Trabzon’dan son 4 ayda 5 ülkeye 205 ton hamsi ihraç edilerek karşılığında 579 bin 817 dolar girdi sağlandı.
Hamsi ihracatı hem ülkeye döviz girdisi hem de istihdama katkı sağlıyor. Trabzon’da hamsinin işlenip ihraç edildiği tesislerde dönemsel olarak değişmekle birlikte 2 bini aşkın kişi istihdam ediliyor.
Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Gürdoğan, AA muhabirine, 2021-2022 av sezonunun başladığı 1 Eylül’den itibaren 4 ayda Türkiye’den 25 ülkeye 1059 ton hamsi ihraç edildiğini söyledi.
Bunun karşılığında ülkeye 4 milyon 671 bin 512 dolar girdi sağlandığını belirten Gürdoğan, önceki yılın aynı dönemine göre gelir bazında yüzde 33, miktar bazında ise yüzde 49 artış yaşandığını ifade etti.
Gürdoğan, hamsi ihracatının 205 tonluk kısmının Trabzon’da faaliyet gösteren 4 firma tarafından gerçekleştirildiğinin altını çizerek, “Trabzon’dan 5 ülkeye yapılan ihracattan 579 bin 817 dolar gelir elde edildi. Hamsi ihracatından sağlanan gelir, önceki yıla göre değer bazında yüzde 127, miktar bazında ise yüzde 82 arttı.” dedi.
Trabzon’dan en fazla hamsi ihracatının 140 ton ile Almanya’ya gerçekleştirildiğini dile getiren Gürdoğan, anılan ülkeye yapılan ihracattan 433 bin 354 dolar döviz girdiği sağlandığını aktardı.
Gürdoğan, Belçika’ya yapılan ihracattan 82 bin 959 dolar gelir elde edildiğine dikkati çekerek, bu ülkeyi Hollanda, İsveç ve Azerbaycan’ın izlediğini belirtti.
Hamsi ihracatı ile ülkeye döviz girdisinin yanı sıra bölge istihdamına da katkı sağlandığına işaret eden Gürdoğan, “Bir tesiste ortalama olarak en az mevsimsel olarak baktığımızda işçi sayısı 500’e kadar çıkabiliyor ama bunun yanında denizde avlanan, çalışan sayısını da koyduğumuz zaman binlerce kişiye hamsinin ekmek kapısı olduğunu görüyoruz.” diye konuştu.
Gürdoğan, hamsinin bir kısmının ayıklanmadan, bir kısmının da temizlenip kılçığı alındıktan sonra paketlenerek ihraç edildiğini anlattı.
Hamsinin de birçok ürün gibi hazır yemek olarak tüketilmesi noktasında talep olduğunu ifade eden Gürdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
“Tüketiciler bunu aldığı zaman direkt fırında yapıyorlar, temizlemesi ile uğraşmıyorlar. Türk ihracatçısı olarak balık çeşitlerimizle dünyadaki paketleme ve hazır yemek sektöründeki değişime ayak uyduruyoruz. Bunun için de firmalarımız Ar-Ge çalışmalarına önem veriyor. Bu ihracatımızı onların istekleri doğrultusunda, hazır yemek şeklinde paketleyerek ve dondurulmuş olarak soğuk zincirle oralara yollayıp tüketime sunmak en büyük arzumuzdur.”
“Dünya piyasalarına Türk markasıyla tek elden girmeyi hedefliyoruz”
Gürdoğan, balıkçılık sektöründeki sorunların giderilmesi ile ihracatçıların bugüne kadar sunduklarının çok daha üstündeki rakamlarla faaliyetlerini sürdüreceklerine inandığını söyledi.
Balıkçılık sektöründeki sorunların bir an önce çözüme kavuşturulması gerektiğini, bunun için DKİB’in de çalışmalar yaptığını ifade eden Gürdoğan, “Balıkçılık sektörünü üvey evlat muamelesinden kurtardığımız zaman, Norveç örneği gibi kümelenme modeliyle çok şeyler yapılabileceğinin altını çizmek isterim.” dedi.
Gürdoğan, Doğu Karadeniz’in balık ihracatında büyük bir pazar payı yakaladığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Bunun artırılması için daha modern tesislere, daha büyük soğuk hava depolarına ihtiyacımız var. Buna göre bir ihracat hamlesi başlatmamız lazım. Bugün itibarıyla su ürünleri ihracatımız bölgemizde toplam 104 milyon dolar seviyesinde ama biz bu rakamın 1 milyar dolar seviyesine çıkabileceğini görüyoruz. Bu da binlerce kişinin istihdamı demek.”
Balıkçılık sektöründe Ar-Ge çalışmalarına çok fazla ihtiyaç olduğunun altını çizen Gürdoğan, şöyle devam etti:
“Doğu Karadeniz’in ihracatına baktığımız zaman, bundan fazla değil, 5 sene önceye gittiğimiz zaman 5 milyon dolar ihracat söz konusuydu. Bugün geldiğimiz noktada 100 milyon dolar ihracattan söz ediyoruz. Bugün hiçbir sektörde yüzde 500-600 rakamlarını artıran bir sektör yok. Demek ki talep var.”
Gürdoğan, sadece avlamakla balıkçılığın olmayacağına işaret ederek, deniz canlılarını koruyarak üretimin artırılması ve bilimin gösterdiği doğrultuda yol alınması sayesinde Türk balıkçılığında Japonya ve Norveç örneğindeki gibi başarının sağlanabileceğini aktardı.
Balıkçılık sektöründe kümelenme modelinin önemli olduğunu yineleyen Gürdoğan, “Özellikle Norveç’teki kümelenme modeli için biz Sürmene Çamburnu’ndaki eski tersane alanını balıkçılarımızla beraber istiyoruz. Burada üretimini hep birlikte, ihracatını da tek elden yaparak dünya piyasalarına Türk markasıyla tek elden girmeyi hedefliyoruz.” diye konuştu.
İhracatın büyük bölümü Avrupa ülkelerine
Arsin Organize Sanayi Bölgesi’nde 15 yıldır faaliyet gösteren Polifish Deniz ve Su Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Talha Altun, 2021 yılında yaklaşık 200 ton hamsi işlediklerini ve bunun önemli kısmını ihraç ettiklerini söyledi.
İhracatın büyük bölümünü Almanya ve Fransa’ya gerçekleştirdiklerini belirten Altun, aynı zamanda Azerbaycan’a da bir miktar dış satım yaptıklarını ifade etti.
Altun, hamsi işleme kapasitelerinin günlük 12 ton olduğunu vurgulayarak, hamsi sezonunda günde ortalama 150 kişinin çalıştığını, bu sayının ihracatın diğer aşamalarında çalışanlarla 400-500’e kadar çıkabildiğini anlattı.
Avrupa ülkelerinin pişirmeye hazır ürün talep ettiğini dile getiren Altun, bu noktada yaptıkları üretimi daha da geliştirmek için Ar-Ge çalışmalarına önem verdiklerini aktardı.
Altun, ihracat yaparak hem ekonomiye katkı hem de bölge insanına istihdam sağladıklarını sözlerine ekledi.