasına ve bu davanın ilkelerine adamış bir ülkedir. İşte perşembe günü gerçekleştirilen de bu adanmışlığa dair şahitlerden bir şahittir.” dedi.
Cezayir’in bu toplantıya ev sahipliği yapmasında hiçbir siyasi menfaat gözetmediğini dile getiren Osman, “Cezayir’de düzenlenen bu uzlaşı toplantılarına katılan Filistin gruplarının temsilcileri, bu toplantının yapılması bağlamında Cezayir’in Filistin davasına ulusal ve tarihsel hissiyattan başka hiçbir amaç hedef taşımadığı noktasında hemfikirdir.” diye konuştu.
Osman, yaklaşık 10 aydır süren uzlaşı arayışı çalışmalarına dair Cezayir’den tek bir açıklama yapılmamış olmasını da “Cezayir’in bu yapısına güçlü bir kanıt” olduğunu söyledi.
“Filistin davası itibar kaybetti”
Filistin davasının bölünmüşlük döneminde ciddi bir şekilde itibar kaybettiğine işaret eden Osman, “Cezayir Bildirisi’ni hem Arap dünyasında hem de uluslararası düzlemde itibarını kaybeden Filistin davasının bu itibarını geri kazanma noktasında önemli bir adım olarak görüyoruz. Bu bildiri, Filistin davası dosyasına konulacak ve etkin bir şekilde Arap Birliği zirvesinde yer alacaktır.” şeklinde konuştu.
Osman, Arap ülkelerinin İsrail ile normalleşme yönünde Filistin iç bölünmüşlüğünü bahane olarak kullandığını savunarak, “Bu bildiri, Filistin davasının ilkelerinin korunması bağlamında önemli bir rol oynayacak ve Filistin iç bölünmüşlüğünü bahane göstererek İsrail ile normalleşme yönündeki adımların önünü de kesmiş olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Bildirinin içeriği
Bildirinin giriş bölümünde özellikle Filistin davasının Arap-İslam dünyası ile uluslararası düzlemde önem kaybetmesine neden olan faktörlere işaret edildiğini belirten Osman, şunları söyledi:
“Sıralanan 9 maddede de iki temel unsur ortaya çıkıyor. Birincisi Filistin ulusal birliğinin, Filistin davasını tasfiye ve önemsizleştirme sürecinden çıkaracak ve Filistin ulusal kurtuluş projesini sürdürecek tek ve gerçek yoldur. İkincisi ise Filistin ulusal siyasetinin ortaklığına ilişkindir ki böylece Filistin halkının tüm kesimlerini temsil eden grupların Filistin özgürlük projesinin söz sahibi olmasını sağlamaktır.”
Bu bildiriye göre, Hamas ve Filistin İslami Cihad hareketlerinin Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) bünyesine dahil olacağına vurgulayan Osman, “Bildiride tüm Filistinli grupların FKÖ bünyesine alınması kararlaştırıldı. Böylece FKÖ’nün kuruluş amacı doğrultusunda daha aktif hale getirilmesi hedefleniyor.” dedi.
FKÖ’nün Filistin halkının davasının tek meşru mercii olduğuna dikkati çeken Osman, FKÖ’nün uzun zamandır Filistin davasındaki rolünün zayıfladığını, ancak bildiriye imza tüm grupların bu yapının bir parçası olma ve FKÖ’nün gerçek rolüne bürünmesi noktasında mutabık kaldığını kaydetti.
– Bildirinin uygulanma garantisi
Osman, bu bildirinin uygulanmasının, Hamas ve Fetih başta olmak üzere yakın zamanda Filistinli gruplar arasında varılan Kahire, Suudi Arabistan ve Doha anlaşmalarından farklı olacağını ve bunu uygulamanın çeşitli seviyelerde garantilerinin olduğunu söyledi.
Kudüs, Gazze Şeridi ve Batı Şeria başta olmak üzere Filistin sahasında yaşanan olayların Filistinli tarafları ulusal birliği sağlamaya zorladığına vurgu yapan Osman, “Bu bildirinin uygulanmasında 3 ana unsur ortaya çıkıyor. Birincisi Filistin yönetiminin siyasi tavizler vermesi olacak. İkincisi Filistin sahasında yaşanan gerçekliklerin dayatması, üçüncüsü de bu bildirinin imzalanmasını sağlayan hami ülke Cezayir’in desteklemesi olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
Osman, bildiriye imza atan tarafların Cezayir’in hiçbir ajandasının olmadığı noktasında mutabık olduğunu ifade ederek, bu durumun Cezayir’in hami olması ve bu bildirinin uygulanmasında garantör olmasına dair güveni artırdığını savundu.
Türkiye ile Mısır, Katar ve diğer bazı Arap ülkelerinin bu bildirinin imzalanmasına destek verdiklerini vurgulayan Osman, bu ülkelerin de Cezayir ile birlikte bu bildirinin uygulanmasında önemli rol oynayacağına işaret etti.
Bildirinin uygulanma mekanizması
Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas’ın Cezayir Temsilcisi Muhammed Osman, Cezayir Bildirisi’nin uygulanmasında en önemli sorumluluğun FKÖ’nün başat unsuru olan Fetih hareketinde olduğuna dikkati çekerek, Fetih’in bu bildirinin uygulanması için Filistin’de seçimlerin yapılmasına giden yolda ilgili ülkelerin devreye girmesini sağlaması gerektiğini söyledi.
Cezayir’in bildirinin uygulanması için Arap ülkelerinden oluşturulacak olan bir kurula başkanlık edeceğini vurgulayan Osman, “Sanırım bu adım da Kasım’ın 1-2’sinde Cezayir’de yapılacak olan Arap Birliği zirvesinde gündeme gelecektir.” dedi.