Kardeşinin işlettiği nargile kafede katledilmesinden 38 gün sonra oğlunun acısına dayanamayarak yaşamını yitiren babası Behçet Gültekin’in acısıyla ikinci kez sarsılan Çetin Gültekin, iki yıl önce gerçekleştirilen saldırının yaşandığı yerde, AA muhabirine açıklamada bulundu.
İki yıl önce kardeşini öldüren ırkçı katil Tobias Rathjen’in saldırıdan 3 ay önce ne yapacağını yazılı olarak hem Hanau Savcılığına hem de Federal Savcılığa bildirmesine rağmen hakkında işlem yapılmadığını belirten Gültekin, “Bizim anlamadığımız, savcının bu mektubu okuduğu halde, evde iki ruhsatlı silahı olduğunu gördüğü halde nasıl olur da iki polis görevlendirip evine yollatmaz.” ifadesini kullandı.
Gültekin, olaydan üç hafta sonra polislerin kendilerini arayarak ırkçı katilin 74 yaşındaki babası Hans-Gerd Rathjen’i eve geri getirdiklerini aktararak şunları söyledi:
“Bu kişi, kurbanlardan Ünver ailesine 70 metre, Kurtoviç ailesine 150 metre uzaklıkta oturuyor. Kurtoviç, balkona çıktığında, katilin evini görebilecek yakınlıkta. Bize ise 300 metre yakınlıktaydı. Polis, bizi arayarak bu kişiye intikam amaçlı bir şey yapmamamız şeklinde telkinde bulunuyor. Biz de polise ‘9 can almış kişinin babasını nasıl bu ailelerin içine getirip orada bırakırsınız’ diye soruyoruz. Bu, benim gözümde sadece provokasyon amacı taşıyor.”
“Daha çok Türk’ün öldürülmesi gerektiğini yazıyor”
Oğluyla aynı görüşleri paylaşan Rathjen’in savcılığa gönderdiği 25 dilekçede hem kendilerini hem de şehrin belediye başkanını tehdit ettiği halde hakkında işlem yapılmamasına tepki gösteren Gültekin, şöyle devam etti:
“Bu katilin babası 8 ayda savcılığa 25 dilekçe gönderiyor ve dilekçede ise asıl kurbanın oğlu olduğunu iddia ediyor, adaletin yerine gelmesi için daha çok Türk’ün öldürülmesi gerektiğini yazıyor. Savcıdan oğlunun iki silahıyla birlikte çantasında olan 300 kurşunu geri istiyor, o silahlarla oğlunun intikamını alacağını söylüyor. Oğlu bir dilekçe yazıp 9 can alıyor, babası 70 yaşının üzerinde 25 ırkçı dilekçe yazıyor. Hatta bir dilekçede, ırkçılar tarafından öldürülen politikacı Walter Lübcke’nin başına gelenlerin Hanau Belediye Başkanı Kaminsky’nin de hak ettiğini, onun da öldürülmesi gerektiğini yazıyor.
Oğlu, kardeşimi öldürdü, babası da bizi ölümle tehdit ediyor ve biz bunu 12. ayda gelen dosyadan öğreniyoruz. Bizim en büyük korkumuz; bunun babası saatli bomba, ne zaman patlayacağını bekliyoruz. Alman devleti, kurşun senin gövdenden içeri girene kadar bir şey yapmıyor, ne zaman kurşunu yedin o zaman tehlike. Adam düpedüz ‘öldüreceğim’ diyor. Silah elinde, sen polis olarak daha ne kadar tehlike bekliyorsun ki?”
13 özel harekat polisi görevden alındı
Irkçı terör saldırısının yaşandığı Hanau’da o gece görev yapan 13 özel harekat polisinin daha sonra aşırı sağcılık şüphesiyle görevden alındığını hatırlatan Gültekin, şunları kaydetti:
“Olaydan sonra 00.00 sularında 12 özel harekat polisi, katilin dairesinin çevresini sarıyor. Baskını ise sabah 05.00’te yapıyorlar. Biz 5 saat boyunca neden beklediklerini merak ediyoruz. Kapıyı patlatıp eve giriyorlar. Güya annesini ve kendini öldürmüş. O gece burada görev yapan 19 polisten 13’ünün Neonazi olduğu ortaya çıktı. Bu polislerden birinin, bir çocuğa cinsel istismarda bulunmasını soruşturan savcılığın arama emriyle görev yaptığı emniyetteki odasında çok sayıda Hitler resmi, bayrağı, gamalı haç gibi materyaller ele geçiriliyor. Dolayısıyla ırkçı katille ona operasyon yapan polislerin aynı görüşten kişiler olduğu ortaya çıkmış oldu.”
Kardeşinin acısını atlatamadan, babasının ölümüyle sarsılan Gültekin, “Kardeşimi kaybettikten 38 gün sonra onun acısına dayanamayan babamı kaybettim. Babam 2,5 yıl kanserle savaştı. Hem kemoterapi hem ışın tedavisi görüyordu. Gökhan öldü, adamın tutunacak dalı kalmadı o da öldü.” diye konuştu.
Irkçı terör saldırısında 9 kişi hayatını kaybetmişti
Almanya’nın Hanau kentinde 19 Şubat 2020 gecesi iki kafeye düzenlenen ırkçı terör saldırısında, aralarında 4 Türk’ün de bulunduğu 9 kişi hayatını kaybetmişti.
Özel harekat timinin düzenlediği operasyonda, saldırıyı gerçekleştiren 43 yaşındaki ırkçı terörist Tobias Rathjen ve 72 yaşındaki annesi evlerinde ölü bulunmuştu.
Saldırgan Rathjen’in avcılık belgesi olduğu ve ardında bir mektupla video bıraktığı kaydedilmişti.
Dönemin Başbakanı Angela Merkel ise saldırıyla ilgili “Irkçılık zehirdir, nefret de zehirdir ve bu zehir toplumumuzda vardır.” açıklamasında bulunmuştu.
Aralık 2021’de Federal Savcılık tarafından yapılan açıklamada, saldırıyla ilgili soruşturma kapsamında başka kişilerin suç ortağı, azmettirici veya yardımcı olduğuna ya da failin bir sırdaşı bulunduğuna dair yeterli emarelerin bulunamadığı gerekçesiyle ırkçı terör saldırısına ilişkin soruşturmada takipsizlik kararı verildiği bildirilmişti.